Siyasette liyakat yerlerde sürününce, bakanlar bile sorulan sorulara gereği yapılacaktır gibi yuvarlak ifadeler kullanıyor. Çünkü ne yapılacağını bilmiyor. Gereğini bilmeyen ne cevap verecek? Elbette gereğini yapılacaktır deyip geçecek. Toplumumuzda da maalesef hallederiz abi yaygınlaşmaya başladı. Oysa bilmek her zaman çok daha önemli olmalıdır.
İşin gereğini bilen biri mutlaka vardır. Artık insanımız bilgi birikimi veya edinim yükünü taşımak istemiyor olmalı ki, gereği kelimesi adeta kurtarıcı olmaya başladı. Öğrenciler bile klasik sınavlarda gereği kadar gübre, gereği kadar ilaç ibarelerini kullanabiliyorlar.
Bir ara vurdulu kırdılı filmlerde kalleşlerin başı yanındaki adamlara gereğini yapın şeklinde talimat verirdi. Sonraları dizilerde de, özellikle mafyalı dizilerde, ne yapalım patron sorusuna hep gereğini yapın veya halledin şeklinde cevaplar verdi hep patronlar.
Normal günlük yaşamda da birine iş buyururken veya talimat verirken gereğini yapın şeklinde bir ifade öne çıkıyor. Gereği nedir ne değildir bilinmez ama yapacak olan kimse ancak bildiği gibi yapacaktır sonuçta. O da gereğini tam anlamıyla bilmiyorsa gereği, gereği gibi yapılmamış olacaktır.
Günlük hayatta gereğini yapın veya gereği kadar ifadeleri temelde çok anlam ifade etmiyor. Mutlaka herhangi bir işin veya eylemin ölçüsü olmalıdır ve ifade eden şahsın bu ölçüyü bilmesi ve ifade etmesi gerekir. Aksi takdirde, yapılan işin veya eylemin yanlış sonuçlar doğurmasından uygulayan sorumlu değildir. Olmamalıdır da.
Diyelim ki polis olay yerine intikal etti ve olayı amirlerine bütün açıklığıyla anlattı. Gelen talimat “gereğini yapın” oldu. Olaya müdahil olan görevlinin işin gereğini olay esnasında bilmesi mümkün olmayabilir. Olayın aktörlerinin salınması veya gözaltına alınmaları arasında çok büyük farklar vardır. Diyelim ki tuttun adamı işinden gücünden oldu ama gözaltına alınmasına gerek yokmuş. Bu sorumluluğu taşıyacak olan görevinin başındakidir elbette.
Tarımsal üretimde de gereği ifadesine çok fazla rastlamak mümkün. Meslektaşlarımız ürünlerini tanıtırken veya üreticilerin sorularına cevap verirken sıklıkla gereği ifadesini kullanıyorlar. Ne kadar su vermek lazım sorusuna, gereği kadar cevabı, cevap değildir. Ne kadar gübre verelim sorusunun cevabı da gereği kadar olamaz. Ama ne yazık ki sorular ve sorunlar analitik olarak değerlendirilmediğinden bu tür cevaplara sıklıkla rastlanıyor. Aslında gereği kadar ifadesinin altında bilgi birikiminde ve edinimlerde yetersizlik yatmaktadır. Yapılan işin veya uygulamanın kıymeti, bilgi eksikliği nedeniyle anlaşılamamaktadır.
Yeterli-yetersiz zıtlıkları içerisinde değer itibariyle çok fazla sayıda derece ve rakam vardır. Dolayısıyla gereği ifadesi yerine bu rakamlardan biri telaffuz edilmelidir. Gereği kadar su, uygulayıcıya göre tarlayı göle de çevirebilir, kuru da bırakabilir.
Gerekli-gereksiz zıt ifadeleri varlıkla ilgilidir. Miktar için veya eylem için kullanılması anlam ifade etmemektedir. Anlamsız öneri veya ifade ise bilgiye dayanmayışı ortaya koymaktadır.