Bitkisel ve hayvansal üretimde ürün sağlığı verim ve kalitede son derece etkilidir. Zararlılarla mücadelede daha çok öldürmek yok etmek vardır ama zararlıyı ekonomik zarar eşiğinin altında tutmak da önemli bir yoldur.

Benzetmek gibi olmasın ama toplum sağlığı da buna benzerlik gösteriyor. İnsanların elbette sağlıklı olması, sağlıklı düşünmesi önem arz ediyor. Ancak toplumun sağlığını tesis etmede hukuku iyi çalıştırmak gerekiyor. Yoksa olay mahallinde yakalanan suçluların hepsi on beş yirmi suçtan sabıkalı çıkıyor. Daha fazla sabıkası da olan var. Son suçlarda çok sayıda tekrarlanan suçların sayısı sürekli artıyor.

Çok önemli bir konu gerçekten. Sabıka sayısı çoğaldıkça sokakta işlenen suçlar da çoğalıyor. Yasalardan mı yoksa yargıçlarımızın takdirinden mi bilinmez, üçüncü sayfa haberlerinde izlediğimiz hemen bütün vakalarda failler ne yazık ki hep sabıkalı çıkıyor. Hemen her gün akşam haberlerinde izlediğimiz sabıkalıları kanıksar hale geliyoruz.

Üç beş sene önce, hamile bir bayanın iş dönüşü boynundaki altın kolyeyi çalan ve kadının düşük yapmasına neden olan hırsızın otuz tane sabıkası çıkmıştı. Şimdi bu hırsızın “Toplum Zararlısı” olarak tanımlanması gerekiyor. Diğer bir deyişle sokakta gezmesine izin verilmemesi gerekiyor. Verilen cezalar hiçbir işe yaramamış görünüyor. İster istemez insan şaşırıyor. Bu kadar çok sabıkası olan adam nasıl sokakta dolaşabiliyor, hangi yasa maddelerinden yararlanarak elini kolunu sallaya sallaya gezebiliyor.

Yaklaşık bir hafta süreyle gazete ve televizyonlarda haber olan Edremit canisinin hikayesi daha vahim. Adam zaten toplum zararlısı. Dünya ceza almış ve nakilde salıverilmiş. Bu hukuki dalgınlık üç cana mal oldu.

Değişik tarihlerde gazetelerde okuduğumuz haberlerde de hep aynısını görüyoruz. Bu vakaların günlük ortalaması ondan on beşten aşağıya düşmüyor. Zaten her gün en az iki kadınımız cinayete kurban gidiyor.

Evet toplum zararlısı kavramının geliştirilmesi ve sokakların temizlenmesi gerekiyor. İki suçtan fazlası, suçlunun potansiyel zararlı olduğunu zaten ispat ediyor. Hırsızlık, dolandırıcılık gibi adi suçlar dahil, suçluların hemen hepsinin toplumda potansiyel zararlı sınıfına alınması ve sokağa salınmaması toplumun sağlığını korumada büyük önem taşıyor.

Topluma zararı olan bu suçlular aynı zamanda sokak güvenliğini de tehdit ediyor. İnsanlar geceleri sokağa çıkmakta tereddüt ediyor. Aileler çocuklarının site bahçelerinde veya oyun parklarında oynamasına izin veremiyor. Bakkala veya markete gönderirken ardından kolaçan etmek zorunda kalıyor.

Toplum zararlısı kavramının geliştirilmesi ve tekrarlanan suçlarda faillerin kesinlikle sokağa salınmaması gerekiyor. Verilen cezaların işe yaramadığını ispat eden bu zararlılarla mücadele programlarının geliştirilmesi sokak güvenliğinin sağlanması açısından büyük önem arz ediyor.