Dünyanın değişik bölgelerinde endüstriyel ormanlar oluşturuluyor. Ancak küresel ısınma ve kuraklık bu alanlarda daha fazla yangın riskiyle karşı karşıya kalıyor. Eşit aralıklarla dizilmiş ağaçlarla dolu endüstriyel ormanlar, doğal alanlara kıyasla neredeyse %50 oranında daha fazla mega yangın riski taşıyor. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Kaliforniya'nın Sierra Nevada bölgesinde yürütülen bir çalışmada yoğun plantasyonların yangın şiddetini nasıl beslediğini ortaya koyarken, aynı zamanda proaktif seyreltmenin ormanların çalılık ekosistemlerine dönüşmesini önleyebileceğini de gösteriyor.
Aşırı sıcak ve kurak iklim koşullarında, gövde yoğunluğu (dönüm başına ağaç sayısı), yüksek şiddetli bir yangının en önemli belirleyicisi haline geldi.
Araştırma ekibi, 2022 yılında yürüttükleri çalışmada yangın şiddetinin kereste üretimi amacıyla dikilmiş ormanlarda genellikle daha yüksek olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, risklerin diğer doğal alanlara da yayıldığını ve bu alanlardaki doğal yaşamı, tarım alanlarını ve kentsel alanları tehdit ettiğini ifade ediyorlar.
Kaliforniya'nın kuzeyindeki Sierra Nevada'da bulunan çalışma alanı Plumas Ulusal Ormanı, orman yangını oluşum ve şiddetindeki genel eğilimin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Bölgenin karışık iğne yapraklı ormanları, bitki örtüsünü yok ederek ağaç kümeleri arasında geniş alanlar oluşturan periyodik, düşük ila orta şiddetteki yangınlara uyumlu sayılıyor. Kereste kaynaklarını artırma çabaları, 1800'lerde başlamış ve kontrollü yakım uygulamaları yasaklanmış.
Plumas Ulusal Ormanı, 2019 ile 2021 yılları arasında, 5 büyük yangın geçirmiş ve yangın öncesi çalışmalarla bitki örtüsü kayıtları alınmış.
Kereste şirketleri, çalışma alanında kârlarını en üst düzeye çıkarmaya ve toplum için değerli bir kaynak ve kırsal topluluklar için ekonomik bir itici güç olan sürdürülebilir bir odun kaynağı sağlamaya odaklanmış. Çalışma alanında klasik endüstriyel ormancılık politikaları uygulanmış. 80 ila 100 yıl yetiştiricilik ve kesim, ardından yeniden dikim uygulamaları gerçekleştirilmiş. Memlekette uygulananların aynısı sayılabilir.
Araştırıcılar bu uygulamayı üst üste dizilmiş kibrit kümesi olarak tanımlıyor. Yandığında ürettiği enerjinin o bölgeyi tamamen yok edeceğini belirtiyor. Kibritlerin dağıtılması ile ise birbirini tutuşturamayacağını ve mega yangınların önüne geçilebileceğini ifade ediyorlar.
Doğal alanların kullanım şekillerinin yangına daha dayanıklı olduğunun tespit edildiği çalışmada, otlatma, rekreasyon, restorasyon, kereste üretimi ve yaban hayatı için koridor oluşturmanın gerekliliğine işaret ediyorlar.
İğne yapraklı kereste ormanlarının yangına daha hassas ve yangından sonra kendini yenileme yeteneğinin zayıf olduğu belirtilen çalışmada, yangından sonra çalıların alana daha hızlı yerleştiği belirtiliyor.
Mega yangınların önüne geçmede seyreltmenin işe yaradığı, çalıların alana yerleşemediği de araştırmanın önemli sonuçları arasında gösteriliyor. Çevre örgütlerinin sıklıkla kereste üreticileriyle mahkemelik olduğu bölgede, alanların otlatmaya açılması yönünde görüş bildirenler de az değil.