Seksenli  yılların sonuydu...Valilikte bir toplantıya katılacaktım...Resmi araçla Valiliğe gidiyoruz...Bir yandan da yağmur yağıyordu...Stadyum' un önündeki dört yola geldiğimizde yağmur şiddetlenmişti.

Bu arada bazı küçük öğrenciler yolun karşısına geçmek için  bekliyorlar fakat, araçlar süratli geçtiklerinden  karşıya geçemiyorlardı...Bir polis memuru geldi.Üstünde yağmurluğu da yoktu...

Bir yandan ıslanıyor ; bir yandan da trafiği durdurarak  öğrencilerin  yanına gelip çocukların elinden tutup şefkatli bir baba gibi karşıya geçiriyordu...

Bunu her yönden gelen öğrenciler için yaptı...Bizim şoför gitmek istedi...

Ben, dur! Dedim...

Bu olayı seyretmeye devam ettim...

Sonra  öğrencilerin gelmesi durdu...

Polis arkadaş iç çamaşırına kadar ıslanmıştı...

Ben de, haydi gidelim,diyerek  Valiliğe geldik...

Valimiz  Muzaffer Ecemiş Başkanlığında bir toplantı yapılıyordu...

Valimizden söz istedim...

Vali Bey:---Buyrun, dedi...

 Ben, şahit olduğum olayı anlattım  ve Emniyet Müdürümüze çok teşekkür ettim...

Bu gün, devletimize güvenimizin ne kadar  arttığını da ifade ettim...İyi ki,bu devletin ,Türk Devletinin bir vatandaşıyız, dedim...Vali Bey'e de, beni dinledikleri ve duygularımı ifade etmeme fırsat verdikleri için teşekkür ettim...Vali Bey'de tebessüm ederek memnuniyetini ifade etti...

Sonra toplantıya geçildi...Aradan  epey zaman geçti...Birgün, yine bir müsabaka var... Güvenlik için Emniyet güçleri  gelmişti.O gün,görev yapan polis arkadaşta aralarındaydı... Onlara ,hoşgeldiniz,dedim ...

Bu arada, onlar sohbet ederken yağmurda ıslanan polis bir olay anlatıyordu...Vali Bey'in her yerde adamları var. Aman görevimizi iyi yapalım...Ben nöbet tuttuğum yerde, çocuklara yardım etmiştim, Vali Bey ,beni görmüş ve görevimi lâyıkıyla yaptığım için bir maaş ikramiyeyle ödüllendirdi,dedi...Ben de tebrik ettim...

Sonra  ,gülerek ayrıldım...Güzel şeyleri ödüllendiren bir devlet yapımız vardı... Hâlâ  öylemidir bilemem!Görevini aşkla yapanlar vardı. "Hâlâ  öyle midir?" bilemem.

 

Ancak, 19 Mart'tan sonra yaşadıklarımız için aynı duyguyu paylaşmak mümkün değil...

Yine, yıllar önceydi. 1979 yılı kış ayları...

Kütahya'ya sürgün gitmiştim. Çanakkale'ye Şubat Tatili için gelmiştik. Oğlum kundakta. Otobüsümüzü Stadyum önünde durdurdum ve orada otobüsten indik. Her taraf kar. Hiç araç geçişi yok. Uzaktan bir polis aracı belirdi. Kar, fırtına göz gözü görmüyor.

Bir polis:"Hocam! Sizi evinize götürelim, yoksa donup ölürsünüz" diye yardım teklif etti ve çantalarımı, bavulumuza bagaja koydu ve evimize bıraktı. Kendisine ve arkadaşına çok teşekkür ettim... "Onlar kimdi, adı neydi?" bilmiyorum. Ancak, bildiğim bir şey var ki onlar, bizim çocuklarımızdı. Türk çocuklarıydı... Türk'e hizmet etmekten mutluluk duyan kişilerdi.

Ben, bazı olumsuzluklar yaşasam da bunları ferdi suç ve uygulama olarak görür, genel anlamda Polis olan Türk çocuklarını severim. Onlar var ki biz evlerimizde huzur içinde uyuyoruz, diye düşünürüm...

Türk milletine aşkla hizmet veren kamu görevlisi polislerimizin gününü kutlarım...

Var olsunlar...