Küresel ısınmanın farklı bir boyutu daha ortaya çıkıyor. Kurak bölgeler genişliyor. Araştırmacılar, 1980 ile 2018 yılları arasındaki küresel meteoroloji verilerini analiz etmişler ve kuraklıkları modellemişler. Daha uzun, daha sık ve daha aşırı hale gelen ve daha fazla alanı kaplayan çok yıllık kuraklıklarda endişe verici bir artış görünüyor. 1980'den bu yana her yıl kuraklıktan etkilenen alanlar ortalama olarak elli bin kilometrekare daha genişliyor. Bu alan, kabaca Slovakya'nın tamamına veya ABD'nin Vermont ve New Hampshire eyaletlerinin toplam alanına denk geliyor. Her yıl Konya ovasından daha büyük bir alan kurak bölge alanına dahil oluyor.

Kurak alan artışı ekosistemlere, tarıma ve enerji üretimine beklenmeyen zararlar veriyor. Baraj ve göletler sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Uzun aralıklarla tam olarak doluyor.

Sürekli artan sıcaklıklar, uzayan kuraklıklar ve daha yüksek buharlaşma, kısa süreli aşırı yağışlar, daha kurak ekosistemlerin oluşmasına neden oluyor. Bunun için aslında uydu görüntülerinden yolan çıkarak yeşil alanlarda meydana gelen değişimleri izlemek ve bir fikir edinmek mümkün görünüyor.

Araştırma ekibi, yüksek yeşilliğin bulunduğu bölgelerdeki değişiklikleri daha iyi çözen ve kuraklıkları 1980'den bu yana şiddetlerine göre sıralayan çok adımlı bir analiz geliştiriyor. Bu çalışmada kuraklıkların ılıman çayırlar üzerinde en yüksek ani etkiye sahip olduğu görülüyor. Sıcak ve kurak bölgeleri arasında batı ABD, orta ve doğu Moğolistan ve güneydoğu Avustralya yer alıyor. Tropikal ormanlar, yağıştaki azalmayı tamponlayacak kadar su rezervine sahip oldukları sürece kuraklıktan etkilenmeyecek gibi görünüyor. Boreal ormanlar ve tundralar sıcaklık arışıyla birlikte daha uzun büyüme mevsimine sahip oluyor.

Mega kuraklıkların dünya gezegeni ve ekosistemleri üzerindeki uzun vadeli etkileri büyük ölçüde bilinmiyor. Araştırıcılar bazı bölgelerde mega kuraklıklar nedeniyle bitki örtüsünde gerileme görülürken, kutuplara yakın bölgelerde yeşilin arttığını belirtiyorlar. Bir yerde sıcaklık artışı, kuzeye ve güneye doğru insanoğlu için daha yaşanabilir alanların oluştuğunu da gösteriyor. Halen risk taşımayan tropikal yağmur ormanlarında su kıtlığının veya azalışının daha şiddetli sonuçlar doğurabileceği de mümkün görünüyor.

Mega kuraklık olarak nitelenen uzun süreli kuraklıkların Akdeniz iklim kuşağı üzerinde de etkili olduğu dikkati çekiyor. Yağış rejimindeki değişimler temelde artan sıcaklıklardan kaynaklanıyor. Bununla birlikte, artan sıcaklıklar hava hareketlerini de güçlendiriyor ve uzak mesafelere sıcak veya soğuk hava tabakalarını taşıma yeteneği kazandırıyor. Bu nedenle yıllarca yağış almayan çöllere kar yağabiliyor. Ancak bunun hiçbir faydası bulunmuyor.