Güneyde buğday ve arpa hasatları başladı ama pek neşesi yok. Fiyatlar hala belli olmadı. Üstelik bazı bölgeler kuraklık nedeniyle erken hasada geldi. TMO fiyat belirlemede yavaş davranıyor. Daha önce olduğu gibi kulağının üstüne yatıyor. Depoları ithal buğdayla dolu duruyor. Yine kuyruklara sokacak çiftçiyi. Halen uluslararası borsalarda buğday 220-240 dolar arasında işlem görmektedir. Bizim parayla 10 liranın etrafında. Oysa 15 liranın altında oluşacak fiyatlar Türk çiftçisini zarar ettirir. Zaten kuraklık nedeniyle verimler de düşük.
Paramız var ki alıyoruz diyen bakanlar vardı. Üretimi köstekleyen politikalar, ne yazık ki hemen bütün ürünlerde meyvelerini veriyor. Amerikan şirketlerinin, özellikle tarımsal ürün tedarikçilerinin en büyük pazarı haline geldi memleket.
Yıl boyu devam eden ithalatlar içeride fiyatları belirliyor. Kaldırılan gümrük vergi ve fonları, Türk çiftçisinin canına okuyor. İktidar sahipleri çiftçinin eskiden ayağına sıkıyordu, şimdi alnına sıkıyor. Üretici üretmekten vazgeçiyor. Geri döner mi bilinmez ama bundan sonra tarım ürünlerinin pazar fiyatları hep enflasyonu artıran aktörler olarak listeye girecek. Fiyatı artmasın diye ihraç yasağı gelecek, fiyatı artan ürün ithal edilip üreticinin canına okunacak.
Buğday ilk defa Anadolu’da kültüre alınmıştır. 14 bin yıldır bu topraklarda yetiştirilmektedir. Bu topraklardan dünyaya yayılmıştır. Kuzey Amerika kıtası Anadolu’dan götürülen yerel buğday çeşitleriyle kıtlıktan kurtulmuştur. ABD’de Türk Buğdayı anıtı inşa edilmiştir.
Buğdayda böyle güçlü bir geçmişi, güçlü bir deneyimi olan Türkiye, 20 yıldan bu yana, net buğday ithalatçısı haline getirilmiştir.
Tarım ürünlerinde uygulanan politikalar, adeta üreticiyi, üretimden uzaklaştırmak için geliştirilmektedir. En fazla ekimi ve üretimi yapılan buğdayda, iktidar sınıfta kalmıştır. Diğer ürünlerde yaşanan arz sıkıntıları, fahiş fiyat artışları zaten ayan beyan ortadadır.
İktidarın tarım politikaları Türkiye’yi, 125 tarım ürününde ithalatçı hale getirmiştir. Patates ve soğan ithalat listesinde olmayan beş üründen ikisiydi. Onlar bile zaman zaman ithal ediliyor.
Üretilemeyen ürünlerin ithali doğaldır. Üretme imkânı olan ürünlerin ithalatı gıda güvenliği açısından ciddi bir risktir.
Hükümet iktidara gelir gelmez buğday ithalatını başlatmış ve buğday üretimi göreceli bir şekilde azalmaya başlamıştır. Neticede, 95 milyon dekar olan buğday ekim alanı 60 milyon dekara düşmüştür. Verim ve üretim arttı söylemleri, istatistiklerle oynamaktan başka bir şey değildir.
2003 ve 2004 yıllarında 1 milyon tonla başlayan buğday ithalatı, uzun süredir 10 milyon tonun üzerinde seyrediyor. Buğday ithalatına ödenen toplam döviz miktarı 30 milyar doları geçmiştir. Yalaka bürokratlar, efendim aynı zamanda un ve makarna ihraç ediyoruz diyerek savunma yapmaktadırlar.
Buğday bu ülkenin en stratejik ürünüdür. Buğdayda dışa bağımlı hale getirilen memlekette, ekmeğin, simidin, bohçanın, böreğin daha pahalı olması kaçınılmazdır.