Her mevsimin kendine özgü güzellikleri vardır elbette ama ben kasım ayını bir başka severim. Genelde sonbahar ve kış ayları; yaz ve ilkbahara göre çok fazla sevilmez.
Hep bir yalnızlık, hep bir hüzün aranır içinde…
Ben ise coşkuyla dinginliğin karması bir huzur bulurum bu aylarda…
Özellikle de kasım ayında…
2001 yapımı yönetmenliğini Pat O'Connor'ın yaptığı, başrollerini Keanu Reeves, Charlize Theron'un paylaştığı" Sweet November" Türkçesi "Kasım’da Aşk Başkadır” isimli aşk filmi gelir aklıma…
Yıllar geçse de üzerinden, iz bırakan filmlerden biridir benim için.
Şimdi diyeceksiniz ki bana; "Nerden çıktı bu film, nerden çıktı bu mevsimler, bu film ve aşk? Şimdi gezilecek yerler ile ne ilgisi var bu paragrafın? Yoksa bu ay ki köşe yazısında yeni keşfedilen güzellikler yok mu?” diye…
Tamam, tamam hepsi bu kadar…
Sadece hangi ruh hali ile keşfe çıktığımı bilin istedim…
.
Ben en iyisi, daha fazla kafa karıştırmadan hemen "Ayça’nın Gezi Rotası” na geri döneyim.
Kasım ayı; bu film ve doğaya olan aşkım ile birleşince, ruhumun karmasına uygun bir yere gitmek istedim.
Bana hep romantik gelmiştir "BODRUM…"
Biliyorum, şimdi de bana içinizden; "Hayda! Ne alaka! Bodrum, yazın güzeldir ve romantiktir" diyeceksiniz, tahmin edebiliyorum.
Fakat kasımda inanın bir başkadır Bodrum sokakları…
.
MFÖ’nün ezgileri ile de; "Nasıl anlatsam, nerden başlasam…
Bir zamanlar âşık olmuştum ama şimdi ismi neydi unuttum Bodrum Bodrum...
Ya da Akrep Nalân'ın söylediği "Halikarnas’da geçen yaz rastladım sana… Ne güzel bir geceydi o sanki bir rüya… Şimdi sensiz bembeyaz Bodrum akşamında…” diye devam eden ezgiler…
Farkındaysanız şarkılar bile benimle aynı fikirde…
Bodrum, içinde aşkı barındırır.
Bodrum, her mevsim güzeldir.
Her mevsim büyüler insanı.
Kış aylarında ise ne kadar terk edilmiş gibi görünse de Bodrum sokakları, aslında kendini dinler, yenilenir, enerji depolar bir daha ki yazına…
Bodrum aşık eder, kendine bağlar ve bırakmaz sizi.
Her mevsim özlersiniz, ararsınız…
Burnunuzda tüter her koyu, her kıyı köyleri…
Gümüşlük, Turgut reis, Yalıkavak, Türkbükü, Gümbet, Torba, Bitez, Ortakent bunlardan bazıları…
.
"Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin. Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydiler, akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler..." der Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı…
Muğla’nın harika ilçesi Bodrum…
O kadar heyecan verici ki Bodrum’u anlatmak…
Nereden başlayacağımı bilemedim.
"Coşkulu ve anlat anlat bitmez, bizzat görmek, yaşamak şart!" dedirten cümleleri sarf ettiren renklilikte bir ilçe Bodrum.
.
Bodrum’a ulaşmak için; ister hava yolu, isterseniz karayolunu kullanabilirsiniz.
Ben her daim uçak ile ulaşımı tercih etmişimdir.
Hava da olmak güzel bir duygu benim için.
Bodrum’a kendi aracınız dışında gelmiş iseniz de; tüm beldelerini gezmek için ister minibüslerle, ister kiralayacağınız araç ya da motorla çok rahat keşfe başlayabilirsiniz.
Bodrum, her daim eğlenceli ve keşfedeceğiniz, yeni yerler bulabileceğiniz bir beldedir.
Hatta o kadar güzel tatlar bırakır ki, tüm bunlara doyamazsınız ve tekrar tekrar yaşamak için gelmek istersiniz.
Bodrum Merkez’de, gezebileceğiniz ve hediyelik eşyalar alabileceğiniz dükkânlar, her bütçeye uygun restoranlar, kafeler ve eğlence mekanları mevcut.
Hele o begonviller yok mu!
Bodrum’un beyaz evlerine sarılı begonviller…
Aşığım ben bu görselliğe…
.
Ben, her daim müze ve tarihi yerlerden başlarım gezmeye.
Yaklaşık 600 yıllık tarihi geçmişe sahip olan ve adeta Bodrum’un simgesi haline gelen "Bodrum Kalesi" bunlardan biridir.
Özellikle yaz aylarında pop konserleri, tiyatro ve bale gösterileri de sergilenmektedir.
Burada izlediğim, bale gösterisi, bana bambaşka bir görsel şölen yaşatmıştı.
Bodrum Antik Tiyatrosu ona keza, binlerce yıllık bir tarihin adeta tanığı olmuş.
Myndos Kapısı, Pedasa Antik Kenti, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi de görülmeye değer muhteşem değerlerden bazılarıdır.
Yalnız en çok üzüldüğüm, dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen, Bodrum’un en önemli tarihi eserlerinden olan, yaklaşık 42 metre yüksekliğindeki Bodrum Mausoleion Açık hava Müzesi diğer adıyla (Mazole) Anıtı’nın bulunduğu yerin, bugün küçük bir müze olarak düzenlenmiş olup, mezar odası ve dümdüz bir kalıntı alanı şeklinde bulunmasıdır. Görevlilerden aldığım bilgiye göre; bu anıt mezarın taşlarının büyük çoğunluğu Bodrum Kalesi’nin yapımında kullanılmış, rölyefli parçalar ise 19. Yüzyılda İngilizler tarafından British Museum’a götürülmüş.
Bodrum’da ise bir tek orijinal friz dahi bulunmamakta imiş.
Yani, bizim ülkemizde olan tarihi değerlere sahip çıkamamamız oldukça üzücü doğrusu.
.
Bodrum deyince akla gelen isimlerden birisi de elbette; Türk Müziği’nin unutulmaz değerli ismi sanat güneşi "Zeki Müren”dir.
Zeki Müren Sanat Müzesi de, mutlaka gezilmesi ve soluması gereken atmosferlerden biridir.
Muhteşem güzel iki katlı bir evde, Zeki Müren’in tamamen kendi tasarımı kostümler, sahne kıyafetleri, kullandığı takılar, aldığı ödüller, fotoğrafları vb her şey orijinal olarak sergilenmekte.
Çok ayrı bir büyüsü var…
Doğrusu, etkilenmemek mümkün değil.
.
Ve yine Bodrum deyince "Simgeleşen yel değirmenlerini de mutlaka görüp, harika fotoğraf kareleri yakalamalısınız" derim.
Çok romantik bir atmosfere sahip olan yel değirmenlerine, özellikle gün batımında gitmenizi tavsiye ederim.
.
Bodrum’da yazın yapabileceğiniz aktiviteler arasında doğa sporlarını sıralayabilirim sizlere.
Dalış, yelken, sörf, su kayağı, trekking, jeep safari, kamp, bisiklet bunlardan bazıları.
Tabii, deniz, kum, güneş dersek de; muhteşem koyları, günübirlik tekne turları ile denizin tadını çıkartabilirsiniz.
.
Gece hayatı ile de meşhurdur muhteşem Bodrum.
Merkezde bulunan Barlar Sokağı, Club Catamaran, Halikarnas Disco en ünlü ve bilindik eğlence mekânlarından ilk akla gelenler arasında sayılabilir.
Bunun yanı sıra Gümbet de, eğlence mekânları ile yine ilk başta gelen turistik beldelerdendir.
.
Bardakçı Koyu’nun muhteşem manzarası ve denizi yaz ayları dışında da beni çok etkiler.
Akyarlar, Göltürkbükü, Gümbet, Gümüşlük, Gündoğan, Güvercinlik, Kara Ada, Ortakent, Pedesa, Torba, Turgutreis, Yalıkavak, Yalıçiftlik başlıca görülmesi, gezilmesi gereken turistik yerler arasında sayabilirim.
.
Ben sizlere, kasım ayında da beni çok etkileyen huzur ve romantik bulduğum Gümüşlük ve Turgutreis’den bahsetmek istiyorum.
Gümüşlük; gördüğüm en şirin, yıllarca burada yaşayabilirim diyebileceğim görsellikte ve içsellikte bir yer.
Yazı da ayrı, kışı da ayrı bir güzel.
Yaz aylarında dahi, beni boğmayan, kalabalığı az, nezih yerlerden biridir.
Kıyısında Tavşan Adası vardır.
Bu küçük ada, koyu ikiye ayırır.
Kıyıda lokantalar, küçük pansiyonlar vardır.
Lokantalarındaki görsellikler de, beni ayrı büyülemiştir.
Köy merkezi ise, kıyıdan bir hayli içeride kalıyor.
Bu köyün sit alanı olduğunu yerlisinden öğrendim.
Burası merkeze göre daha sakin ve sık yapılaşmadan uzakta, huzurlu bir yer.
Sanırım kentin yoğunlaşmasından göç edip yerleşebileceğim yerler için belirlemiş olduğum listemin başında "Gümüşlük” geliyor.
Ciddi anlamda ben buraya âşık oldum.
Burada cam sanatı ile uğraşan ustaların yaptığı kolye, takı, bileklik vb hediyelik eşyaları almanızı şiddetle tavsiye ederim.
Ben aldım.
Çok orjinaller.
Taktığımda sanki buranın enerjisini de bileğimde taşıyorum gibi hissedip inanılmaz mutlu oluyorum ve laf aramızda her gören de çok beğeniyor.
Turgutreis Beldesi ise, yarımadanın ikinci büyük yerleşim yeri imiş.
Marinası muhteşem.
Marinaya karşı kahvenizi yudumlayıp, yine harika bir gün batımı manzarasına eşlik edebilirsiniz.
Tabii fotoğraflarınızla da kalıcı bir eşlik sağlayabilirsiniz.
Hediyelik eşya satan dükkânları, pazar tarzındaki dışarıda bulunan tezgahları, eşsiz büyük kumsalı ve kumsala eşlik eden restoranları ile yaz kış büyüler insanı.
Balık restoranları mükemmel lezzette, oldukça uygun fiyatta ve kalitede hizmet vermekte. İnanın buradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
.
Kasım ayında, Bodrum Bardakçı koyunu baştan başa gezip, ahenkli dalga seslerini dinleyip, mis gibi oksijen dolu havayı ciğerlerinize çekip yürümek, sonrasında yel değirmenlerine gidip gün batımını fotoğraflayıp, eşsiz manzaranın tadını çıkartmak, akşam yemeğini Bodrum Merkez’de Bodrum Kalesi’ne karşı yemek, ardından Bodrum Marina’da bir güzel Türk kahvenizi yudumlamak için ne bekliyorsunuz?
.
Haydi Bodrum’a…
Bir ay sonra yeni yerleri birlikte paylaşmak üzere, Ayça’nın Gezi Rotası, yeni güzellikleri keşfe doğru yol alır.
Sevgiler…


