Malum bugünlerde depremle yatıp depremle kalkıyoruz. Güney Ege’de meydana gelen depremler, özellikle orta şiddetteki depremler batı bölgelerimizi de etkiliyor. Pazartesi günü meydana gelen 5,2 ve 5.1 şiddetindeki depremler Çanakkale’de bile hissedildi. Deprem fırtınası ile ilgili ilk tespitler garipti. Yunanlı uzmanlar tektonik olduğunu söylerken, bizimkilerin çoğu volkanik olduğunu söylemişti. Neticede tektonik olduğuna karar verildi. Eskiden bir yanardağ patlamasının tekrarlayabileceği kanaati vardı.

Depremle ilgili tektonik hareketlerin kaynakları sürekli araştırılıyor. Teknolojinin de gelişmesiyle daha somut bilgilere ulaşılabiliyor. Ancak yeri ve zamanıyla ilgili yaklaşımlarda henüz netlik bulunmuyor. Esas olan olacağını bilmek ve buna göre hareket etmek ve yaşam alanlarını daha sağlama tesis etmek gerekiyor.

Anadolu’da en güçlü deprem oluşturma riski olan Kuzey Anadolu fayı, Arap Yarımadasının kuzeye doğru ilerlemesinden önemli derecede etkileniyor. İki yıl önceki Maraş Depremlerinin kaynağını da Arap Levhasının ilerlemesi oluşturmuştu.

Uluslararası bir araştırma ekibi, Irak'ın Kuzeyindeki Zagros Dağları'nın uyguladığı kuvvetlerin, Dünya yüzeyinin son 20 milyon yılda ne kadar eğildiği üzerindeki etkisini araştırmış. Araştırmaları, günümüzde, Dünya yüzeyinin derinliklerinde, Neotetis okyanus levhasının, eskiden Arap ve Avrasya kıtaları arasında olan okyanus tabanının yatay olarak koptuğunu ve yırtığın Türkiye’nin güneydoğusundan İran'ın kuzeybatısına doğru giderek uzadığını ortaya koydu. Bulgular, Dünya yüzeyinin evriminin gezegenin iç kısmındaki derin süreçler tarafından nasıl kontrol edildiğini gösteriyor.

Avrasya ve Arabistan kıtaları milyonlarca yıl içinde bir araya geldiğinde, aralarındaki okyanus tabanı kıtaların altındaki büyük derinliklere doğru sürekli kayıyor. Sonunda kıtalar çarpışıyor ve kıyılarındaki kaya kütleleri yükselerek yüksek dağ sıralarına dönüşüyor. Milyonlarca yıl boyunca bu dağların muazzam ağırlığı, etraflarındaki Dünya yüzeyinin aşağı doğru eğilmesine neden oluyor. Zamanla dağlardan aşınan tortular bu çöküntü alanında birikerek Ortadoğu'daki Mezopotamya ovalarına benzer ovalar oluşturuyor.

Araştırmacılar, Arap kıtasının Avrasya ile çarpıştığı Zagros Dağları'nın yükünden yola çıkarak Dünya yüzeyinin aşağı doğru eğilmesini modellemişler. Çalışma alanının güneydoğu kesimindeki alışılmadık derecede derin depresyonu yeniden üretmek için, ortaya çıkan depresyon boyutunu, Dünya mantosuna dayalı hesaplanan topografyayla birleştirmişler.

Araştırmaya göre, Kuzeybatı Zagros bölgesindeki ılımlı topografya göz önüne alındığında, bu kadar çok tortunun birikmiş olması normal görünmüyor. Bu durum, arazinin çöküntüsünün Zagros Dağları'nın yükünden kaynaklanabilecekten daha büyük olduğu anlamına geliyor. Araştırmacılar bu durumun, Arap levhasına bağlı olan batan okyanus levhasının ek yükünden kaynaklandığını ileri sürüyorlar. Bu levha, bölgeyi aşağıya doğru çekerek daha fazla tortu birikimi için alan yaratıyor. Türkiye'ye doğru, tortuyla dolu çöküntü çok daha sığ hale geliyor ve bu da levhanın bu alanda kırıldığını ve aşağı doğru çekme kuvvetini hafiflettiğini gösteriyor. Bu meyanda deprem risklerini yeniden karakterize etmek gerekiyor. Umutlu bir gelişme gibi görülebilir. Ancak yine de tedbiri elden bırakmamakta yarar görünüyor.