Zat, Hasan Tahsin, diye bir kişi kahraman değil, diyor.

Kimse de bilmiyordu. Atatürk'ün yazdıklarında da adı geçmez, diyor. Paşa, şehit olanların künyesini mi tutuyordu?

Bu tür zatlar, Dürrizade Abdullah, Mustafa Sabri, Kambur İzzet, Ali Kemal, Selanik'te Hasan Tahsin ve Kenan Mesare gibi zatları çok severler.

Kendileri akıllı, biz aptal oluyoruz.

İzmir işgal edilirken, iskeleye yakın  evi olan  Levanten bir aile, tüm olayları görür ve Türklerin şefkatiyle yıllarca mutlu bir hayat süren Levanten aileler, Rum katliamlarını görürler ve kendileri için burada da yaşamak zorlaşır, diye düşünürler ve böylece  İzmir'i terk ederler...

Bu Levanten ailenin kızı ressamdır. İzmir'de gördüklerini tablolaştırmıştır. Bu tablolardan, Paşa'nın   haberi olur. Paşa, bu konuda daha çok çalışması için mesaj gönderir. Böylece yirmiye yakın tablo yapılır ve Türkiye'ye gönderilir. Bizim de İzmir'in ilk günkü işgaliyle ilgili ayrıntılı bilgimiz böylece oluşur.

Hasan  Tahsin( Osman Nevres) böylece bilinir olur.

Tabii ki vahit-i haberle tarih oluşturmak da böyle oluyor.

İttihat Terakki'nin İzmir Şubesi üyeleri de aynı bilgiyi vermektedir. Satılık, Osmanlı görevlileri de bunu bilir, ama ifade etmezler...

Bu tür zatlar, makbul adam gibi ortalığı kaplamaktadır.

Bunlara; Anapalı, Ekinci, Sofuoğlu ve diğer zatları da eklemek gerek...

Bu tür söylemleri dikkatli karşılamak gerekir...

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

******

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...