Abdülhamit Han'ı tahttan indirip Selanik'te Alatini Köşkü'ne gönderdiler. Osmanlı Ailesini yurt dışına gönderdiler. Bunlar, savaştıklarıyla daha sonra dost oldular. Venizelos' un koluna da İsmet Paşa 'nın Eşi girdi. Hiçbir ülke alfabesini değiştirmedi, biz neden alfabe değiştirdik. İngiliz Kralını neden Dolmabahçe Sarayı' nda ağırladık.  gibi bazı sorulara cevabımdır...

Bizdeki Siyasal İslamcılar, bir türlü akıllanmayacaklar... Bunların zır cahili de  ünvanlı zatları da sosyoloji, antropoloji, felsefe, coğrafya, tarih, arkeoloji, filoloji ve dinler tarihi gibi alanlarda çalışmalar yapan kişilerin eserlerini okumadıkları için, merdiven altı üretilen sahte belge veya sahte dipnotlarla halkımızı,

Türklükten koparıp üniter yapımız bozmak için çalışmaktadırlar.

Bu kişiler, son yirmi beş yılda, siyasal ortamdan aldıkları güçle ABD, İngiltere, İsrail emellerine hizmet edecek bir toplum oluşması için ülkemiz içinde beşinci kol faaliyeti sürdürmektedirler...

Bunlar, Armağan, Ekinci, Sofuoğlu, Anapalı, Fesli, Bırinci, Hür, Nur gibi gibi zatlar ve sosyal medyada bulunan yeni yetme, ergen tavırlı, zır cahil grupları oluşturup Anadolu  ve Trakya insanını kulak memesi kıvamına getirerek, Türk insanının bu coğrafyadan kovalanmasını istemektedirler...

Günümüzün siyasal İslamcıları ve bölücü grupları, kol kola bu işi yapmak için uğraşırken bir de aralarına fikri miyop olan Türk Milliyetçileri(!) girmiştir... Atatürk'ü sevdiğini ifade eden ve onun kurduğu partide politika yapanlar da bu işe payanda olmaktadırlar...

Bu zatların tamamına karşı, ABD Büyükelçisi ve Ortadoğu Temsilcisi Tom Braks'ın beyanları ile İsrail 'in yeni Hitleri Netanyahu' nun söylemlerini de dikkate alarak, yeni bir toplumsal mutabakat beyanı ilan etmeliyiz... Böylece şer emellere karşı toplumsal birlik ve dayanışma içine girmeliyiz.

Ayrıca, Türk Milleti'nin iç cephesini boşluğa düşürecek  siyasal kararlardan da uzak durmak gerekir... Zeytinlik talanını durdurun, ormanları koruyun, su krizi için yeni tedbirler alın, çölleşecek coğrafyamızdaki insanlarımız için şimdiden tedbir alın, enflasyonist baskı için devletin de tasarruf yapması gibi gibi..

Bu coğrafyada yaşayan herkes, Türklük bilinciyle hareket etmeli... Türk demek toparlayıcı, bütünleştirici demektir... Türk'e kıymayın, derim.

Türk'e kıyarsanz, Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Sudan, Somali, Yemen gibi oluruz... Yine, Mısır, Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, BAE gibi emperyalizmin  uşağı oluruz.( buraya daha ağır şeyler yazmak gerekir de bizim edebimiz müsaade etmiyor.)

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları bu ülkeyi, başka ülkelere yem olmayalım, diye kurdu. Bu ülkenin kıymetini bilelim.

Şimdi, uşak olalım! , zihniyetine ve Türk Devleti ve Kurucusuna  saldıranlara cevaplar...

 Alatini, Abdülhamit'in musahibiydi... Yani, Abdlhamit'in dostuydu. Ona uygun en iyi köşk orası vardı... Bu yüzden oraya götürdüler. Romanovlar gibi çoluk çocuk kurşuna dizseler, kim ne diyebilirdi... İttihatçılar, devlet görgüsü sahibi olduğu için ona saygı duydular ve isteklerini yerine getirdiler... Balkan Savaşları sırasında, Selanik'in tehlikeye düşmesiyle Abdülhamit ve Ailesi, buradan alınıp İstanbul'a getirildi ve Beylerbeyi Sarayı'nda ikâmet etmesine izin verildi. Yani, İttihatçıların Abdülhamit' e bir düşmanlığı yoktu. Yine Abdülhamit vefat ettiğinde de bütün İttihatçılar cenaze törenine katılarak saygılarını göstermişlerdir... Aslında, Abdülhamit Mithat Paşa'yı nereye sürgün göndermiştir haritada yerini gösterebilir misiniz  Sonra Mithat Paşa'nın başına neler gelmiştir  iyi bilmek gerekir.

1 Kasım 1922'den sonra, Halife Abdülmecit, Padişah tavrıyla hareket ediyordu. Ülke iki başlı otoriteye dönüşüyordu. Bunu önlemek için Osmanlı Ailesi'ni  yurt dışına gönderdiler...

Paşa, Türkiye'yi ziyarete gelen İngiliz Kralını Dolmabahçe Sarayı'nda   ağırladı.

Paşa, İstanbul 'da gerçekleşen  bütün toplantılarını ve ağırlamalarını da  Dolmabakçe Sarayı' nda  yapıyordu.

Ayrıca, bu sarayın arkasında bulunan diğer saraylar, tiratro  salonları ve müştemilatı ile orada yapılmış olan  cami de dahil borç parayla  yapılmıştı.

Osmanlı borçlarını 1954 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti ödedi.

Bu binaları da devlet yetkilileri kullandı. Şimdide Tayyip Bey kullanıyor. Bu devlet geleneğidir.

Bunu, çölde yaşamayı kutsayan Arap sever, siyasal(ciasal İslamcılar, Fetöcüler anlayamazlar) İslamcılar da ( gerçek Müslümanları tenzih ederim.) anlayamazlar...

İngiliz ve Fransızlar İstanbul'u işgal edince,  Padişahın izniyle bütün sarayları, köşkleri, Askeri binaları kullandılar...

Yani, bu binaları kullanmaları  için izni, Padişahımız, Halifemiz, Efendimiz Hazretleri Vahdettin vermişti.

Yine, Fransızlar, Anadolu demiryollarını ve Türk isyanını (!) kontrol için Osmanlı Devleti'nden 300 000 altın lira istediler. Devletin kasasında, 320 000 altın lira bulunuyordu. Bu para  talebi  Vahdettin'e soruldu. Padişah, Fransızları küstürmeyelim, deyip verilmesini sağladı. Devlet memurlarına maaş ödenemedi...

Asıl soru, devlet, memurlarına maaş ödeyemedi, neden diye sormak gerekir...

Benim okuduğum tarih kitaplarını gerçek Türkler yazıyor. Nesebi bozuklar, ajan bozuntuları yazmıyor. Ayrıca, sadece belgeler üzerinden değerlendirme yapmak gerekir...

Türkiye Cumhuriyetini kuran hiçbir yetkili Osmanlı düşmanı değildir. Sadece, Osmanlı'nın yıkılmasına sebep olan zır cehaletin temsilcileri olan Mustafa Sabri, Dürrizade Abdullah, İskilipli Atıf ve diğer ham softa ve kaba yobazlara karşıydılar...

 Batılı değerlerde kadın ve erkek eşit yetkinliktedir. Aynı ortamda oturur, fikrini söyler ve bağımsız hareket eder. Aynı ortamı paylaşma, aynı sofrada yemek yeme gibi tutum ve davranışlar, birey olma ameliyesidir. Sürü olmamak demektir... Bunu, kadını toplumdan dışlayan ve eve hapseden zihniyet anlayamaz.

Trump, bizim Dostumuz mu Tayyip Bey, (Dostum!) diye hitap ediyor... Bu  Tayyip Bey'in gerçek duygusu mu Adam, bizi F-35 projesinden atıyor. Papazı vermezsen sonucuna katlanırsın, diye tehdit ediyor ve biz de hemen, papazı gönderiyoruz. Türk Askerini başına çuval geçirttiriyor ve ABD Başkanları dostumuz, öyle mi Bu adamlar, bizim dostumuz mu Devletlerin bir aklı vardır ve ona göre hareket edilir.

Çıkarlarınıza göre hareket edersiniz... Ülkeler arası toplantılarda, bu tür üslup kullanılır. Paşa, hem Faysal hem de Abdullah'la da görüşmüştür. Türk öldüren Arapların  liderleri olan bu zatlarla da görüşmesi, devlet aklıdır. Devlet aklını ve yönetimini, Türklük'ten çıkmış ve Araplaşmış olan zır cahil siyasal İslamcılar anlayamazlar ve bilemezler de. Bilselerdi, hepsi biraraya gelerek İsrail'e haddini bildirirlerdi. Yahudi, Netanyahu'yu görünce, kuyruğunu apış arasına alan köpekler gibi yalakalanıyorlar...

Harf İnkılabı, bizim yaptığımız en önemli inkılaptır...

Türklerin  kullandığı en eski alfabe Etrüsk alfabesi de Türk alfabesidir. Biz, aslımıza  rücu ettik. İyi de yaptık... Böylece, Türk Halkının zır cahil olan Hoca efendi, şıh, mürşit, gavs gibi zır cahil sultasından da kurtarmış olduk.

Biz, Uygur, Göktürk, Brahmi, Soğd, Ermeni, Musevi, Fars, Grek, Slav, Çuvaş, Fin, Süryani, Arap gibi alfabeler kullandık. Türklerin alfabe takıntısı yok. Sadece, Araplaşmış ve Arapseverlerin dümen suyunda gidenlerin, toplumda eski değerlerini yitirdikleri için  kuyruk acıları var. Onlar, bu konuda ötmeye devam ediyor. Bütün Türkler, cehalet karşı Latin Türk Alfabesini benimsemiştir... Beğenmeyenler de beğendikleri yere giderek, istedikleri alfabeyi kullanmakta özgürdür... Kimse, yol başı tutmuyor...

Japonların da Çinlilerin de Rusların da okullarında Latin alfabesiyle bu diller öğretirler... Osmanlıda da aydın kesim Latin Alfabesi ile eğitim alırdı. Bu yüzden Latin Alfabesine geçiş kolaylıkla olmuştur. Sadece zır cahil kesime bu alfabeyi öğrenmek zor gelmiş ve bu yüzden günümüze kadar cehaletlerini savunmaya devam eden bir güruh da oluşmuş ve vardır...

Bir tek, bizim siyasal İslamcıların bu konuda nakıs tarafı vardır. Çok arzu eden Arap Alfabesini öğrenir ve kullanır. Ben, öğrendim ve kullanıyorum. Çok da memnunum...

Bu Sabetayistleri ve Masonları çok büyütüyorsunuz... Adam olup, bunların faaliyetlerine son  verin, elinizi tutan mı var. Bunlarla mücadele eden ve Masonluğu bir gecede kapatan, Paşa'dır. Demokrat Parti, tekrar açmıştır. Tayyip Bey'e iletin!  Masonluğu kapatsın. Kim engel oluyor... Yani, bunlar  için seksen yedi yıl önce vefat eden kişiden hesap sormak ve Masonluğu kapatmak için medet ummak yanlıştır... Yani, bu konuda ortaya konulan söylemler  yanlıştır...

Osmanlı'ya en büyük düşmanlığı, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Ruslar, Bulgarlar, Yunanlılar, Ermeniler, Araplar, Sırplar, Hırvatlardan, Karadağlılar, Makedonlar ve Arnavutlar da dahil  olmak üzere birçok devlet  düşmanlık yapmıştır. Günümüzde , ABD de düşmandır. Ben bunlara lanet okurum. Bol bol Türk öldürdükleri için. Siz de lanet okuyabilir misiniz

Bence, meselelere Türk gözüyle bakmayı bilmek gerekir...

Ankara, bakış yarzıyla bakmak gerekir...

Ben, böyle bakıyorum.

Sıkıntım da  yok...

Gönülden selamlar...

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

 

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...