Memlekette kaba yem açığı var. Elinde ot ve silaj olsun yeter ki. Ot ve silaj ticareti artık kurumsallaştı artık. Tarlası olmayan hayvancılık işletmeleri otunu silajını dışarıdan temin etmeye başlayınca, hayvanı olmayan üreticilerimiz de ot üretmeye başladı. Bundan yıllar önce yem bitkileri yetiştiriciliğinin en önemli sorunu ot borsasının bulunmayışı, diğer bir deyişle otun alınıp satılmaması idi. Denemek için fiğ tohumu bile bulmak zordu. Hayvancılık aslından uzaklaşınca ot ve silaj önemli ticari ürünler arasına giriverdi.

Kışı ılıman geçen bölgelerde ara ürün tarımı yapmak suretiyle önemli miktarlarda ot ve silaj üretimi yapmak mümkündür. Eskiden olduğu gibi üretip de nereye satacağım diye bir sorun kalmadı artık.

Bölgemizde yaklaşık olarak 60.000 hektarlık alanda sulu tarım yapılmakta ve sulanan alanlarda domates, biber, çeltik ve mısır gibi yazlık ürünler yetiştirilmektedir. Yazlık ürünlerin çoğunun Mayıs ayının ilk yarısında ekimi tamamlanmaktadır. Genel olarak kışlık sebzelerin yetiştirilmediği alanlarda, ayrıca sulama imkânı olmayan ayçiçeği yetiştirilen alanlarda kasım-mayıs ayları arasında arazi boş kalmaktadır. Boş kalan dönemde arazinin ot üretiminde değerlendirilmesiyle önemli kazanımlar ortaya çıkabilir. Öncelikle hayvansal üretim yapan işletmeler kaliteli kuru ot ihtiyaçlarını karşılayabilir. Hayvansal üretim yapmayan işletmeler ise dekar başına elde edecekleri kuru otu satmak suretiyle dekardan 150-200 TL civarında gelir elde edebilir. Aynı zamanda, desteğinden yararlanmak suretiyle yazlık ekimlerin masraflarını çıkarabilirler. Hiç gübre kullanmadan, az bir toprak işleme, tohum ve hasat masrafları dışında önemli girdisi olmayan İtalyan çimi, yulaf, fiğ ve yem bezelyesi üretiminde karlılık çok yüksektir.

Sulanan alanlarda ara ürün tarımı şeklinde ara ürün yetiştirmenin toprak özelliklerini iyileştirme yönünden önemli avantajları vardır. Sulanan alanlarda toprak organik maddesi idealin çok uzağında, % 1’in altındadır. Organik maddenin azalmasıyla birlikte, toprağın havalanması başta olmak üzere, su infiltrasyon kapasitesinin azalmasına kadar çok sayıda sorun ortaya çıkmaktadır. Toprağın küme yapısının bozulması, işleme sorunlarını artırdığı gibi, havasızlıkla birlikte kök gelişiminin yüzlek kalmasına neden olmakta ve tüm bu sorunlar masraf artışı ve verim azalmasıyla sonuçlanmaktadır.

Ara ürün tarımı yapmak suretiyle hem para kazanmak hem de toprağın bozulan özelliklerini iyileştirmek mümkündür. Kış döneminde meydana gelen yağışların daha fazla biriktirilmesi, erozyonun önlenmesi de ayrı bir avantajdır. Aynı zamanda baklagiller toprağın azot içeriğini artırmakta, neredeyse yazlık ürünler için gerekli azotun % 80’ine yakın bir azot bağlamakta, gübreden de tasarruf sağlamaktadır.

Mevsim yaklaşmakta, yazlık ürünler kaldırılmaktadır. İlk donlardan sonra arazide pek ürün kalmayacaktır. Bu nedenle, tarlanın bir defa işlenmesiyle fiğ, yem bezelyesi veya baklagil + tahıl karışımlarını ekmek mümkündür. Erken ekimlerde Macar fiği, geç ekimlerde ise yem bezelyesi ve adi fiği tercih etmekte yarar vardır.

Geç dönem domates ekilişlerinin yapılacağı alanlarda, ekilişleri silaja bırakmak da mümkündür. Artık yeni teknolojilerle her türlü ürünün silajı yapılabilmektedir.

Yılda bir ürün yerine iki ürün alırken hem kazanmanın hem de bozulan toprak özelliklerini iyileştirmenin zahmeti de bulunmamaktadır.