Çin ile Hindistan nüfus yarışında. Her ikisi de 1 milyar 400 milyonun üzerine çıktı. Hindistan 30 milyon farkla birinci sıraya yükseldi. Dünyanın üçte biri bu iki ülkede yaşıyor. Hintliler öteden beri başta İngiltere olmak üzere AB ülkelerine kaçmaya çalışıyor. Bununla birlikte Türkiye AB ülkelerine kapağı atmak için iki ülkeyle de yarışıyor.

Avrupa Birliği (AB), 2024 yılına ilişkin Schengen vizesi istatistiklerini geçenlerde yayınladı. Veriler, Türkiye'den yapılan başvurulardaki artışın sürdüğünü gösteriyor. Başvuru artışına bağlı olarak kabullerde de bir artış görünüyor. Diğer bir deyişle Schengen vizesi başvurularındaki artış sürerken bu başvurulara verilen olumsuz yanıtların oranında düşüş görünüyor.

AB verilerine göre, 2024'te Türkiye'den yapılan başvuru sayısı 1 milyon 173 bin 917 olmuş. Türkiye, bu başvuru sayısıyla, 1 milyon 779 bin 255 başvuruyla ilk sırada yer alan Çin'in ardından ikinci sırada yer almış. Türkiye'yi 1 milyon 108 bin 239 başvuruyla dünyanın en kalabalık ülkesi Hindistan izlemiş.

Türkiye'den 2024'te yapılan başvurulardan 993 bin 875'ine olumlu yanıt verilmiş ve bunlardan 645 bin 583'ü çok girişli vize olmuş.

Başvurunun artışı, olumlu cevapların artışı gençlerin kaçışına işaret ediyor. Gençler adaletin, liyakatin üstün olduğu ülkelere gitmenin peşine düşmüş görünüyor. Hem beyin hem de emek göçü ortaya çıkıyor bir yerde.

Bunun sebeplerinin sorgulanması gerekiyor. Bir yerde gençlere ‘bu memlekette yaşanmaz’ dedirten sebepleri ve memleketi Afrika ülkelerine çevirenlerin hesap vermesi gerekiyor.

Hakimlik ve savcılık sınavlarında başarılı olan binlerde genç ‘mülakat’ zırvasıyla eleniyor. Hasbelkader partiden veya cemaatten torpilli olan, asgari puan almışlar atanıyor. Kopya çektiği halde asgari puan alıp atananları gören gençler kaçmanın hesabını yapıyor.

Öğretmenlerin halini herkes görüyor. Mülakatı kaldıracaklarını söylemelerine rağmen hala mülakat zırvasıyla KPSS sınavlarında derece yapmış öğretmenler eleniyor ve yerlerine puanı denklenip eblekler atanıyor. Bu memlekete daha faydalı olabilmek için bütün zamanını çalışmaya, ders çalışmaya ayıran öğretmen atanamıyor.

Hemen bütün kurumlarda benzer vakalar yaşanıyor. Üniversite mezunu milyonlarca genç yaşı geçmeden iş güç sahibi olmak istiyor. Memleketin haline de bakıyor. Yol geçen hanına dönmüş. Dünyanın önde gelen üniversitelerden birinde lisansüstü eğitim yapmış Profesörün lisans diploması iptal edilirken, 6 binden fazla Suriyeli memleketin hastanelerinde doktor ve sağlık memuru olarak çalışıyor. Bunların belgelerinin gerçek mi sahte mi olduğu bilinmiyor. Denkliği var mı sorgulanmıyor.

Dün gençleri pohpohladılar ama neden memleketten gitmeye çalıştıklarını sorgulamadılar. Çünkü işlerine geliyor. Sorgulayan beyinleri sevmiyorlar. Okumuştan, akıllı olandan korkuyorlar. Memleketin geleceğinden ziyade kendi geleceklerini düşünüyorlar.