Birisi bana “En yaygın hastalık nedir?” diye sorsa, hilafsız “Horlama!” derim.

Hastalık değil belki ama bana göre öyle ne yazık ki.

Turnelere gidiyoruz, aynı odada horlamayan birini bulmak zor oluyor.

Onca kişiden horlamayan nadir çıkıyor.

Aslında babam horlardı rahmetli.

Ama ben nedense melekler gibi uyuyorum, horlama bana oldukça yabancı.

Bu horlamayı kendime iş edindim ve araştırmaya karar verdim.

İşte sorular ve cevapları…

Horlama Nedir?

Uyku esnasında havayollarının daralması ve gevşemesi sonucu hava akımının engellenmesi sonrası nefes almanın sert ve gürültülü sesle ortaya çıkmasına “Horlama” denir.

Erkekler ve kilolu kişilerde yaygın olarak görülen horlama sorunu zaman zaman yaşanabildiği gibi kronik bir hal de alabilir. Kronik horlama sorunu yaşayan kişilerin doktora gözükmeleri gerekir.

Sağlıklı bir uykunun önündeki en büyük engellerden görülen horlama aynı zamanda başka hastalıkların da habercisi olabilir.

Bu sebeple uykudan önce yapacağınız bazı değişiklikler veya doktor kontrolü sonrası uygulanacak tedaviler horlamanın etkilerini azaltacaktır.

Horlama Neden Olur?

Horlama;

Aşırı kilo,

Burun tıkanıklığı,

Bademcik ve geniz eti büyümesi,

Uyku apnesi,

Ağız anatomisi,

Genetik ve

Uyku pozisyonu gibi nedenlerle uyku esnasında boğaz veya burun gibi havanın geçtiği yolların gevşemesi ve daralması sonucu hava hareketinin engellemesi ile meydana gelir.

Bu durum solunum esnasında titreşme yaratır ve nefes eylemi esnasında horlama olarak bilinen boğuk veya sert ses olarak ortaya çıkar.

Horlama yaşanmasına neden olan yaygın durumlar şöyle açıklanmış.

Ağız anatomisi

Alçak ve kalın bir damağa sahip olmak kişinin hava yolunu daraltan etkenlerdendir.

Fazla kilolu kişilerde de hava yollarını ekstra daraltacak dokular bulunur.

Burun problemleri

Kronik burun tıkanıklığı yaşayan kişiler ve burun deliklerinin arasında eğrilik bulunanlar horlama sorunuyla daha çok karşılaşır.

Uyku pozisyonu

Sırt üstü yatan kişiler horlamaya daha çok meyillidir.

Horlamanın önüne geçmek için sağ tarafınıza doğru yatmanız daha sağlıklı olacaktır.

Kilo

Aşırı kilolu ve obezite hastalığıyla mücadele eden insanların daha çok horladığı bilinen bir gerçektir.

Yaş ve cinsiyet

Yaşlandıkça kişinin hava yolları daralır ve horlama sorunu artar.

Bununla birlikte horlama problemi erkeklerde daha yaygın olarak görülür.

Uyku apnesi

Uyku apnesi de horlamanın nedenleri arasında sayılır.

Uyku apnesi olan kişi uykusunda nefes almıyor gibi görünse de boğulma veya nefes nefese kalma hissi gibi sesler çıkarabilir.

Genetik

Ailenizde horlama sorunuyla karşılaşan insan sayısının fazlalığı kişinin kendisinde de horlama problemiyle karşılaşma ihtimalini artırır.

Kadınlarda Horlama Sebepleri

Kadınlarda da burun tıkanıklığı, soğuk algınlığı, alkol tüketimi ve uyku apnesi gibi nedenler horlamaya neden olurken erkeklerden farklı olarak hormonal değişimlerin yarattığı fizyolojik değişiklikler de kadınlarda horlamanın önemli bir nedeni olarak görülür.

Horlama Belirtileri Nelerdir?

Horlama belirti olarak tek başına yeterli bir olay olarak görülür ancak kişinin fark etmediği durumlarda ortaya çıkan bazı semptomlar horlandığına işaret eder.

Bu belirtiler şöyledir:

Uykudan nefes nefese uyanmak,

Sabah baş ağrısı ve boğaz ağrısıyla kalkmak,

Gün boyunca yorgun hissetmek,

Sinirlilik ve agresiflik hali,

Odaklanma problemi,

Yüksek tansiyon,

Kalp çarpıntısı,

Göğüs ağrısı.

Horlama Nasıl Teşhis Edilir?

Öncelikle partneriniz veya aynı evde yaşadığınız kişiler size horladığınızı bizzat söyleyebilir ve kişinin horladığı böylelikle ortaya çıkar.

Bununla birlikte doktor, solunum yollarını tıkayabilecek durumları belirlemek için fiziksel muayene yapar.

Ayrıca bazı sorular sorarak tıbbi geçmişinizi ve ailede horlama vakaları olup olmadığını öğrenerek durumu değerlendirir.

Horlama teşhisinde başvurulacak yollar ve yöntemler şöyledir:

Görüntüleme testleri,

MR,

Röntgen veya

CT taraması, solunum yollarındaki sorunların analiz edilmesi için kullanılır.

Uyku çalışması (Polisomnografi)

Polisomnografi adı verilen uyku çalışması, uykunun performansını izlemeye yarayan bir testtir.

Genellikle kişi geceyi uyku merkezlerinde geçirir ve makineler aracılığıyla uyku performansı ve horlama durumu takip edilir.

Uyku performansıyla birlikte kalp atış hızı, uyku aşamaları, beyin aktiviteleri ve göz-bacak hareketlerinin analizi yapılır.

Horlama Tedavisi Nasıl Yapılır?

Horlama tedavisi için öncelikle horlamanın altında yatan kesin olarak belirlenmelidir.

Horlamanın altında tıbbi bir neden tespit edilmezse kişinin yapacağı hayat tarzı değişiklikleri horlamanın önüne geçecektir.

Ancak daha ileri ve kronik horlama vakaları tıbbi müdahale gerektirebilir.

Horlama tedavisinde başvurulan tıbbi yollar:

Lazer yardımlı uvulopalatoplasti (LAUP)

Ablasyon tedavisi,

Septoplasti,

Nazal valf cerrahisi (nazal valf),

Radyofrekans dalgaları,

Tonsillektomi veya adenoidektomi,

Oral aparatlar,

Pozitif hava yolu basıncı (CPAP),

Üst solunum yolu ameliyatı,

Küçük dil - yumuşak damak ameliyatları.

Tüm bu tedavi yöntemlerinin dışında kişinin yaşam tarzında yapacağı değişiklikler ve soğuk algınlığına bağlı gelişen horlama vakaları için kullanılacak ilaçlar da horlama tedavisinde önerilir.

Horlama Nasıl Geçer?

Horlama problemini evde uygulanabilecek horlama önleyici yöntemler ve kişinin hayat tarzında yapacağı değişiklikler iyileştirecektir.

“Uyku pozisyonunu değiştirmek, burun tıkanıklığını gidermek, kilo vermek ve alkol tüketimini kesmek” gibi yöntemler horlama sorununu giderme konusunda yardımcı olacaktır.

Horlamayı geçirmek için uygulayabilecek yöntemler şunlar:

Horlamayı önlemek için uyurken yan yatın ve başınızı yüksekte tutun.

Rahat bir yatakta uyuyun.

Horlama yastığı, horlama bandı ya da horlama protezi kullanın.

Burun kemerine yapışan burun şeritlerini tercih edin.

Uyku sürenizi düzene sokun.

Kiloluysanız kilo vermeye veya kilonuzu korumaya çalışın.

Bol bol egzersiz yapın.

Boğaz egzersizi yapmayı ihmal etmeyin.

Alkol ve sigara kullanımını azaltın, mümkünse bırakın

Akıllı telefon ve diğer cihazları mümkün olduğunca odanın dışında tutun.

Alıntı: Memorial Tıbbi Yayın Kurulu

Kısaca:

Uyku pozisyonunuzu değiştirin.

Yan yatmaya çalışın.

Kilonuzu koruyun.

Alkolden uzak durun.

Uyku düzeninizi oluşturun.

Burnunuzu açık tutun.

Yastığınızı değiştirin.

Evcil hayvanlarınızın yatağınızda uyumasına izin vermeyin.

Bol su tüketin.

Bu önlemleri almanıza rağmen hala horluyorsanız mutlaka ayrıntılı bir KBB muayenesi olun ve hekiminiz gerekli görüyorsa uyku testinizi yaptırın.

KÜRT SORUNU

Şu yaşıma geldim, “Kürt sorunu” dinlemekten bıktım neredeyse.

O kadar çok gerekli ve gereksiz konuşuldu ki artık kim neye inanacağını, neye destek vereceğini, neye veremeyeceğini karıştırdı.

Ama bu söyleme şöyle tepeden bakınca şunu da görüyorsun:

600 Milletvekilinin olduğu Mecliste tam “327 Kürt kökenli milletvekili” varmış.

Hal böyleyken bu ülkede “Kürt sorunu vardır” demek biraz yanlış olmuyor mu sanki?

Daha önceleri dendiği gibi “Kürt sorunu” değil, “Terör sorunu vardır” demek mi doğru acaba?

İktidarımız 23 sene içinde birçok kere söylem değiştirip, bu isteğe pek ciddi yaklaşmadı.

Bir “Teröristler” dendi, sonra “Terör sorunu” dendi, en son “Kürt sorunu” deniliyor.

Onlar daha karar veremedi ki biz ne diyelim?

Bunu sadece dil konusuna indirgemek olayı başka yönlere çekmiyor mu?

Sözde Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) eski yöneticilerinden Osman Öcalan, 2015’tE rudaw.net’e verdiği bir röportajda, “Kandil’in resmi dilinin Türkçe olduğunu” söylemiş.

Osman Öcalan ayrıca şunları belirtmiş o röportajda:

“PKK, Kürtçe konuşanlar için “İlkel milliyetçilik” tabirini kullanırdı. PKK'de baştan beri Türkçe resmi dildi. Kürtçe televizyon var, radyoları olsa da, yüzde 90'ı Türkçe dili kullanır. PKK'nin eleştirilmesi gereken en önemli tarafı budur.

PKK'nin en son kongresinde birinin sorduğu, “Çözüm ne zaman olacak?” sorusuna, “Eğer Sayın Duran Kalkan ve Mustafa Karasu Kürtçe’yi öğrenip Kürtçe toplantıları düzenlerse işte o zaman çözüm olacak” cevabını verdim.

35 yıldır hala Kürtçe'yi öğrenmemişler.

Mesela “MHP Lideri Bahçeli” nin “Kurucu Önder” dediği İmralı’dakinin yayımladığı bildiri, acaba “Kürtçe mi yazıldı, yoksa Türkçe mi?”

Kutlu Patisi Genel Başkanı Yusuf Halaçoğlu diyor ki: “Türkçe yazıldı. Çünkü Abdullah Öcalan Kürtçe bilmiyor…”

Görüldüğü üzere tartışmalar nerelere eviriliyor.

Bugün ülkemizde etnik kökeni dolayısıyla işe giremeyen, imtihanlara sokulmayan birileri var mı?

Kürt kökenli diye Cumhurbaşkanı, bakan, milletvekili, genel müdür, müdür, memur, işçi olamayan var mı?

Sırf “Kürt kökenli” diye mahkemelerde fazla ceza alan var mı?

Silah bırakma çağrısından, nerelere gelen bir hadise…

Geçtiğimiz günlerde Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında “İmralı’ya bir heyetin gitmesini ve Öcalan’ın SDG’ne çağrıda bulunarak silah bıraktırmasını” istedi.

Her hangi bir hareket var mı?

Yok!

19 Ekim’de NTV’ye konuşan “ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack”, PKK’nın Suriye’deki kolu YPG/SDG için şunları söyledi:

“Kimse onları bir şey yapmaya zorlayamaz. Nihayetinde onlar bizim müttefiklerimiz. CENTCOM’un (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) koruması altında.”

Buyurun.

Hani silah bırakılacaktı?

Hani çözüm olacaktı?

Hani?

Hani?

Bu soruları daha ne kadar soracağız acaba?

BİR TEBESSÜM

Osmanlıca meraklısı bir edebiyat öğretmeni, öğrencilerinden sürekli Osmanlıca konuşmalarını ve sorulara Osmanlıca cevap vermelerini istiyormuş..!

Soğuk bir kış günü öğretmen sınıfın ortasında dolaşarak ders anlatırken, bir ara ısınmak için yanan sobaya arkasını dönmüş.

Tesadüf bu ya, sobadan sıçrayan kıvılcım öğretmenin eteğini tutuşturmuş..!

Bunu gören öğrenci parmak kaldırarak söz istemiş.

Öğretmen “Söyle evladım!” deyince, öğrenci başlamış anlatmaya;

“Efendim..! Arka cenahızda ki sobanın derunundaki parçe-i nardan kopan bir şerare; Şahsınız istikametine tevcihlenerek eteğinize sirayet etmiş ve dahi mabadınıza intikal etmek üzre revan olmaktadır..!”

Öğretmen, öğrenciyi anlayıncaya kadar geçen sürede arkasında artan ısının etkisiyle paniklemiş ve duruma vakıf olunca öğrenciye kızarak;

“Evlâdım ne uzatıyorsun! Şuna k.çın yanıyor desene…!”