Hazreti Ali’ye sormuşlar, devletin dini nedir diye. Cevap vermiş: Devletin dini Adalettir, adalet yoksa devlet dinsizdir. Son derece manidar bir ifadedir. Her Cuma namazında imam hutbeyi ‘Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder…’ diye bitirir. İktidar sahipleri işlerine geldikçe dini mağduriyetleri dillendirirken, bir yandan da adalete güveni bitiriverdiler. Sokak anketlerinde adalete güven yerlerde geziyor.
Eğer adalet kamu vicdanını rahatlatmıyorsa, birilerinin istediği gibi hareket ediyorsa, insan hakları bir şekilde gasp ediliyor demektir.
Uzun süredir iktidarın Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, adli kurumların yapısal özelliklerine yaptığı müdahaleler, ne yazık ki sosyal adaleti terazisinden uzaklaştırmaya devam ediyor. İktidara yaranma yarışına giren bazı yargı mensupları da millete yuh dedirten kararları peşi sıra alıveriyorlar. Güçler değişiyor ama siyasetin güdümüne girmiş yargı mensupları ne yazık ki adalete güveni bitirmeye devam ediyorlar.
Ergenekon ve Balyoz davaları daha dün gibi. Ordu komutanının terör örgütü üyesi olmak suçlamasına kadar uzanan davalar, özel yetkili savcılar, fetö terör örgütü mensubu hâkim ve savcıların cirit oynadığı davalar adaleti kökünden sarsmıştı. Hatta zamanın siyasi erki davaların savcısı olduğunu ifade etmişti.
Çadır mahkemeleri daha dün gibi hafızalarda. Kamu vicdanını sızlatan, eli kanlı teröristlerin salıverilmesi, hatta ordu mensuplarının sanık, teröristlerin tanık yapılması evlere şenlik davalardı.
Meşhur rahip Brunson, terör örgütleriyle birlik olup memleketi bölmek için çalışırken yakalandı. 35 yıl hapisle yargılanıyordu. Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın naraları atıldı. Amerika’ya, Almanya’ya restler çekildi. Meydanlar okundu. Sonra bir şeyler oldu, ev hapsine alındı. Neticede rahip salındı ve gitti.
Adalet insanın var olma teminatıdır. Herkese aynı olmalıdır. Sembolü terazidir. Tam aynı hizada olan kefeleri vardır. Hiçbir yere ağdırmaz.
Siyasetin adalet sistemi üzerindeki etkileri adeta bağırıyor.
Adalete siyasi erk müdahale ettikçe, siyasi erke yakın karakterler adli kurumlarda üst mevkilere atandıkça, adaleti mumla arar hale geliyor memleket.
Yerel seçimleri kaybeden iktidar sahipleri yargıyı istedikleri gibi kullanıyor ne yazık ki. Çok sayıda belediye başkanı görevden alındı. Oysa daha bir senesi dolmadan görevden alınan belediye başkanları aday olurken kriterleri sağlamışlar, aday olmalarında bir sakınca görülmemişti.
Belediye başkanlarıyla birlikte basın mensuplarına yapılan uygulamalar, denetimli serbestlikler, ev hapisleri memlekette adalete olan güveni adam akıllı yerle bir etti.
Evet, adaletin terazisi eğildiği sürece kamu vicdanını rahatlatması imkânsızdır. Güven bir defa zedelen dimi, artık yeniden tesisi yıllar alır. Adaletin olmadığı bir ülkede insanlar devlete olan güvenini yitirir ve ülkeyi terk eder.
Adaletin olmadığı ülke insanları için Türkiye güvenli liman idi. Oysa son zamanlarda gençler memleketten kaçmaya çalışıyor.