Geçtiğimiz çarşamba günü, Avrupa Birliği tarafından desteklenen ‘Avrupa’da Daha Temiz Hava için Hayvancılıkta Karbon Salınımının Azaltılması’ projesinin ilk toplantısına Prof.Dr. Kemal Çelik ile birlikte katıldık. İlk toplantısı Sofya’da yapılan proje, Türkiye’den Balıkesir ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversiteleri, Bulgaristan’dan Ormancılık Üniversitesi ve Hayvancılık Araştırma Enstitüsü, Polonya’dan Çevre ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi ve ARID Sivil Toplum Örgütü ile Yunanistan’dan Teselya Üniversitesi tarafından yürütülüyor.

Küresel ısınmanın ana suçlusunun karbondioksit olduğu öteden beri biliniyor. Küresel ısınmanın dünya için bir felaket olacağı da biliniyor. Bununla birlikte atmosfere karbondioksit yüklenmeye devam ediliyor. Atmosferde ısının depolanmasında karbondioksitin payı % 52’dir. Metan ve kloroflorokarbonlar da etkili faktörler olmakla birlikte, kloroflorokarbon kullanımı yasaklanmış, metan salınımının azaltılmasıyla ilgili çalışmalar yoğun olarak yürütülüyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün açıkladığı rapora göre, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu rekor kırmaya devam ediyor. Son zamanlarda orman yangınları da karbon salınımını artırmaya başladı. Havada bulunan karbondioksit miktarı 404 ppm'in üzerine çıktı.

Küresel ısınmada ikinci önemli faktör metan. Aslında metan önemli bir enerji kaynağıdır. Yapılan ölçümlere göre metan, son zamanlarda 1900 ppb’e ulaştı. Sanayi devrimi öncesi bu oran 700 ppb civarındaydı. Artmaya da devam ediyor.

Metan güçlü bir sera gazıdır ve atmosferde kalış süresi 9 yıl sürmektedir. Hâlihazırda küresel ısınmada karbondioksit %50, metan da %25 oranında etkilidir.

1980'li ve 1990'lı yıllarda hızla yükselen, sonra durağan hale gelen metan gazı salınımı 2007 yılından itibaren tekrar artmaya başladı ve 2020’de rekor kırdı. 2015 yılında imzalanan Paris İklim Antlaşması gereğince karbon salınımıyla birlikte metan salınımı da azaltılacaktı. Ancak her ikisinin de salınımı artarak devam ediyor.

Her yıl atmosfere yaklaşık 600 milyon ton metan salınmaktadır. Bu salınımın beşte ikisinin bataklıklardan salındığı ve buna müdahale etmenin zor olduğu biliniyor. Geriye kalan salınımın tamamı insan kaynaklı görünüyor. Ağırlıklı olarak hayvancılık ve çeltik yetiştiriciliği metan salınımında etkili görülüyor.

Metan emisyonunun 150 milyon tonu tarımsal faaliyetlerden kaynağını alıyor. Özellikle büyükbaş hayvan çiftlikleri 115 milyon ton ve çeltik tarlaları 35 milyon ton metan salmak suretiyle metan emisyonunda başrol oynuyor. Kentlerin çöp depolama alanlarından ve kanalizasyonlardan ise yılda 70 milyon ton metan salınıyor.

Metanın atmosferdeki ömrünün kısa olması, emisyonların azaltılmasıyla kısa sürede atmosferde metan miktarının azalacağını gösteriyor.

Metan salınımını azaltmanın yolları var elbette. Öncelikli olarak hayvancılık çiftliklerine metan salınımını azaltmak için besleme yönetiminin geliştirilmesi ve biyogaz tesislerinin kurulması gerekiyor.

İkinci önemli adım ise fosil yakıt tüketiminde, özellikle kömürün çıkarılmasından yakılmasına kadar geçen süreçte, gazın tutulması, depolanması ve elektriğe çevrilmesi gerekiyor.

Dünya üzerinde bulunan bataklık alanlardan kaynaklanan metan çıkışını önleme imkânı bulunmuyor. Bu dünya var olduğundan bu yana doğal emisyon devam ediyor zaten.

Şehir çöplüklerinde biriken organik maddenin biyogaz tesislerinde işlenmesi, kanalizasyon sistemlerinde oluşan metanın toplanması ve enerjiye çevrilmesi de metan salınımını azaltacak tedbirler olarak görünüyor.