Toplumumuzdaki gelir dağılımındaki uçurum sonucu açlığa mahkum edilen emeklilerin feryadı her yerde duyuldu;ancak, bir tek iktidar mensupları tarafından duyulmadı.
Hâlâ da duyulması mümkün değildir, diye düşünüyorum.
Bence, 2008 tarihinde değiştirilen bir yasa sonucu, her geçen yıl emeklilerin sofrasından bir şeyler eksildi...
Enflasyon sonucu alım gücü daha da azalan emekliler ne yapacağını şaşırmış durumda ve çaresizler topluluğu oldu...
Emeklilerimizin azınlık bir grubu yine yüksek maaş almaya devam ediyor.
Ayrıca, çalışan memurlar da emeklilere göre daha iyi maaş almakta...
Şu an, emeklilerin durumunu gören kamu çalışanları zorunlu olmadıkça, yaş sınırına gelmedikçe emekli olmayacaklardır.
Bu durum, genç işsiz sayısını da olumsuz etkileyecek ve toplumumuz iç çalkantılara savrulabilecektir.
Burada, iş bilmez ve sosyolojiden haberi olmayan bir mali yönetim kadrosunu iş başında görmekteyiz..
Bu durumun makul olmadığını defalarca söyledik, söylemeye de devam ediyoruz...
Yapılması gerekenler..
İlk önce, kamu maliyesinde iç disiplin olmalı.
Ödemeler, müteahhitlerden değil de hayatı devam ettirecek kesimlerden başlayarak öncelik sırasıyla yapılmalı...
Yirmi iki yıllık dönem içinde, kamu yönetimi, kendi denetimi altında olan üretim kanalları vasıtasıyla piyasa denetimini yapabiliyordu. Politikalar geliştirebiliyordu. Hangi zihniyet akıl verdiyse bu gücü oluşturan tüm kamu iktisadi teşekküllerini ve kamu mallarını talan zihniyetiyle sattı... Elde edilen gelir, yine kamu için üretimde değil de yol, köprü gibi alt yapıda kullanıldı...
Bunların toplam mal oluş rakamları da şeffaf olarak kamuoyuyla paylaşılmadığı için bilgi sahibi değiliz.
Bu arada, mevcut sermayedarların yanına, yeni ve dini bütün addedilen bir gruba da sermaye aktarıldı. Yeni zengin kitle oluşturuldu. Daha önce var olan sermaye sahipleri de paraya para kazandırtarak varlıklarını muhafaza ettiler...
Şimdi, toplumsal yapımız, seküler %10, islamcı %10 olmak üzere %20'lik bir zengin kitle olarak şekillenmiştir.
Yine, çok fakir ve açlık sınırının altında %60'lık bir kitle ve %20'lik yoksul bir kitle bulunmaktadır...
Bu yoksul kitle de iktidarın uygulamalarıyla %60'lık açlık sınırındaki kitleye doğru hızla
gitmektedir.
Türkiye, sancılı bir döneme doğru hızla, belki de bilinçli bir şekilde itilmektedir...
Acil olarak ne yapılmalı?
Geçici sığınmacıların tamamını göndererek bütçe üstündeki yükü kaldırın...
Gıda için birinci öncelikli plan olarak, tarım ve hayvancılık politikalarını geliştirip destekleyin...
Mayıs ve haziran ayı için seyyanen yapabileceğiniz zamları, acil olarak yapın.
Devletin bir yıllık süreyle müteahhitlere ödeyeceği parayı ödemeyin, kamu maliyesinin düzelmesi için kullanın...
Türk Halkı'nı önemsemediği anlaşılan mali politikalar sorumlusu kişileri derhal
değiştirin.
Bu zatları çok seviyorsanız ve orada tutacaksanız, bunu açıklıkla beyan ediniz ve Türk Milleti bizi ilgilendirmiyor, deyiniz...
Biz de bizi yönetenlerin meşrebini öğrenmiş olalım, derim .
Yapmayın!
Etmeyin!
Bu sese kulak verin!
Acil tedbirler alın!
Milletin, hayatta kalma mücadelesini daha fazla sınamayın, derim...
Derhal tedbir alın, halktan kopuk siyasetten de vaz geçin, derim...
Benden uyarması.
Dost! Acı söylermiş derler. Ben de söyledim...
Zaman kazanmak için söylem geliştirmeyin...
TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları bize gelecek dönem için enflasyon tahmini yaptırıyor...
Buna göre, Nisan''da %2,5, Mayıs' ta %2, Haziran 'da da %1,5 enflasyon ilan edilecek gibi duruyor...
Bunların ne kadarı gerçekçi rakam bilmiyoruz.
Bu rakamlarla, %5'lik bir indirimle Temmuz' da verilecek emekli zammı %15, belki %20 gibi duruyor. On bin lira maaş alan emekli için yapılacak zam 1500 ?veya 2000? olacak. Bu hiç de adaletli bir gelir dağılımı yaratmayacaktır.
İnşallah! Bizi duyar ve bu kötü senaryoyu vizyona koymazsınız...
Bütçe disiplini adı altında yapılacak kötücül hareketleri, milletimiz hakketmemektedir...
Şefkatli bir devlet yapısı bekliyoruz.
Hem de hemen...
Bayram'dan sonra çalışmalara başlayıp Nisan ayı içinde de bitirip Mayıs ayı başında uygulanmak üzere değerlendirme yapın, derim.
Yapmamakta ısrarlı iseniz, tek çare, taze ve dinamik bir yapı için erken seçime gitmek gerekir.
Bunu hiç arzulamıyoruz...
Parlamento gerekli çalışmayı yapabilir. Yeter ki fırsat verilsin...
Hepinize dostça, gönülden selamlar...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
**
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...