İktidar sahipleri hangi tarihi okudular bilinmez ama fırsat buldukça Atatürk ve cumhuriyeti kuranlara karşı limoni duruşlarını sergilemekten geri durmuyorlar. Fırsat buldukça muhalefet partisi üzerinden saldırıyorlar. Bir zamanlar iki ayyaş gibi laflar da dökülüyordu ağızlarından ama kendi seçmenlerinin %86’sının Atatürk ve Cumhuriyeti kuranlara muhabbeti olduğunu görünce saldırmaktan vazgeçtiler. Ama yine de arada bir eteklerinden taşlar düşüveriyor.
Atatürk’ün savunulması gerekmiyor elbette. Ancak saldırmalarının veya yok saymalarının altında yatan gerçekleri görmezden gelmek de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına yakışmıyor. İşin doğrusunu, gerçeği görmek, göstermek her vatandaşın görevi olmalı artık. Bir şey olmaz deyip duyarsız kalan ülkeler mahvoldu.
Kendi besledikleri hainlerin 15 Temmuz’da gerçekleştirdikleri terörist kalkışmaya karşı verilen mücadeleyi, Çanakkale savaşlarına, kurtuluş savaşına benzetmelerinin altında da garip düşünceler yatmaktadır. Çanakkale’de İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere bütün dünyayı dize getirdik. Kurtuluş savaşında ha keza. Tüm Anadolu hep birlikte bu vatanın kurtulması için mücadele etti. Yüzbinlerce Şehit verdik. O zamanlarda da hainler, İngilizlerin işbirlikçileri vardı. 15 Temmuz’da ise iktidar sahiplerinin ne istedilerse verdikleri, başlarına methiyeler düzdükleri, ne olur dön artık diye yalvardıkları, hatta devleti teslim ettikleri terörist örgüt darbeye kalkıştı. Neresi benziyor?
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları aleyhinde sürdürülen aşağılama eylemleri ve söylemleri, ne yazık ki iktidar yanlısı medya organları ve bizzat iktidar mensupları tarafından gerçekleştirilmektedir. Atatürk ismini taşıyan onlarca stadyum, kapalı spor salonu, kültür merkezi yıkılmıştır. İçinde sağlam, kullanışlı olanlar vardır. Sırf ismi yüzünden yıkılanlar çoğunluktadır. Atatürk Havaalanının dünya kadar binası ve sahası olduğu halde, özellikle pistlerinin üzerine korona salgını döneminde sahra hastanesi yapılması ve hiç kullanılmaması da bunlardan biridir.
En son İçişleri Bakanlığının 15 Temmuz törenleriyle ilgili olarak genelge çok garip. Genelgenin birinci maddesi Türk Bayrağı ve tören alanlarının bayraklarla donatılmasını, dördüncü maddesi ise törenlerde Türk bayrağı kullanılmasına özen gösterilmesini belirtiyor. Birinci maddeden sonra dördüncü maddeye gerek var mı? Türkçe bilenler için yoktur. Elbette her bayramda her yer Türk Bayraklarıyla donatılır. Milli bayramlarda hiç parti kendi bayrağıyla kutlama yapmaz. Hal böyle iken ayrıca Türk Bayrağı kullanılmasına özen gösterilmesini genelgeye eklemek abesle iştigaldir. Türkçe bilmemektir. Atatürk posteri kullanılmasın şeklinde bir ibare yoktur. Ancak dördüncü maddeyi eklediğinizde satır altında başka bir şey görünmez. Zaten iktidar sahipleri çakma tarihçinin dediği gibi Atatürk’e muhabbeti olanlarla pek çalışmamaktadır. Nitekim yapılan eleştirilere verilen cevaplarda Atatürk sevgisi ve muhabbeti de yoktur.
İktidar partisine oy verenlerin %86’sı veya daha fazlasının Atatürk’e karşı bir düşmanlığı yoktur. Ancak düşmanlığı olanlar iktidar partisinin karar organlarında öncelik sahibidir. Artık bu vakanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin bilmesinde ve muhakeme etmesinde yarar vardır.