Memlekette garip ekonomi politikaları uygulanıyor. Üreten sektörler ciddi şekilde zarar ediyor. Özellikle personel başta olmak üzere giderler sürekli artarken, satışlar düşüyor.
Memlekette asgari ücret 500 dolarlar civarında seyrederken, asgari ücret açlık sınırının altında kalıyor. Aynı asgari ücretle çalışan emekçiler balkan coğrafyasında bir yılın sonunda araba alabiliyor. Geçim darlığı da çekmiyor.
Memleketin parası diğer para birimleri karşısında pula dönerken, tarlada yetişen buğday, uluslararası borsalarda oluşan fiyatların üzerinde bir maliyetle harmana geliyor. Hemen bütün ürünlerde uygulanan ithalat ve ihracat politikaları yerli ve milli üretimi baltalamaya devam ediyor.
Ortaya çıkan veriler durumun vahametini açıkça gösteriyor. Son bir yılda konkordato ve iflas sayılarındaki artış, iş dünyasında alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. 2025’in ilk yarısında konkordato ilan eden şirket sayısı iki kat, %108 artarak 1.259’a ulaşmış görünüyor. Mahkemelerin kesin mühlet verdiği firma sayısında da üç kata varan, %227 gibi dikkat çekici bir artış yaşanıyor.
2024’ün ilk altı ayında 605 olan konkordato ilanları, 2025’in aynı döneminde iki katına çıkarak 1.259’a ulaştı. Kesin mühlet alan firma sayısı ise 251’den 822’ye yükselmiş durumda. Bu artış, şirketlerin sadece borçlarını çevirmekte değil, aynı zamanda yapılandırma sürecinde de ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını ortaya koyuyor.
İflas eden firma sayısı da aynı dönemde 48’den 96’ya yükselmiş durumda. Öte yandan, konkordato sürecini başarıyla tamamlayabilen şirket sayısı 59’dan 46’ya düşerek %22 azalmış durumda. Bu da firmaların, yeniden yapılanma sürecinde başarıya ulaşmakta daha fazla zorlandıklarını gösteriyor.
Bir diğer dikkat çekici veri ise mahkemelerce reddedilen konkordato başvurularında yaşanıyor. 2024'te 275 olan reddedilen başvuru sayısı, 2025’in ilk yarısında 553’e yükselerek yüzde 101 artış gösteriyor. Ekonomi analistlere göre, bu artışın arkasında firmaların başvuru şartlarını karşılayamaması, finansal sürdürülebilirliklerinin zayıf olması ve yargı mercilerinin daha sıkı değerlendirme yapması yatıyor.
Memlekette üretmek zor. Para yönetimi ile ne enflasyonu düşünmek mümkün ne de paranın değerini korumak. Tekstil sektörünün Mısır başta olmak üzere yurtdışına taşınmaya çalışması, tamamen uygulanan politikalardan kaynağını almaktadır. Maliyetlerin sürekli arttığı memlekette, hemen her sektörde üretim sancıları artıyor. Diğer yandan üretilen mal ve hizmetlerin kullanımı ve tüketiminde de ciddi azalmalar görülüyor. Çünkü 5 milyona yakın asgari ücretli ve emekli açlık sınırının altında ücretle geçinmeye, yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Dolayısıyla alım gücü düşen ücretlilerin iç ekonomiyi canlandırmaları mümkün görünmüyor.
Meyve ve sebze üretiminde büyük artışlar yaşanmıyor. Tarlada kalmalarının tek bir sebebi var. O da tüketiminin azalması. Yoksa istatistikler arttığını göstermiyor.