Çok eski değil ama insanoğlu çabuk unutuyor. 30 Mayıs 2010 tarihinde Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırmış, masum insanlarımızı katletmişti. Fotoğraf çeken gazetecimizi alnından vurmuşlardı. 11 masum insanımızı öldürmüşlerdi. Üstüne üstlük özür de dilemişti. Biraz tazminat ödeyip hedeflerine ulaşmıştı. Bu İsrail’in yaptığı saldırılar kurulduğundan bu yana devam ediyor. Yıllardır Filistinlilere insan haklarına aykırı muamelelerde bulunuyor, dünya kınıyor, yine eziyetlerine, masum insanları katlediyor, Filistin halkına kim sahip çıkıyorsa vuruyor, vurmaya devam ediyor.
Yeni yerleşim yerleri açmaları, dünyanın dört bir tarafından gelen Yahudilere iskân alanı yaratmaları Filistinlilerin itirazlarına rağmen devam ediyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü lideri rahmetli Yaser Arafat ve zamanın İsrail liderleri Şimon Peres ve İzak Rabin’e barışı tesis etme çabaları nedeniyle 1994 yılında Nobel Barış ödülü verilmişti.
Daha sonra Şimon Peres İsrail askerlerinin yaptığı insanlık dışı muameleleri savunmuştu.
Mavi Marmara gemisine yapılan operasyonları da savunmuştu.
Neticede Nobel Barış ödülü elinde kaldı. Kimsenin gıkı çıkmadı.
İlk kültürlerin başladığı, medeniyetin tarihi merkezi Ortadoğu’da ciddi bir insanlık sorunu yaşanıyor. İsrail “vaat edilmiş topraklar” stratejisiyle yayılmacılık politikasını sürdürüyor. Engel olabilecek unsurları ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Yüz binlerce Filistinliyi doğup büyüdükleri topraklardan etmek için her türlü baskıyı uyguluyor. Filistinliler kendi topraklarında, İsrail kuşatması altında açlık, sağlık gibi sorunlarla boğuşuyorlar. 7 Ekim 2023’den bu yana yüzbinlerce Filistinli yerlerinden yurtlarından ediliyor. Televizyon kanalları her gün öldürülen Filistinli sayısını açıklıyor. Barış ve esir takasları bir var bir yok. Saldırılar devam ediyor.
Geçmişte yaşanan vahşetlerin bugün de yaşanıyor olması gelecekte de yaşanacağını gösteriyor. Tarih çabuk unutuluyor. Suriye, İran, Yemen, Lübnan ve Filistin’e defalarca saldırmasının ardında hep kendi güvenliğini gösteriyor. Oysa kendi yasal sınırları içerisinde tek bir tehdit yok.
İsrail’in işgal etmeyi planladığı topraklarda güvenlik tesis etme senaryoları hiç değişmiyor.
7 Ekim 2023’den beri çoluk çocuk demeden on binlerce Filistinlinin canına kıydı, yüz binlerce Filistinliyi sakat bıraktı. Bizimkiler yine estiler gürlediler. Ticaret devam etti.
Yazılı ve sözlü açıklamalar bugüne kadar İsrail’in insanlık dışı uygulamalarının önüne geçmemiştir. Diğer bir deyişle hiç etkilememiştir.
Arap dünyası artık kılını bile kıpırdatmıyor. Filistin’de yaşanan insanlık dramını sadece seyrediyorlar. İran eylemsel tepkiler gösteriyor. Hal böyle olunca hedeflerine engel olacak unsur olarak görülüyor ve saldırı mekanizmalarını yok etmek için elinden geleni yapıyor.
Aslında durdurmanın en iyi yolu ekonomik protestodur. Sağduyu sahibi Musevilerin bile rahatsızlık duyduğu bu vahşi uygulamaların önüne geçecek en iyi eylem, uçak başta olmak üzere diğer güvenlik ve savunma işbirliği çerçevesinde verilmiş ihaleleri iptal etmektir. Bugün İsrail’in hava güvenliğinde yararlandığı İncirlik ve Kürecik hava üslerinden yararlanmasının önüne geçmektir.
İsrail hep aynı. Protestolar da hep aynı. Protestoları değiştirmeden İsrail’in önüne geçmek mümkün değildir.