Merkezinde insan olan her oluşumda, art niyetli, karanlık düşünceli olduğunu daha sonra öğrendiğimiz organizasyonlar olabilir... Ülkemizin her tarafında, siyasi fırkası farketmez, bu tür görüntüleri görebiliriz...
Rüşvet ve yolsuzluk, siyasi bir yapının içindeyse ve bu toplumu rahatsız ediyorsa sonuçları itibarıyla ben daha az aldım, ruhu hortlar... Çünkü, bu işi yapanların nefs i emmare'de kaldığı görülür. Biz, genel anlamda, siyaset vitrininde olanların nefs i safiye'de olduğunu ve yetim hakkına sahip çıkacağını düşünürüz... Ben, hâlâ bu düşünce içinde olunmasını savunurum...
Mevcut iktidar öncesi de şahit olduğumuz bazı uygulamaları, o dönem, Cumhuriyet Savcılığı'na bildirmiştim. Cumhuriyet Savcısı, büyük bir nezaketle beni dinledi ve sonuç için beni arayacağını ve bilgi vereceğini söyledi... Aradan, üç dört gün geçti ve Cumhuriyet Savcılığı'na çağırıldım.
Cumhuriyet Savcılığı, bu olay için takipsizlik kararı verdiklerini; çünkü, toplumda üst makamlara olan kişilerin koluna polis girerse, Halkın devlete olan güveni sarsılır. Bu yüzden takipsizlik kararı verdik, dedi... Ben de, aynı suçu ben işleseydim, ne yapardınız diye sordum... Bana, sizi çoktan içeriye atmıştık, dedi...
Ben de Adalet Sarayı binasından çıktım...
Bu olayın üzerinden neredeyse otuz yıl geçti... Benim, suç duyurumun üzerinden geçen zamanla da, suç zaman aşımına uğradı...
Neyse, iktidarlar değişti;ancak, saçı bitmedik yetimin hakkı yenilmeye, devam etti...
Bankaların içi boşaltıldı.
İktidarlar değişse bile soygun düzeni devam etti...
Siyaset, zenginleşme vasıtası olarak görüldüğü için vurguncular, siyasi figür olarak her dönemde kendilerini gösterdi...
Biz, ayakkabı kutularında dolar istiflerini çok gördük.
Basın, daha havuzlaşmamıştı veya yerel yönetimden tam beslenmiyordu...
Halk, birçok şeyi gördü...
İhale Kanunu kaç kez değişti, bilmiyorum. Bilen, işin uzmanı yazarsa mutlu oluruz...
Yolsuzluk yapma konusunda, siyasal islamcı ile devrimci ve ilerici arasında bir fark yoktu...
Biz, İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir ve Düzce Belediye Başkanları'nın neden istifa ettiklerini bir türlü anlamış, değiliz...
Geçmişte de toplu konut faaliyetlerinde, KDV hariç ihale yapılabiliyordu. Sonra, aynı ihale için , müteahhitle KDV' li olarak sözleşme yapılıyordu... Müteahhitin cebine %22 daha fazla para giriyordu... Bu kıyakçılığın karşılığı nedir Bilmiyorduk!...
Bunun, ne olduğunu anlamak için Ankara'ya giderek Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüştüm.
Bana, ihale için Güzelleştirilmiş İhale dediler... Ben, hâlâ Güzelleştirilmiş İhale kavramını çözebilmiş değildim.
Benim düşünceme göre devlet görevlileri yolsuzluk yapmaz, fikri sabiti vardı. İlgili uzman, Hocam! Niye anlamıyorsun Burada, hukuk içinde kalınarak yolsuzluk yapılmış! dedi.
Bunun için bir şey yapamayız, dedi. Hukuk, adalet dağıtmıyor, dedi...
Biz de yeni yeni kavramlar öğrendik...
Aradan yıllar geçti...
Güzelleştirilmiş ihaleler için ülkemiz, cennet bir ülke olmuştu...
Yirmi üç yıl içinde, Güzelleştirilmiş ihale olarak yapılan işlemlerin nakit karşılığı nedir bilmiyorum!
Bildiğim bir şey varsa o da bu işte uzman olmuş kişiler için siyasi fırka farketmiyor...
Her devirde işlerini kirli siyasetle yürütüyorlar...
Günümüz politikası ve başat Gücü, yerel yönetimleri silkeliyor...
Bence de iyi yapıyor...
Hırsız kimse, cezasını çekmeli...
Tabii ki ak pak yıllar için de bir dönem olmalı ve toplum tam temizliği yaşayıp görebilmeli...
Fotoğraf, Manavgat Belediyesi Başkan Yardımcısı'nın çikolata kutusu... Yanlışlıkla, kutuya girmiş olan Avro' lar...
Son sözümüz...
Ey siyaset!
Hepiniz kirlisiniz...
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...
