Obez insan sayısı sürekli artıyor. Kimi ye-git gıdaları suçluyor, kimi de beslenme bozukluğuna bağlıyor. İnsülin hormonu obezitenin gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Yakın zamana kadar, insülinin özellikle beyinde nörodejeneratif ve metabolik bozukluklara neden olduğunu gösteren çok sayıda bilgi bulunuyordu. Almanya’da yapılan bir çalışma, tip 2 diyabet ve obezitenin kökenleri ve beynin kritik bir kontrol merkezi olarak işlevi hakkında ilgi çekici yeni sonuçlar ortaya koydu.
Obezite, diyabet, kalp krizi ve hatta kanser de dahil olmak üzere birçok hastalığa neden oluyor. Almanya obeziteyi hastalık olarak kabul ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, obeziteyi küresel olarak bir milyardan fazla kişiyi etkileyen kötü bir hastalık olarak tanımlıyor.
30 veya üzeri bir vücut kitle indeksi obez olarak kabul ediliyor. Nedenlerinin başında kötü beslenme ve yetersiz egzersiz gösteriliyor. Ancak, obeziteye yol açan ve hastalığa neden olan vücuttaki mekanizmaların daha karmaşık olduğu belirtiliyor.
Sağlıksız vücut yağı dağılımı ve kronik kilo alımı, beynin insüline duyarlılığıyla bağlantılı görünüyor. Araştırma bulguları, çok işlenmiş, sağlıksız yiyeceklerin (çikolata, şekerleme ve patates cipsi gibi) kısa bir sürede tüketilmesinin bile sağlıklı bireylerin beyninde önemli bir değişikliğe neden olduğunu ve bunun obezite ve tip 2 diyabetin ilk nedeni olabileceğini gösteriyor. Sağlıklı bir durumda, insülin beyinde iştahı baskılıyor. Ancak, obezitesi olan kişilerde, insülin artık yeme davranışını düzgün bir şekilde düzenleyemiyor ve bu da insülin direncine neden oluyor.
Mevcut bulgular ışığında beynin obezite ve diğer metabolik hastalıkların gelişimine nasıl katkıda bulunduğu konusunda daha fazla araştırma yapılmasını öngörüyor.
Araştırmada ortalama kiloda 29 erkek gönüllü çalışmaya katılıyor ve iki gruba ayrılıyor. İlk grup beş gün üst üste düzenli diyetlerini yüksek işlenmiş, yüksek kalorili atıştırmalıklardan oluşturuyor. Aynı zamanda 1500 kalori destek alıyor. Her iki grup da ilk değerlendirmenin ardından iki ayrı muayeneden geçiriliyor. Araştırmacılar karaciğerin yağ içeriğini ve beynin insülin duyarlılığını incelemek için manyetik rezonans görüntüleme (MRI) kullanıyorlar. Sadece ilk grubun karaciğerinin yağ içeriği, kalori alımının artırılmasından beş gün sonra önemli ölçüde artmakla kalmıyor, ilginç bir şekilde kontrol grubuna kıyasla beyindeki önemli ölçüde düşük insülin duyarlılığı, normal diyete döndükten bir hafta sonra da devam ediyor.
Aslında beyin yönetimi her alanda olduğu gibi beslenme ve obezitede de kendini gösteriyor. Daha çok işlem görmüş atıştırmalıklar beyinde daha fazla yeme isteği oluşturuyor. Hani içine bir şey mi katıyorlar denen gıdalar, aslında beynin fonksiyonlarını değiştiriyor.