Bir "Dost"umuz, Türk Töresi'ni unutuyoruz. Onu incelediğimizde, bize yeni ufuklar kaçmaktadır, demekte...
Yine, dün, başka bir" Dost"umuz da, güncel söylemler üzerine "ne diyorsunuz?" diye sordu...
Ben de bunları kim söylüyorsa "Türk Töresi"nden nasibini almamış kişilerdir, dedim.
Bunun kaynaklarını ve yapılması gerekenleri de anlattım.
Şimdi, bazı bilgiler...
Dostlarıma cevaplar...
1-"Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi" derslerimizde aktardığımız, kültür köklerimizi arama ve bulduklarımızı kavrayarak Türk Milleti'ni sevme azim ve kararlılığımızı da "Töre" ye dayalı olarak çok güzel ifade etmişsiniz...
Sizi kutlarım...
Devletin kuruluş felsefesinde var olan "on"lu kuruluş yapısı bile başlı başına bir güçtür...
Her "on"lu yapı bir üst yapının başka bir ayağını oluşturuyordu. Burada, en iyi yetişmiş ve toplumu en iyi bilen olgun kişi yine, en alt birimin başı oluyordu, yani" Onbaşı"...
Onbaşı, On kişinin başıydı. Sonra, yüzbaşı ki on'lu on grubun birlikteliğiydi...
Sonra binbaşı geliyor...
Sonra, Tudunluk, Yabguluk, Hakanlık... Hakan da bu sistemde en altta bir onbaşı olup liyakatiyle hakanlığa kadar yükselir ve dirayetini yitirdiğinde de başka bir onbaşı devlet yönetiminde hakim olurdu.
Toprak, toplumundu.
Adı, yurt, yurtluk araziydi... Başıboş değil bir nizam içinde hareket edilirdi ki işte bu "töre" yi oluşturuyordu...
Sop, soy, boy, tudun, yabgu,, hakan...
En bilge kişilik, Hakan olmakta.
2-Günümüze geldiğimizde, toplumunu tanımayan ve kurduğumuz sistemle kültürel olarak, ontolojik yapı olarak bizimle hiç alâkası olmayan ve sadece şefkatimizden dolayı içimize aldığımız ve yaşamalarına izin verdiğimiz , o toplulukların, yine, içimizde varlıklarını sürdürmemizi, bizim zaafiyetimiz olarak gözümüze sokup bizi, "sop" durumuna sokacak bir emeli sezmemek, Türk'e yakışmaz...
Türk'ün kuruluş iradesine iki kurucu irade daha sokuşturmak demek, Türk töresi'ni bozmak demektir...
Bu yüzden, Türk'ü tanımayan
kişileri başımıza geçirip onlara değer vermek ve bir şey zannetmek, "Türk töresi"ne aykırı bir uygulamadır...
Törelilerin bunu kabul etmesi mümkün değildir...
Türk'e yeni bir don( kılık, libas, elbise) biçmek kimsenin haddine değildir.
Töre'ye aykırı iş yapanın hakkı da "Töre" de yazılıdır.
Türkler, en kısa sürede
"Töre"lerine dönmeli ve gereğini yapmalıdır.
İşlerini de suhuletle gerçekleştirmelidirler.
Türk olmayanlara bir sözümüz yoktur. Onlar, sonuçlarına katlanarak her şeyi yapabilirler.
Biz, yine de doğru şeylerin yapılmasını, "Töre"ye de uyulmasını talep ediyoruz...
Bize, bunları tarihimiz ve töremiz söyletiyor...
Bu söylem, "Töre" nin söylemidir...
Biz de dillendirdik...
"Türk Milleti" var olsun...
Gönülden selamlar...
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...