1986 yılında karakol baskınıyla başlayan terör faaliyetlerinin bugünlerde sona ermesi isteniyor. Kime, nasıl, nerede sıkıldığı belli olmayan 30-40 silah yakılıverdi. Terörün ne zaman sona ereceğiyle ilgili bir plan ve program bulunmuyor. Delinin biri kuyunun içine bir taş attı. Ardından bir taş daha attı. Kırk kişi çıkaramıyor. Ancak devletin çivisi çıkıyor. Gazi meclis Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarıyla müebbet hapis cezasına çarptırılmış, suçunu itiraf etmiş bir kişinin ayağına gidiyor.

Devletin ali yetkilileri iki defa aleni olarak açılım yaptılar. Teröriste hoşgörülü davranalım diyen emniyet mensupları oldu. Yüksek yöneticilerden dokunmayın talimatları oldu. Sonra teröristle pazarlık yapılmayacağını öğrendiler ama çok şehit verildi. Binlerce şehit verdikten sonra teröristin imana gelmeyeceğini, topluma kazandırılamayacağını koca devlet anlamış oldu. Teröristlerle kol kola konserler verilirken, bildiriler metinler okunurken, teröristlere sempatik görünmeye çalışılırken devlet, bir anda yurdun dört bir tarafına ateşin düşmesine neden oldu. Hatta bir siyasi figür sırtlarında silahlarla karakolun önünden geçenleri bile seyrettirdik dedi.

Anayasamızda terör; “cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir” şeklinde tarif edilir.

Doğu ve Güneydoğu illerinde herkesi terörist veya potansiyel terörist olarak görmek elbette doğru değildir. İyi yetişmiş insanımız her yerde toplumun düzeni ve sağlığı için hizmet eder. Dünyanın neresinde olursa olsun devletin varlığına, milletin birliğine, dirliğine, hak ve hürriyetlerine zarar vermez, halel getirmez. Vatandaşlık duyguları gelişmiş bir insan, hak ve hürriyetiyle ilgili taleplerini yasalarla, yasalar yetkin değilse uluslararası mahkemelerde arar. Bu konuda hiçbir kimsenin engeli yoktur. Böyle bir salahiyetin olduğu ülkede terörist eylemler sadece ve sadece emperyal sistemin oyunudur. Türkiye’nin gelişimine konulan engeldir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının arasına nifak sokmaktır.

Geçmişte gerçekleştirilen binlerce terörist saldırılarda hiç kimsenin komşusuyla arası bozulmamıştır. Terörist örgütün hüküm giymiş, suçunu kabul etmiş başıyla devleti görüştürmek hukuki, siyasi ve hatta insani açıdan sağlıklı değildir.

Teröristi tanımlamak için terör kavramından öteye gitmenin gereği yoktur. Dolayısıyla bir kavramı tanımlarken kullanılan eylemleri gerçekleştiren, cana kıyan, okul yakan, devletin güvenlik güçlerini haince tuzağa düşüren bireylerde masumiyet aramak insani ölçülere sığacak gibi değildir.

Terörizmin kaynaklarını kurutmak için bir politika geliştirilebilir. Ancak yıllardır kan kusan bir sistemin içindeki bireylere, katillere hoşgörü geliştirmek terörün çözümü değildir.