Kimyasal kirlilik aldı başını gidiyor. Her tarafımız petrol ve petrol ürünleriyle kaplandı. Binlerce yıl öncesinin organik materyalleri çeşitli işlemlerden geçirilerek başta polietilen malzemeler olmak üzere her türlü ambalaj ucuz olduğu için petrol yan ürünlerinden elde ediliyor.

Şehir çöplüklerinde polietilen malzemelerin envai çeşitlerini görmek mümkün ve artık bu durum herkes tarafından kanıksanmıştır. Çünkü sebzeden tutun dayanıklı tüketim malzemelerine kadar artık her şey petrol türevleri içinde servis ediliyor.

Farkına varılmayan kirliliğin başında tarım alanlarındaki kirlilik geliyor aslında. Derelere, kanallara atılıp geçilen ambalaj malzemeleri zaman içinde şehir çöplüğünden daha fazla sorun yaratabiliyor.

Eskiden tohumu dokuma çuvallarla götürürdük tarlaya. Şimdi kullan at çuvallarla geliyor. Ekimlerden sonra tarlaların kenarlarında tohum çuvalları, gübre çuvalları rüzgârla birlikte harman olup gidiyor. Selüloz kaynaklı kâğıttan yapılmış ambalaj malzemelerinin ömrü yine kısa sayılabilir. Birkaç sene içerisinde çözünüp toprağa karışıyor. Ancak çuvallar kâğıt malzeme de olsa ipleri genellikle naylon ve yıllarca toprakta bekliyor.

Tarım alanlarında en büyük kirliliği damlama boruları ve ilaç ambalajları oluşturuyor. Eskiden sadece ot ilaçları kullanılıyordu ve tenekelerle pazarlanıyordu. Ekin ilacı olarak tanıdığımız bu ilaçların tenekelerini atmıyor tekrar kullanıyorduk. Günümüzde kükürtten, göztaşından tutun da bakteriyel ve mantari etmenlere karşı kullanılan, hele hele böcek ilaçlarının tamamı polietilen ambalaj malzemeleriyle kullanıma sunuluyor. İlaçlar 250 gramlık naylon şişelerden 20 litrelik naylon bidonlara kadar değişik boyutlarda pazarlanıyor. İlaç ambalaj malzemelerinin tarla kenarlarına, dere ve kanallara bırakılması diğer malzemelere göre iki kat daha büyük kirlilik oluşturuyor. Şişelerin içinde kalan ilaç artıkları dere ve kanallarda binlerce canlı türünün habitatını, doğal yaşam alanını bozmakta, çok sayıda türün yok olmasına neden olmaktadır. Ambalaj malzemelerinin kendileri ise yüzlerce yıl bozulmadan, çözünmeden kalabilmektedir. Şehir çöplüklerinde hastane çöpleri için ayrı stok alanları oluşturulurken, tarım alanlarında böyle bir alt yapı oluşturulmamaktadır. Hastane artıkları da ilaç ve ilaç ambalajlarından oluşmaktadır. Her ne kadar insan sağlığı ilaçları ve malzemeleri doğal çevre için daha büyük tehdit oluşturuyorsa da, tarım ilaçlarının kullanım dozu ve miktarı da az değildir. Büyük ovalarda kanal boylarında, tarla kenarlarında römorklar dolusu bu şekilde malzeme çıkarmak mümkündür.

Tarım alanlarında yeni kirlilik kaynaklarından birisi de fide malzemeleri. Açık köklü fide dikiminden vazgeçen üretici artık biyollerde yetiştirilen fideleri kullanmaktadır. Tarlalarda, yol boylarında plastik veya strafordan yapılmış sebze fidesi biyollerini görmek mümkün. Hafif malzeme oldukları için de rüzgârla birlikte uçuşan bu malzemeler görüntü kirliliğinden ziyade kısa zamanda çözünmediği için derelerde çöp dağları oluşturacaktır. Kış aylarında akışla birlikte denize gidecek olan bu malzemeler deniz ekosistemini ciddi bir şekilde etkilemektedir.

Ağaç gölgeleri de kirleniyor. Çok modernleşmiş olmalıyız ki, tarlaya bahçeye yemekleri, ekmekleri naylon malzemelerle götürüyoruz. Yemekten sonra genellikle ağaç gölgelerinde bırakıveriyoruz. İçinde yemek ve sebze meyve artıkları olan naylon poşetler uzun süredir ağaç gölgelerinde, çeşme başlarında birikmeye devam ediyor.

Yeni neslin alkol tüketimi de artmaya başladı. Tarlaların kenarlarında, yol boylarında bol miktarda alkollü içeceklere ait şişe ve kutulara da rastlanıyor artık. Aslan yatağından belli olur atasözünü unutmuşuz artık.