Memlekette orman alanlarından tarımsal anlamda bir şekilde yararlanılıyor. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemli bir kısmı orman sınırları içinde olan makilik alanları ete ve süte dönüştürerek ekonomiye kazandırıyor. Bununla birlikte orman içi tarım alanları her geçen gün boşalıyor. Bu alanların da tarımsal ormancılık sistemiyle ekonomiye kazandırılmasında yarar var.

Orman temelli tarımsal ormancılık, ormanları yeniden canlandırabilir, geçim kaynaklarını destekleyebilir ve aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele edebilir.

İklim değişikliğiyle mücadelede, doğal bir iklim çözümü olarak ağaç dikimi, genellikle hükümetlerin popüler bir politikası ve arazi kullanım girişimi olarak görülüyor. İstihdama yapılan katkılar anlatılıyor. Ancak sağlıklı ormanlar tesis edilemiyor. Oysa ormanlar, dünyanın en büyük yer üstü karbon tutucularıdır ve bunları orman tabanlı tarımsal ormancılık yoluyla değerlendirmek daha fazla yarar sağlayabiliyor.

Tarımsal ormancılık, ağaçları gıda üretiminde kullanılan ürünlerle veya meralarla bütünleştiren bir yönetim sistemidir. Orman sağlığını ve biyolojik çeşitliliği destekleyecek ürünleri tercih etmekte yarar vardır. Burada meyvelerinden yararlanılan ürünleri, tıbbi bitkileri, orman ağaçlarıyla birlikte üretimi yapılabilen trüf mantarı yetiştiriciliğini de sisteme dahil etmek gerekir. Yerli ve geleneksel arazi yönetimi uygulamalarıyla uyumlu olmasına dikkat etmek tarımsal ormancılıktan daha fazla yarar sağlar.

Ormanlardaki insan faaliyetlerinin bozulmaya yol açtığı ve iklim faydalarını en üst düzeye çıkarmak için ormanların gerçekten dokunulmadan bırakılması gerekiyor. Yüzlerce türü ortadan kaldırıp endüstriyel tarım alanlarına çevrilmesi sürdürülebilir görünmüyor. Mevcut ekosistemi koruyacak tedbirlerle tarımsal ormancılık yapmak daha uzun ömürlü görünüyor. Tropikal bölgelerde ormanların kaldırılarak kahve, şeker kamışı ve palmiye gibi endüstriyel tarım alanlarına çevrilmesi son derece sağlıksız sonuçlara neden oluyor.

Ormanların geliştirilmesinde yerel dinamiklerle birlikte hareket edilmesi, mevcut bitki örtüsünün desteklenmesi ve tarımsal amaçlarla entegre edilmesi kırsal nüfusun gelirlerini desteklediği gibi orman sağlığını da geliştiriyor.

Orman temelli tarımsal üretim alanlarında, Akdeniz iklim kuşağı içinde meşe-trüf mantarı üretimi ön sıralarda yer alıyor. Bu alanlar aynı zamanda mera olarak da kullanılabiliyor. Yine aynı alanlarda ekosisteme uygun tıbbi bitkiler yetiştirilmek suretiyle çok amaçlı yararlanma imkanları ortaya çıkarılabiliyor.

Genellikle kuru tarım yapılan orman için tarlalar yeterli gelir getirmediği için boş bırakılıyor. Bir süre sonra bu alanlarda maki türlerinin, özellikle meşe türlerinin gelişmeye başladığı görülüyor. Oysa bu alanlar kontrollü bir şekilde trüf aşılı meşe türleriyle daha varsıl, ekonomik getirisi yüksek arazilere dönüştürülebilir. Bu yolla, mera olarak yararlanılabildiği gibi, çok değerli trüf mantarı da üretilebilir. Akdeniz ekosistemi içinde tarımsal ormancılık uygulamaları içinde meşe-trüf mantarı yetiştiriciliğinin yanında kekik, altınotu, adaçayı, lavanta gibi kurağa dayanıklı tıbbi bitki yetiştiriciliği de önemli alternatifler içinde yer almaktadır.