Cahiliye arttıkça yobazların sesi daha gür çıkıyor. Eskiden meczup denilen bu lüzumsuz şahsiyetler, iktidar sahipleri tarafından kollanınca şımarmaya devam ediyorlar.
Diplomaların cahilliği almadığını hemen herkes biliyor. Ne profesörlerin ne generallerin bu memleketin istikbaliyle oynadığına yakın geçmişte şahit olduk. Güya kendilerine göre devrim yapıp memleketin içine tüküreceklerdi. Hoş zaten tükürmüşler. Yıllarca sınav sistemlerini ele geçirerek yandaşlarını askeriye dahil devlete doldurmuşlar. Elbette iktidarın eliyle yaptılar bütün bunları.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bazı yobaz guruplar memleketin ve siyasi erkin iliğine işlemeye devam ediyor. Söküp atmak zor görünüyor. Aslında iktidar sahipleri yanlış yapıyor. Taraf olana başka olmayana başka davranıyor. Neticede münafıklar çoğalıyor. Nitekim münafıklığın günümüzde en geçerli karakter haline de gelmediğini de kimse iddia edemez.
Evet, yobazlık prim yaptığı için çoğalıyor. Aslında bazıları eteklerindeki taşları döküyor. Eteklerindeki taşları dökünce, ödül alıyor veya ses çıkarılmıyorsa taşların daha büyükleri de dökülmeye başlıyor.
Daha önceleri bazı eylemleri veya söylemleri gerçekleştirenler için meczup tabiri kullanılmıştı. Ama kazın ayağının öyle olmadığı açık bir şekilde görünüyor artık. Bir ilahiyat profesörü; milletin cahili daha makbuldür, inandırması daha kolaydır dedikten sonra YÖK’de önemli bir koltuğa oturuverdi. İktidar partisinin bir il başkanı bu milletin cumhuriyet için bedel ödemediğini söylerken, tarih bilen bir partili, cumhuriyetin ilk yıllarında otuza yakın yobaz isyanının çıktığını ve bastırıldığını ifade edemedi.
Yine bir imam en son kadınların giydiği pantolona taktı. Yine çıt yok. Hadi bu herifin parti ile alakası yok. Açıklama yapabilir mi? Çok zor. Millet neye inanacak o zaman. Kim kime hoşgörüyle bakacak. Ayrışmaya vesile olan bütün kavramlar, ne yazık ki siyasi iktidar tarafından ödüllendiriliyor. Atatürk büstlerine yapılan saldırılar, temeli olmayan, aslından uzak saptırmacalarla yapılan hakaretler ne yazık ki prim yapmaya devam ediyor.
Sahte diplomalarla ilgili olarak muhakemesi olmayan bir akademisyenin, bütün bu olanları Kemalist sisteme yüklemesi yobazlığın artık zirve yaptığını gösteriyor. Eskiden bu kadar gayri resmi ve gayri ahlaki işlerin olmadığı muhakeme edememiş. Son cümlesine kadar iktidar sahiplerinin memleketi düşürdüğü durumu tarif ederken dönüp saçma bir cümle eklemesi çapını da ayan beyan gösteriyor. Yakında bir yerlere idareci olur.
Ne yazık ki olanlara bakınca demokrasinin, erdemin, hoşgörünün, ahlakın, insani değerlerin, eğitim seviyesine, diploma düzeyine bakarak memleketin çağdaş dünya standartlarına ulaşması beklenirken daha da geri gittiği açık bir şekilde görünüyor. Üstelik her alanda yobazlık prim yapıyor.