Bilim dünyası geliştikçe tarihin derinliklerine daha fazla gidebiliyor. Halen gıda üretiminde kullanılan türlerin evcilleştirme süreçlerinde etkili olan faktörlerin irdelenmesiyle gelecekte küresel ısınmanın artmasıyla değerlendirilebilecek bitki türleri de belirlenebiliyor.
Evcilleştirilmiş bitkilerin kökenlerini araştıran bilim insanları, bu temel genetik ve morfolojik özelliklerin anlaşılmasının, gelecekte iklim değişikliğine uyum sağlamış ürünlerin nasıl geliştirileceği konusunda önemli ipuçları sağlayabileceğini belirtiyorlar. Aynı zamanda günümüzde mevcut kültüre alınmamış veya yeterince değerlendirilmemiş bitki türlerine bakmanın, artan küresel sıcaklıklara ve öngörülemeyen hava koşullarına dayanıklı çeşitler geliştirme konusunda gelecekte karşılaşılacak zorlukların üstesinden gelinmesine yardımcı olabileceğini de öne sürüyorlar.
Kültüre alınmış türler, genellikle binlerce yıl boyunca vahşi doğadan insan kullanımına uyarlanmış olanlardır. Yaklaşık 12 bin yıl önce, avcı-toplayıcı toplumlar daha güvenilir yiyecek kaynakları olarak çok çeşitli türleri yetiştirmeye başlamışlardır. Her mevsim en iyi bitkilerinden tohumları tekrar tekrar yetiştirerek, insanlar yavaş yavaş daha iyi verim veren daha dayanıklı genotiplere yönelmişlerdir. Daha yenilerini keşfettikten sonra ellerindeki türlerden vaz geçtikleri de olmuştur. Halen dünya üzerinde on binlerce bitki türü gıda kaynağı olarak tüketilebilir durumda, ancak bunların yalnızca birkaç yüzü evcilleştirilmiştir. Konvansiyonel tarımla birlikte bunların çoğu terkedilmiştir. Günümüzde yalnızca 15 tür dünyada toplam kalorinin %90'ını sağlamaktadır. Sadece mısır, çeltik ve buğday üretimi 2.5 milyar tonu geçmiştir.
Bitkilerin insan yetiştiriciliğine uygun olmasını sağlayan üç ana etken bulunuyor:
Bunlardan birincisi tolerans. Çevre koşullarına toleransı yüksek olan türler dünyanın birçok bölgesinde yetiştirilebiliyor. Burada ıslah çalışmaları da etkili görünüyor. Buğdayda yazlık, mısırda erkenci çeşitlerin geliştirilmesiyle bu iki türün yetiştirildiği alanlar önemli derecede artmıştır.
Genetik yapı önemli faktörler arasında yer alıyor. Basit genetik yapı daha kolay tanımlanmış ve insanoğlunun evcilleştirme sürecinde avantaj sağlamıştır. Mısır bu meyanda en önemli türdür.
Çeşitlilik de türün yayılmasında önemli rol oynuyor. Çeşitliliğin yüksek olduğu ürün türleri farklı coğrafyalarda yetiştirilme şansı bulmuş ve daha geniş insan kitleleri tarafından belirlenmiştir.
Araştırmacılar, evcilleştirilmiş ürünlerde belirli bitki türlerinin baskın olmasına yol açan karmaşık, birbiriyle ilişkili faktörleri anlamanın, hangi yabani ürünlerin iklim değişikliğinin neden olduğu gelecekteki koşullara başarıyla uyum sağlayabileceğini görmek için önem arz ettiğini belirtiyorlar.
Bitkiler binlerce yıl önce ilk kez evcilleştirildiğinde, insanlar yalnızca o anda karşılaşacakları iklim ve hava koşullarını biliyorlardı. Günümüzde gelişmiş iklim modellemeleri kullanılarak, halen yabani olan ancak çevresel toleransı yüksek bitki türlerinin gelecekte gıda güvenliğini tesis etmede oynayacağı rolü tahmin etmek mümkün görünüyor. Bu meyanda mevcut türlerin kökenlerine inmek, yerel hatlarını toplamak önem taşıyor.