Ormanda piknik yasaklandıktan sonra ormanlık çöplük olmaktan kurtuldu. Yangından sonra ne kadar çok şişe atılmış olduğunu da gördük. Ardımızı hep toplayan birileri olduğu için, millet olarak bırakıp geçmeyi alışkanlık haline getirdik. Tuvaletlerden tutun da diğer ortak kullanım alanlarına kadar hemen her tarafa ‘nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak’ sloganını da doldurduk. Yazıyı okuyoruz ama gereğini yapmıyoruz. Ya da okuyoruz anlamıyoruz. Ona da bir özdeyiş geliştirdik. Kurallar delinmek için konur diye.

Deniz kültürü bir başka. Kimi yüzmek, kimi esmer bir tene sahip olmanın özeni içinde sahillere koştu.

Hemen bütün sahil ve mesire alanlarında ne yazık ki temizlikte yetersiz kalınmaktadır. Buranın çalışanları yok mu diye şikâyet edenler çok olsa da, esas sorumlular bu alanları kullananlar olmalıdır.

Deniz kıyısında kuma şöyle bir uzandığınızda kumun içinde neler var bir diye hafif karıştıracak olursanız, sigara izmaritinden çekirdek kabuklarına, cam kırıklarına kadar istenmeyen çok sayıda çöp diyeceğimiz materyalin bulunduğunu görürsünüz. Belli ki sahile hizmet veren çalışanlar görevlerini yapmıyor. Ya da sorumlu yönetici yerinden kalkmıyor, şöyle bir etrafı kolaçan etmiyor. Biraz baksa aslında görürdü gibi bin bir çeşit yorum yapılıyor. Oysa çalışanlar her gün hizmet ettikleri sahili kolaçan etmekte, çöp namına gördükleri ne varsa toplamaktadırlar. Hatta bazı yerlerde günde üç dört defa tur atmaktadırlar. Yine de temizlikle ilgili problemler yaşanmaktadır. Hele lodos olursa denizin içine atılmış olan şişe ve poşetler de bol miktarda kenara yığılmaktadır. Çalışanların işi ne. Boş durmazlar hiç olmazsa. Toplayıp dursunlar. Oysa çöpten şikâyet eden herkes bir defa da olsa, çöp denebilecek her bir nesneyi bir insanın attığını düşünseler. İşte o zaman umarsızca yerlere bir şeyler atanları uyarmak isteyeceklerdir. Yerin görüntüsü ve temizliği çalışanların titizliği değil kendi temizliğimizdir aslında.

Yangınlar nedeniyle ormanda piknik yapmanın yasaklanmasıyla ormanlarımız çöpten kurtuldu. Ancak piknik alanlarında özellikle hafta sonlarında çöp dağları oluşuyor, bankların oturulacak hali kalmıyor. Akşama kadar çalışanlar temizlemeye çalışsa da yeterli gelmiyor. Yine de but ve kanat kemikleri yerlere atılıyor kediler köpekler yer diye. Yoksa atılmayacağını herkes biliyordur mutlaka.

Elbette çevre dinlence yerleri çöplüğe dönerken şehir içlerinde de durum farklı değil. Arabanın camından sigara izmariti atmak normal görülüyor artık. Ancak su şişelerini de atıyorlar. Hele ışıklarda durmuşken elinde ne varsa atan da az değil. Rüzgârlı havalarda birçoğu uçmaya başlıyor. Bunlar yerel yönetimlerin sorunu olmaktan çıkmalıdır artık. Her yerde çöp kutusu olmasına rağmen yine de yere atanlar az değil.