YALANLAR

Vicdanında bir sızlama hisseden politikacı, yaşlı bir adama fikir danışmış:

-“Ben halka 6 defa yalan söyledim baba, demiş. Bana günahımın affı için ne yapmamı tavsiye edersin?”

İhtiyar, soru üzerinde düşünmüş, sonunda şu cevabı vermiş:

-“İki koç kurban et, peşinden tövbeyi unutma” demiş.

Politikacının yanındaki arkadaşı da fırsatı kaçırmadan sormuş:

-“Ben, beş kez yalan söyledim, bana ne tavsiye edersin?”

İhtiyarı bir düşünce almış, ama onun da çaresini bulmuş:

-“Bir defa daha yalan söyle. Altı olunca, sen de iki koç kesip tövbe edersin.”

PLAN BOZULDU

Akıl hastanesinde deliler bir araya gelip kaçış planı yaparlar.

Elebaşları planı anlatır:

“Büyük bir kütük bulup, önce birinci kapıyı, sonra ikinci ve en son da üçüncü kapıyı kıracağız. Sonra da herkes başının çaresine bakıp kaçacak.”

Sabah olunca bir kütük bulup doğruca birinci kapıyı kırarlar, ikinci kapıya koşup onu da kırdıktan sonra üçüncü kapıya yönelirler.

Üçüncü kapının açık olduğunu gören elebaşları umutsuz konuşur:

“Arkadaşlar plan bozuldu, geri dönün.”

BEKLEMEYİN

Evin hanımı işe yeni başlayan hizmetçiye talimatlar veriyordu.

-“Bak kızım, biz sabah yedide kalkarız, sekiz gibi kahvaltıya otururuz. Tamam mı?”

-“Tamam efendim, bence uygun ama gecikirsem beni beklemeyin”…

ALKOL

Doktor Temelin bütün tahlillerini masaya yaymış Temeli de karşısına oturtmuş,  ciddi bir suratla “Temel, bütün tahliller, raporlar burada ama anlayamıyorum, sanki her şeyin sebebi alkol gibi geliyor.”

“Tamam o zaman” demiş Temel, “siz ayılınca ben gene gelirim…”

ARANAN KIZ

İlk yemeğe çıkışımızda cep telefonu çaldı. Elini çantasına attı.

Kurcaladı, kurcaladı. Telefon uzun uzun çalmaya devam ediyordu. Bir türlü bulamadı.

Sonra o güzel cümle döküldü dudaklarından:

“Evde mi bıraktım acaba?”

‘İşte o an aradığım kız bu’ dedim içimden.

MANYAK BİLMECELER

4.murat neden intihar etmiş?

İlk 3’e giremediği için…

“Evlenmeden olmaz Erhan!”

“O zaman evlenince ara beni…”

Temel yeni bir ayakkabı almış.

Ayakkabıcı “İlk bir hafta sıkabilir” demiş.

Temelde ilk hafta giymemiş.

Medyum Memiş kaç kardeştir?

Dört kardeştir.

1-Small Memiş

2-Medium Memiş

3-Large Memiş

4-Xlarge Memiş

Adamın biri havuzdan çıkmış havluyla kurulanmaya çalışıyormuş ama bir türlü kuruyamıyormuş.

Neden?

Çünkü adamın yaş günüymüş…

Bir adam OMO’yla yıkanmış ve maymuna dönüşmüş neden?

Çünkü “OMO’yla yıkanan her şey ilk günkü gibi olur” da ondan.

“Cem’in sana selamı var!”

Hangi Cem’in?

“Sivilcemin…”

Adamın biri Hindistan’da yürüyormuş. Kafasına BUDA heykeli düşmüş

Ne demiş?

“Başıma buda mı gelecekti?

Hisbullah’ın kız kardeşinin adı nedir?

Herbullah…

Adamın biri bilgisayarın başında sabahlamış ve hasta olmuş niye?

Çünkü Windows açıkmış.

Bir çocuk hiç patik giymiyormuş neden?

Çünkü anti-patikmiş

Sarışın sigarasını bir metre uzunluğunda bir ağızlıkla içiyormuş.

Neden?

Çünkü doktoru “Sigaradan uzak dur” demiş.

Karım, yaklaşmakta olan yıldönümümüz için çaktırmadan ayak yapıyordu:

“Üç saniyede hızla 0 dan, 100 ye çıkabilen bir nesne istiyorum” dedi,

Bir baskül aldım ona!

KAVGA BÖYLE BAŞLADI

Cumartesi sabahı sakin sakin giyindim, Kahvaltımı ettim, kapıyı kapatıp sessizce garaja geçtim.

Balık takımlarını arabaya atıp iskeleye doğru yola çıktım.

Kıyıya vardığımda denizin dalgalı ve çok rüzgârlı olduğunu görünce hevesim kaçtı, eve geri döndüm.

Sessizce soyunup sıcacık yatağa geri döndüm.

Karım uyanır gibi oldu.

Hava dışarıda çok soğuk dedim.

Karım mırıldandı: “Ve benim salak kocam bu havada balığa çıkıyor, inanabiliyor musun?” dedi.

İşte kavga böyle başladı…

Karımla yatakta “Kim 500 milyon ister” adlı yarışma programını izliyorduk.

Ona doğru dönüp dedim ki, “Biraz yakınlaşalım mı?”

“Hayır” dedi.

Sonra ekledim, “Son kararın mı?”

Bana bakmadı bile, sadece ekledi ve “Evet” dedi.

O zaman şu teklifi yaptım:

“Öyleyse telefon hakkımı kullanayım?”

İşte kavga böyle başladı!…

FUTBOL SEVGİSİ

Yılların kankaları artık iyice yaşlanmışlar…

İdris iyice elden ayaktan kesilmiş, yatağa düşmüş!

Arkadaşı Temel, onu hiç yalnız bırakmamış.

Her gün ziyaretine gitmiş…

İdris’in öleceği artık iyice kesinleşince Temel arkadaşından bir ricada bulunmuş:

“İdris kardeş… İkimiz de yaşamlarımız boyunca futbol oynadık biliyorsun. Cumartesi günlerini nasıl iple çekerdik hatırla!.. Yıllar dindiremedi futbol aşkımızı!! Şimdi senden bir ricam var. Cennete varınca bir şekilde bana iletmeni istiyorum orada futbol var mı yok mu?”

İdris bin bir zorlukla başını doğrultmuş ölüm döşeğinden;

“Temelim, söz!!.. Eğer öğrenirsem bu ricanı yerine getireceğim!”

Ve tüm hikâyelerde olduğu gibi bu son muhabbetleri olmuş!

Birkaç gün sonra bir gece yarısı Temel derin uykusundan beyaz bir ışık huzmesi ve adını çağıran bir dış ses ile uyanmış...

“Temellllllll…! Temellllllll…!”

Temel anında doğrulup

“Kimsin?” diye mırıldanmış korkuyla.

“Benim” demiş sesin sahibi…

“İdris!!”

“Sen İdris olamazsın. İdris öldü!” diye haykırmış Temel.

“Benim oğlum!.. İdris…” diye ısrar etmiş! Gaipten gelen ses...

“Ula İdris! Neredesin?” diye sormuş Temel.

“Cennette!” demiş İdris… “Şimdi beni iyi dinle Temel… Sana hem acayip iyi hem de biraz kötü haberlerim var!”

“Önce iyi haberleri ver” demiş Temel heyecanla...

“İyi haber şu” demiş İdris, “Cennette futbol var!.. Hem de bizden önce ölen tüm eski kankalarımız burada… Daha da iyisi hepimiz gençlik yıllarımızın fiziğindeyiz!.. Hava hep bahar. Ne yağmur, ne kar söz konusu. İstediğimiz kadar oynuyoruz ve inanmayacaksın, hiç yorulmuyoruz!”

“Süper lan!” demiş Temel, “Bunu hayal bile edemezdim! Peki kötü haber ne?”

İdris: “Bu hafta seni ilk 11’e yazdılar!”

İNANMAZSINIZ

Küçük Moiz okuldaki ilk gününden sonra eve geldiğinde annesi ve babası tarafından merakla sorguya çekilir:

“Bu gün okulda ne öğrendin?”

Moiz başlar anlatmaya:

“Musa’yı öğrendik… Kavmini kötü firavundan kurtarmak için çölden geçirip Kızıl Denizin kıyısına kadar getirmiş. Sonra CIA’e haber verip SAT komandolarını çağırtmış, botlarla halkı karşı kıyıya geçirmiş… Yakındaki uçak gemisinden kalkan uçaklar da arkadan gelen firavunun ordularını bombalamışlar.”

Anne, baba şaşkınlıkla sormuşlar:

“Gerçekten hikâyeyi böyle mi anlatı hocan?”

Moiz: “Yok ama onun anlattığını size anlatsam hiç inanmayacaksınız.”

BENİMKİNİ BOŞVER

Alışveriş merkezinde iki genç adam eşlerini kaybetmişler.

Aramakla çok vakit kaybettiklerini anlayınca, daha organize bir plan yapmaya çalışmışlar.

Birbirlerine eşlerini tarifini verip, dağılıp aramaya ve belli bir saatte kahvecide buluşmayı planlamışlar.

Biri eşini tarif etmiş:

“Sarışın, mavi gözlü, 1.80, kırmızı mini etekli...”

Diğeri bir an düşünmüş ve:

“Benimkini boş ver, biz seninkini arayalım…”

DUA

Öğretmen en önde oturan öğrenciye sorar:

“Siz evde yemekten önce dua ediyor musunuz?”

Öğrenci cevap verir:

“Hayır, biz yemekten sonra dua ediyoruz.”

Öğretmen şaşırır ve “Neden?” diye sorar.

Öğrenci: “Hocam siz annemin yaptığı yemekleri bir görseniz…”

ŞARIŞIN

Kırmızı spor arabası ile aşırı hız yapan sarışın sürücüyü sarışın bir polis memuru durdurmuş.

“Ehliyetiniz lütfen” demiş.

Sarışın sürücü bir süre çantasını karıştırmış, sonra “O nasıl bir şey?” diye sormuş polise.

Polis “Dikdörtgen bir şey, üstünde resminiz var” demiş.

Sarışın sürücü çantasını biraz daha karıştırıp dikdörtgen el aynasını bulmuş.

Çıkartıp bakmış, memnun bir şekilde polise uzatmış.

Sarışın polis aynayı alıp bakmış ve geri uzatmış: “Kusura bakmayın, polis olduğunuzu bilmiyordum…”

LEONARDO Dİ CAPRİO

Zencinin biri Türkiye’ye gelecekmiş.

Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış.

Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş.

Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş.

Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola.

Kapıkule’ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun, zenciye pasaport sormuşlar.

Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel’e vermiş.

Temel uzun uzun pasaporta bakmış.

Sonra zenciye bakmış, dönüp Dursun’a sormuş:

“Ula Dursun, Titanic batti miydii, yandi miydii…”

MANTIKLI ÖZÜR

Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polisi görünce kaçabileceğini düşünüp basmış gaza.

Ancak polisi atlatamayacağını anlayınca, pes edip çekmiş kenara.

Polis arabasından inmiş.

Bezgin, kızgın ve de küskün bir sesle:

“Bana bak, çok yorgunum, üstelik keyfim de kaçık. Mantıklı bir özür söyle yoksa yaktım çıranı!”

 Kısa bir ara ve Sürücü:

“Karım geçen ay bir polisle kaçtı. Aynada sizin aracınızı görünce, kaçtığı polis, onu bana geri getiriyor sandım…”