Demokrasi, eğitimli insanlar rejimidir... O dönemde, yani, Cumhuriyetin ilk yıllarında, okuma yazma bilen kaç kişiydi? Ülkemizde demokrasi için, sosyolojik yapı açısından eğitimli bir toplum oluşturma gayreti gözardı edilmemeli...

 Ha!

Cumhuriyet öncesi seçimlerinin de nasıl olduğunu biliyoruz.

Günümüz seçimlerinde de "atı alan Üsküdar'ı geçebiliyor."

Ayrıca, aynı zarfta olan üç oy kabul, dördüncü oy iptal, edilebiliniyor...

Bu da vicdanları yaralıyor. Devlete olan güveni azaltıyor...

Yani, demem o ki günümüz seçimlerinin de maşallahı var...

Ayrıca, YSK kararları kesindir... İtirazlar aynı kurula bir ay içinde yapılır ve kurulun kararı kesindir...Kesin kararı değiştirmeye hiçbir kurum veya otorite yetkili değildir...

Daha sonra, uydurulan söylem ve duyumlarla, seçimi mahkemeye taşıyarak değiştirme durumu "Milli irade" ye darbedir...

Bu kararı hangi kararla ve yetkiyle kim bozabilir ki? Bu konuda yetkisiz olan mahkemeler mi YSK kararlarını değiştirecek? YSK'ya kim itiraz etmiş de  YSK  karar almamış... Bu konularda hukuku zorlamamak gerekir, derim.

Biz geçmişte olanları tenkit ediyoruz;ancak, günümüzde de  güdümlü demokrasi, yok mu?

Bence, her şeyin başı eğitim, insanın kendi iradesi ve erdemli davranma becerisi varsa o kişiler, oy kullanabilmeli ve toplumun menfaatini bilerek ona  göre karar verip, "oy" un kullanılması gerekir, diye düşünürüm...

Yine, "Merkez"inden koyduranlar, Mebus ve Belediye başkanı oluyor. Ayrıca, listeler genel merkezce yapılınca ilk sıralara kimler konulmuş, bakıp, incelemek gerek...

Ömür boyu milletvekili, ömür boyu lider...

Bunlar, demokrasiyi zedeliyor...

Batı tipi, "Anglo Sakson demokrasisi" için bizde  bir yüz yılın daha geçmesini  beklemek gerekir... Ayrıca, Batı'nın her şeyini aldık da bir tek iki dönem görev yapılır, kuralını işimize gelmediği için almadık veya alamadık...

Paşa, seçim dönemini iki yıl olarak belirlemişti...

Nasıl diktatörse, bu kararını milletvekillerine kabul ettirememiş ve dört yıllık dönemler, siyasi tarihimizde yerini almış...

Günümüzde bu süre beş yıl... Ne kadar uzun... Bunun da dört yıla inmesi gerekir, diye düşünürüm.

Bir, Anayasa düzenlemesi yapılacaksa iki dönemden fazla görev yapan aday olamaz maddesini koyun da biz de severek ve isteyerek oy kullanalım... Böylece, Kurucu iradeye iki kurucu irade ekleme ile" ırkçı ve mezhepçi" söylem içinde olanları parlamentoda bir daha görmesek ve böylece evlerine göndersek, ne güzel olur... Bu "fikri kabız" durumdan  da kurtulsak ne güzel olur...

Ha!

Ben de dahil, bütün emekliler, sandığı dört gözle bekliyoruz...

Bizi unutanları biz de unutacağız...

Birileri de ağaç türü sayımını artık evinde, istediği kadar yapsın.

Türkiye, üniter bir devlettir...

Türkiye'de tek bir halk vardır. O da vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür ve "Türk Halkı" dır...

 Makamlar, alt kimliklere göre veya mezhep saikiyle işgal edilemez... Alt kimlik söylemini Anayasamız reddeder ve bu durum  amir hükmüdür...

Yoksa, Anayasamız değişti de bizim mi haberimiz yok?

******

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...