Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, “Oy çokluğuyla” aldığı kararla;
“Emekli aylıklarına tüketici kredisi borcundan dolayı bloke konulabileceğine” hükmetmişti.
.
Bu konuda muhalif açıklama yapan hâkimler şöyle demiş:
“Emekli maaşları üzerine haciz konulabilseydi yasa gereği ancak asgari geçim miktarının üzerindeki kısma haciz mümkün olurdu. El koyma kararıyla, bankalar için emekli maaşının tamamına blokaj konulması mümkün hale gelmiştir.”
.
Bu durumda yapılan yoruma göre de:
Açlık sınırının altında maaşlara bile bloke koyulabilecek.
Ücretli çalışanların maaşlarına da el konulabilecek.
Ve
Memur ve asgari ücretlilerin maaşlarına da el konulabilecek.
.
Anlayacağınız şu;
“Ayağınızı yorganınıza göre uzat.”
“Aldığın maaş kadar konuş.”
“Maaşına güvenip yola çıkma, başına neler gelir bilinmez.”
“Maaşının koruması yok artık.”
.
Şu çocuk şarkısı da uyarlanabilir aslında:
“Bak bankacı geliyor,
Selam veriyor,
Herkes ona bakıyor,
Merak ediyor…”
.
Sadece tüketici kredileri için verilen bu karar, ileride kredi kartları için de uygulanacağı kesin.
.
Bana sürekli olarak “Kredi kartımın limitini 300 bin lira yapmak isteyen bankamın”, hakkımda nasıl bir düşünce içinde olduğunu yavaş yavaş anlıyorum.
.
Bu mahkeme kararından sonra siz de iyice anlayın, sonra “Artık! Yeşerecek bir dalım yok!” şarkısını söylemeyin.
Benden tavsiye…
EHLİYET MESELESİ
Haberi okuyunca şaşırdım.
Çünkü benim de uzun zamandan beridir desteklediğim konuydu bu.
.
70 yaş üzeri ehliyet sahiplerinin her sene hem bilgi olarak hem de fiziki olarak test edilmesi.
Haber şöyle:
“Sürücülerde yaşla birlikte artan refleks kaybı, dikkatsizlik ve sağlık sorunları, trafik kazalarının başlıca sebeplerinden biri olmaya devam ediyor. Avrupa Birliği, bu riskleri azaltmak için önemli bir adım atıyor.”
.
Ben de yakında bu yaşa ulaşacağım zaten, kendim için de istiyorum.
Eksiksem alın ehliyetimi, bu kadar basit.
.
Bunları isterken bir istatistik de yapılsın.
Ülkede;
En çok hangi yaş gurubu kaza yapıyor?
Hangi yaş gurubu trafiği engelliyor?
Hangisi müziği sonuna kadar açıp geziyor?
Hangisi drift yapıyor?
Hangisi trafikte daha çok makas yapıyor?
.
Bu arada sadece biz 70 yaş üzerine mi test yapılacak?
Mesela;
Kaldırım kenarına park edemeyenlere de aynı test uygulansın.
Arabasını yol şeridinin ortasında tutamayanlara da bu test uygulansın.
İleri vites yerine, geri vitese takanlara da uygulansın.
Fren yerine gaza basanlara da uygulansın testler!
.
Bu mevzu çok derin hepsini yazacağım.
.
Haberin öncesi şöyleydi:
“AB, trafik güvenliği için yaşlı sürücülere sınırlama getiriyor. 75 yaş üstü trafiğe çıkamayacak.”
.
Bu Avrupa birliği kendi vatandaşları için hayata geçirecekmiş.
Ama yakında “Avrupa Birliği Uyum Yasaları” kapsamında bizden de isteyecekler.
İstesinler mesele yok.
.
Ama bunlar daha önce “Demokrasi” konularında, “İnsan hakları” konularında bizi sıkıştırıyorlardı.
Sürekli birileri gelip bizi denetliyordu, ne oldu?
Bizi AB’ye almamakla tehdit ediyorlardı, şimdi neredeler?
.
Hani sürücülerden “Yaşla birlikte artan refleks kaybı, zekâ sorunları, dikkatsizlik ve sağlık sorunları” gibi şeyler test edilecekmiş ya.
Bence politikacılardan da aynı test istensin.
.
Dünyanın çoğu bu yaş sınırını aşmış politikacılar tarafından yönetiliyor.
.
Hemen harekete geçilsin ve liderler bu testlere tabi tutulsun.
Sınavı geçemeyenleri “Verdikleri emeklerine teşekkür ederek” emekli edeceksiniz.
Ve kanun çıkacak;
“70 yaş üzeri politika yapmak yasaktır” diye.
.
Yeni Anayasa çıkaracaklar ya.
Bu maddeyi de eklesinler iyi olur.
Sürekli “Gençlik, gençlik” diyenlerin niyetini de ölçmüş oluruz.
YENİ ANAYASA
Yeni Anayasa yapma fikri atıldı ortaya.
Nereden çıktıysa?
.
Ama tüm bunlara karşılık;
“Ben parlamentoda çoğunluğu aldım, yeni Anayasa yaparım” demekle de olmuyormuş meğer.
İşin raconu varmış.
.
Hukuk konusundaki bu uygulamayı uzmanı açıklamış, bizim de kafamıza yattı tabi.
.
Onursal Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu birilerine şöyle açıklamış olayı.
.
1. Bu meclis; dört yıl için yasama yetkisi almıştır.
2. Meclis üyeleri mevcut anayasaya sadakat yemini etmiştir.
3. 1. ve 2. maddelerde belirtilen nedenlerle bu meclisin bir yeni anayasa yapma yetkisi yoktur…
.
Yeni bir anayasa yapmak için şunlar yapılmalıymış:
.
a. Önce halkın yeni bir anayasa isteyip istemediği halkoylamasına sunulur.
b. Nitelikli çoğunlukla kabul edildiği takdirde barajsız bir seçimle bir kurucu meclis oluşturulur.
.
c. Bu kurucu meclisin hazırlayacağı yeni anayasa taslağı yeniden referanduma sunulur.
.
Ne kadar mantıklı…
BİR GEÇİT LAZIM
Torunum bana “Üst geçit lazım” dediğinde düşündüm ve aklıma şu Sertap Erener’in şarkısının sözleri geldi.
.
“Yeni bir haber yeni bir kader
Bunlar için bana şans lazım
Yeni bir duruş yeni dokunuş
Tek tek keşfetmem lazım
Yeni bir hayat gerisi bayat,
Kendime yeni bir ben lazım”
.
Torun küçükken pek anlamamıştık ihtiyacı.
Zira erken çıkması gerektiğinde içimizden biri gidip arabayla alıyorduk okuldan.
.
Artık büyüdü ve kendi başına eve geldiği zamanlar oluyor.
.
Bahsettiğim yer Çanakkale Koleji girişi.
Önünden koskocaman uluslararası bir yol geçiyor.
.
Yol üzerinde hız sınırını belirleyen “50” tabelası olmasına rağmen, bu kurala uyan daha bir tane arabaya rastlamadım.
.
Okuldan çıkan bir çocuğun karşı yola geçmesi mümkün değil.
Çeşitli atraksiyonlarla geçebilirse geçiyor.
.
Yoksa!
.
Allah korusun…
.
Peki neden korusun?
Bize akıl vermiş.
Onu kullanarak bir üst geçit veya alt geçit yapsak, iş hallolacak.
.
Peki biz ne yapıyoruz?
“Yürü çocuğum, yürü Allah seni korur” diyerek işimizi Allah’a havale ediyoruz.
.
Torunum, okulunun karşı yolundan Dardanos’a yürüyerek arkadaşına gitmek istemiş.
Ama ne mümkün?
.
Arabalardan nefes alıp geçememiş.
O kızgınlıkla beni arayıp:
“Dedeciğim, bir vatandaş olarak senden şu konuyu yazmanı talep ediyorum!” dedi, anlattı isteğini.
.
Bizim için vatandaş her zaman haklıdır.
Biz de yazarız.
Yazdığımız mantıklıysa yetkilisi ilgilenir.
İlgilenmezse bir daha yazarız.
İlgilenmezse bir daha yazarız.
İlgilenmezse bir daha yazarız.
.
Ve yapılır.
.
Tıpkı Dardanel’in yanına ısrarla istediğimiz üst geçit gibi.
.
Sayın yetkili…
Artık geri dönüş yok.
Bu yazıyı okuyup, bu mesajı aldınız.
Bir vatandaşın isteği olarak kayda geçirin ve ister üst geçit, ister alt geçit yaparak lütfen çözümü bulun.
Torunlarımızı, çocuklarımızı üzmeyin…
GÜNÜN FIKRASI
Bir gün Ahmet Efendi, Nasreddin hocayı eşeğin önünde oturmuş kâğıda bir şeyler karalarken bulmuş.
“Ne yapıyorsun Nasreddin hoca?” diye seslenmiş.
Hoca da:
“Eşeğime swot analizi yapıyorum Ahmet Efendi” demiş.
Ahmet Efendi, “Swot analizi nedir?” diye sorunca hoca anlatmış:
“Eşeğimin güçlü, zayıf yönlerini ve kendisi için olan fırsatlarla tehlikeleri bu şekilde yazıyorum.”
Beriki:
“Peki sonra ne olacak?” diye sorunca, o da:
“Böylece iyi bir plan yapıp eşeğimi maksimum verimle çalıştırabileceğim” demiş.
Bunun üzerine Ahmet Efendi:
“Bütün eşekler aynı değil mi, analize ne gerek var?” Diye sorunca Nasreddin hoca:
“Öyle deme Ahmet Efendi” demiş. “Mesela benimkini atlarla otlatınca daha bir şevkle çalışıyor. Kendini at sanması onun güçlü tarafı. Öğleden sonra bir de ineklerle otlatacağım. Belki sütünü bile içerim” deyince, Ahmet efendi:
“Bekle hoca” demiş ve fırlamış yerinden, “benim eşeği kapıp geliyorum...”
Hoca bunu duyunca hemen atılmış:
“Aman Ahmet Efendi, eşekleri bir araya getirmeyelim, eşek olduklarını anlıyorlar...”
PARATONER
Yobazlık zor zenaat.
Sözlük anlamı şu (Mecazen)
“Bir inanca, bir düşünceye körü körüne, aşırı ölçüde bağlı olan, hoşgörüden yoksun…”
.
Gerçek anlamı ise:
“Din konusunda başkalarına baskı yapmaya yönelen, dinsel bağnazlığı aşırılığa vardıran kimse.”
.
Bu yobazlar sadece bizim ülkemize yetişmiyor, başka başka ülkelerde de dolu.
.
Bu yazı onlarla ilgili.
.
Kiliselerin üstünde bir kaç ton ağırlığında metal çan olur ya.
Bu yüzden yıldırımların çoğu eskiden kiliselere düşermiş.
.
1752 yılında Benjamin Franklin Paratoneri (yıldırımsavar) icat etmişti.
Kiliselerde kullanılmak istenmiş.
.
Papazlar önce çok itiraz etmişler.
“Yıldırım tanrının gazabıdır.”
“Burası tanrının evi.”
“Paratoner neymiş biz dua ederiz yıldırım başka yere gider.”
.
Buna benzer bir dolu itirazlar yükselmiş.
Yani bir sürü bağnazlık.
.
Paratoner olmayınca;
Bir senede tam 400 kiliseye yıldırım düşmüş.
150 tane çan görevlisi “cız bız” olmuş.
.
İtalyanlar, 1557 yılında “En güvenli yer” diye 150 ton barutu, kilisenin mahzenine depo etmişler.
.
Kiliseye yıldırım düşmesi sonucu şehrin “Altıda biri” havaya uçmuş.
.
İnsanlar kiliselere gitmemeye başlayınca papazlar mecburen kiliselere Paratoner taktırmaya başlamışlar.
.
Müspet bilimin din hurafecilerine galip geldiği an işte bu anmış.
.
Ve bu tarihten sonra Avrupa'da yobazlara, bağnazlara kolay kolay kimse pirim vermemiş.
ZEYTİNE DOKUNMA
Yunan mitolojisine göre, “Zeus kendisine en değerli hediyeyi verene, kentin koruyuculuğunu verecekmiş ve bunun için bir yarışma açmış.”
.
Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus'a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir At armağan etmiş.
.
Athena ise Zeytin ağacını.
.
Yarışma çetinmiş.
.
Çünkü ikisi de Zeus'a dünyanın en güzel hediyesini vermek istemişler.
.
Kuşkusuz dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek ve yenilmez savaşçı için bir
At mükemmel bir hediyedir, ancak Zeytin ağacı daha mükemmelmiş.
.
Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm Tanrılar, Tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kutsallığı karşısında donakalmışlar.
.
Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen
Poseidon bile Zeytin ağacından o kadar etkilenmiş ki, aralarındaki çekişmeye rağmen Zeytin ağacının üstünlüğünü kabul etmiş.
.
Bunun üzerine Athena, Zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon'a vermiş ve öylece aralarındaki düşmanlık Zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olmuş.
.
O günden sonra Athena'nın ismi Atina kentine verilmiş.
“Düşmana zeytin dalı uzatmak” deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir.
Çünkü Zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır.
.
Ama Türkiye hariç.
Dünyada kesilmesi yasak olan başlıca iki ağaç, Zeytin ve Sakız ağaçlarıdır.
Diplerine kimyasal dökülmediği müddetçe ya da dünyadan, doğadan ve çocuklarımızın güzel geleceklerinden nefret eden bir grup merhametsiz ve açgözlü kesmediği müddetçe sonsuza kadar yaşarlar.
Çünkü “Zeytin, sonsuzluktur.”