Devletin dini adalettir diyor Hz. Ali Adaleti olmayan devletin dinsiz olduğunu ifade ediyor. Adalet kurumlarının sembolü de kefeli terazidir. Adalet mensuplarının cübbelerinde düğme yoktur. Kimsenin önünde eğilmezler. Çünkü adaleti tesis ederler. Hem de temsil ederler.

Adaletin şakulü kayınca zincirleme domino taşı gibi daha büyük adaletsizlikler doğar. Bunu herkes bilir. Son zamanlarda belediyelere kayyum atamalar, belediye başkanlarına yapılan baskınlar, soruşturmalar, hele Zafer Partisi Genel Başkanına yapılanlar adaletin siyasi sopa olarak kullanıldığını ayan beyan ortaya koyuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına yapılan operasyonlar siyasi rakibi seçim dışı bırakma amacından başka bir amaç gütmüyor. Bunu sağır sultan da biliyor artık. Hakkında isnat edilenler ve alınan kararlar evlere şenlik.

İlk etapta diploması iptal edildi. İptal edilirken kırka yakın diploma da iptal edildi. Aralarında halen profesör ve holding yöneticisi olanlar da var. 35 sene önce yapılan yatay geçişler usulüne uygun değilmiş. 35 sene boyunca hiç kimse farkına varmamış. Usulsüz olsaydı diploması iptal edilenler öğrenciyken yapılırdı ve geri üniversitelerine gönderilirdi. Diploma iptali tamamen hak gaspından başka bir işlem değildir.

Diploması iptal edilen öğretim üyesi, Stanford Üniversitesi gibi dünya liginde bir üniversitede de lisansüstü eğitim almış. Yapılan işlem zincirleme faciadan başka bir işlem değil. Diploma iptaline imza verenler de atanmış adamlar olduğundan talimatları yerine getiriyorlar. Yasa ve yönetmelikleri işletmekten mahrumlar. Sağlıklı, sağduyulu, siyasetin sopası olmayan mahkemeden bu işlemler kısa sürede iptal edilecektir.

Sayın İmamoğlu, teröristleri işe almakla suçlanıyor. Teröristlerle son zamanlarda kim iş birliği yapıyor bir baksınlar. Terörist başı için örgüt lideri sıfatını kullananlar var. Onların teröristlerle iş birliği yapıyor olması düşünülemez değil mi?

İktidar sahipleri, iktidarlarını korumak ve sağlamlaştırmak amacıyla yargı sopasını uzun süredir kullanıyorlar. Anayasa Mahkemesinin kapatılması gerektiğini defalarca haykıran siyasiler, yargı kararlarına saygılı olmaktan bahsediyorlar. Ne garip.

Bir ülkede adalet güçlü ise vatandaşın aidiyet duyguları güçlenir. Yasalara uyum daha güçlü olur. Herkesin yasalara uyduğu bir ülkede huzur, hoşgörü ve barış kendiliğinden gelişir. Hiç kimse yasaları delmeye, çiğnemeye yeltenmez.

Kapıkule’den başlayan ve güneye doğru inen coğrafyada yasalara uyum, saygı ne yazık ki azalıyor. Daha güneye inildikçe yasalara uyan keriz sayılıyor. Neticede iç karışıklıklar, insan haklarının gaspı gibi vakalar normal hale geliyor. Kanıksanıyor. Sağduyu sahibi, eğitimli, erdem sahibi insanlar için yaşam şartları daha da zorlaşıyor.