Ben, geçen sene tam da bugünde, CHP'nin bu gidişinden etkilenecek olan gerçek Atatürk'çülerin parti kurabileceğini yazmışım... Bu kadar denk gelmezdi ama, oluyor...


 
Ben, geçen sene tam da bugünde, CHP'nin bu gidişinden etkilenecek olan gerçek Atatürk'çülerin parti kurabileceğini yazmışım... Bu kadar denk gelmezdi ama, oluyor...
İktidara en yakın siyasi alternatifin, federasyoncu, kantoncu zihniyetle ülkeyi bölmek isteyenlerle aynı görüşü paylaşması, milli bütünlük içinde, üniter yapıdan yana tavır koyan ve Türkiye'de tek bir halk vardır, o da Türk Halkıdır, diyen Atatürkçü, milli duruşu olanları, kendi partilerinde kendilerini sığıntı gibi hissedecekleri duruma getirir, diyordik ki, artık bu durumdadırlar, derim...
Çözüm olarak bir arayışa girmeleri çok doğaldır...
Bu, bir siyasi parti mi olur? Yoksa siyasi bir platform mu olur? Bilemem ama, Türkiye arayış içindedir, onu biliyorum...
Başka siyasi oluşumlar da olabilir...
Türkiye'nin çözüm bekleyen ve ertelenen problemleri dağ gibi birikmiştir...
Siyasi partilerimizin programları da iyi dilek temennisinden ileri gidememektedir...
İktidara göre, "biz daha güzel yaparız" dan başka söylemleri de yok... Somut çözüm yolları da yok... Türkiye, somut çözüm önerileri ve fikri olmayan siyasi partilerle dolu... Bir de, şu an iktidarda olan muhafazakar, demokrat siyasi yapı Devlet Bahçeli'nin desteğiyle dik duruyor... Bunların karşısında olan Cumhuriyetçi grup ise federasyoncu, kantoncu, bölücü zihniyetten dolayı çatlamak üzere... Sol veya daha genel geçer ifadeyle Marksizm, milliyetsiz bir fikir içindeydi... En önemli sloganı "Dünya işçileri birleşiniz" şeklinde proleter tek bir dünya devleti hedefleniyordu... Kantoncu zihniyet hem yerel yönetimlerde hem de parti içinde en büyük güç oldu ve milli duruşu olan gerçek Atatürkçülere hayat hakkı tanımadı... Bu, hedefi olan kantoncuların, partiyi demokratik yapıyı kullanarak ele geçirmesiyle sonlanmış oldu... Bu durum, devletçi, üniter yapıdan yana taraf olan laik, sosyal demokrasiyi önceleyen Atatürkçüleri nihayet harekete geçirdi... Biz, belkide beş yıldır bu durumu yazıyorduk... Bize, "bu bizim iç işimiz ne karışıyorsunuz?" diye karşı çıkıyorlardı... Biz de bu Türkiye meselesi, uyanık olun, diyorduk ki parti kantoncuların eline geçince bu arkadaşlarımız şimdi bize hak verir oldular...
Bu sadece CHP'de değil, tüm siyasi partilerde de, yıpranma ve tek adam zihniyetini oluşturdu...
Siyaset, parsellendi ve tıkandı...
Bu sancı, en iyi fikri oluşumu sağlayanın galip geleceği ve kurtuluşu sağlayacağı bir sürece evrildi...
Somut önerileri kim söylerse önümüzdeki seçimi galip bitirir...
Kitle iletişim araçlarının arttığı günümüzde bu yapılanma altı ayda biter...
Muharrem İnce, Çoban Ateşi Hareketinin başına geçerse ve eski DYP- ANAP çizgisinde hareket eden bir jargon geliştirirse %40'lık bir banda gelir... Seçime kadar yanlış bir şey yapmazsa da seçimi kazanır... Türkiye de tüm kutuplaşmalardan kurtulur...
Ha! Bu tavrı isterse iktidar da gösterebilir, muhalefet de gösterebilir... Demokrasimizde, bir patlamaya doğru gidildiğini iktidar da muhalefet de görmeli... Buna göre yeni program ve yeni somut fikirlerle söylem geliştirmeli... Bize fikrimizi soran olursa da fikrimizi söyleriz...
Tüm siyasi çalışmalar ülkeye katkıdır... Desteklenmelidir...Muharrem İnce'ye de başarılar dileriz... Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu hareketleri de bir renktir. Ancak, başarılı olacaklarını zannetmiyorum...
Ülkemiz için her siyasi faaliyetin "Hayırlı olmasını" dilerim...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...