Yüzsüzlük memlekette en geçerli tutum haline geldi. Paranın koltuğun esiri olmuş karakterlerde yüzsüzlük en geçerli karakter olarak görünüyor. Özellikle mi seçilirler bilinmez ama ar damarı bulunmayan bu yaratıklar millete ve memlekete de ciddi zarar veriyor.

Yapay zekâ yüzsüzleri çok kibar tanımlıyor ama memleketteki yüzsüz karakterler bu kavramlara taş çıkartır.

Yüzsüzlük, Türkçede genellikle utanmazlık, arsızlık, sıkılmadan yanlış ya da ayıp sayılan bir davranışı sürdürme anlamında kullanılıyor. Kişinin eleştirilmesine, uyarılmasına ya da yaptığı hataya rağmen hiç utanmadan aynı tavrı devam ettirmesi tam bir yüzsüzlük örneği olarak kabul ediliyor. Uyarılara rağmen hâlâ aynı şeyi yapması tam bir yüzsüzlük, Hakkı olmadığı hâlde istemeye devam etmesi de tam bir yüzsüzlük sayılıyor.

Yüzsüzlüğe yakın kelimeler olarak arsızlık, utanmazlık, pervasızlık, sıkılmazlık sıralanıyor. Sokak ağzında bu tür yaratıklar için üstüne bir de teşekkür bekliyor ifadesi kullanılır.

Psikolojik bir vaka olarak kabul edilen yüzsüzlük, utanç duygusunun zayıflığı, empati yoksunluğu, eleştiriye kapalı olma gibi sorunlardan kaynağını alıyor.

Toplumsal normların zayıfladığının bir göstergesi olarak kabul edilen yüzsüzlük, ayıp ve edep sınırlarının olmayışı, ahlaki aşınmanın artmasıyla da şiddetleniyor.

Yüzsüzlerle savaşmak son derece zordur. Söylenenler bir kulaklarından girer öbür kulaklarından çıkar veya ar damarları olmadığı için duymazdan gelirler. Edebiyatta bu durum ahlaki çöküş olarak kabul edilir.

Memleket yüzsüzden geçilmiyor artık. Nasıl düzelir belli değil. İşin kötüsü yüzsüzler değer de görüyor. Bir kenara köşeye itilmiyor. Zaten karakter analizinde de psikolojik veya sosyolojik değerlendirmelerde de benzer tanımlama yapılıyor.

Yüzlerce sahte diploma veren örgütün bütün mensupları serbest bırakıldı. Diploma alanlar görevlerinde çakı gibi duruyorlar. Bir tanesi bile vicdan yapıp çıkarak benim diplomam sahte demedi. Bir bakanın kızının usulsüz olarak yurtdışından memleket üniversitesine yatay geçiş yaptığı ve mezun olduğu ortaya çıktı. Bakanın yüzü bile kızarmadı. Usulsüz diploma alan hanımefendi de tınmadı bile. Armut dibine düşmüş.

Yüzyılın depremi oldu. İmar izinlerinden yapı denetimlerine kadar tek bir kamu görevlisi çıkıp benim suçum demedi. Belediye başkanlarından bazıları yakınlarını kaybeden vatandaşlara fırça bile attı.

Mecliste stajyer öğrencilere yapılan iğrençlikler bir iki tane görevli, görevden atıldı. Meclis yöneticisinin kılı bile kıpırdamadı. Başka ülkede olsa utancından sokağa çıkamaz.

Kadın cinayetleri, Bolu’daki otel yangını mecliste bütçe görüşmeleri esnasında muhatapların anlayacakları dilden ortaya kondu. Muhataplarda öyle bir yüz vardı ki, dünyada eşi benzeri görülmemiştir. Gerçekleri ortaya koyanları bastırmaya çalıştılar. Sanki sorumlulukları yokmuş gibi.