Bu ikili hazır gıdalar, işlenmiş gıdalar arttıkça daha yakınlaşıyorlar. Neredeyse çağın ayrılmaz ikilisi haline geldiler. Haliyle bilim insanları bu ikili üzerine çok daha fazla çalışıyorlar.
İspanyol araştırmacılar, kalorisi azaltılmış Akdeniz diyetinin egzersiz ve profesyonel destekle birleştirilmesiyle tip 2 diyabet riskini %31 oranında azaltılabileceğini bildiriyorlar. Çalışmaya gönüllü olarak iştirak eden diyabet hastaları yeni diyetle hem kilo vermişler hem de bel çevreleri epey incelmiş. Uzmanlar, bu gerçekçi yaklaşımın diyabet ve obezite salgınlarıyla mücadele etmek için küresel olarak entegre edilebileceğini söylüyorlar.
İspanya'da Navarra Üniversitesi tarafından yürütülen ve 22 üniversite, hastane ve araştırma enstitüsünden 200'den fazla araştırmacının yer aldığı bu araştırmada 55-75 yaşları arasında, fazla kilolu veya obez, metabolik sendromlu ancak daha önce kardiyovasküler hastalık veya diyabet öyküsü olmayan 4.746 yetişkin takip edilmiş. Altı yıl boyunca araştırmacılar iki grubu karşılaştırmışlar. Bir grup kalorisi azaltılmış Akdeniz diyeti ile beslenmiş (günde yaklaşık 600 kilokalori daha az), tempolu yürüyüş, güç ve denge antrenmanı gibi orta düzeyde egzersizler yaptı ve profesyonel danışmanlık aldı. Diğer grup ise kalori sınırlaması olmaksızın geleneksel Akdeniz diyetine devam etmiş.
Sonuçlar, kalorisi azaltılmış diyet ve egzersiz planını uygulayan katılımcıların sadece diyabet risklerini azaltmakla kalmayıp aynı zamanda daha fazla kilo verip bel çevrelerinden daha fazla inceldiklerini ortaya koydu. Kontrol grubu ortalama 600 gram verirken, düşük kalorili Akdeniz diyetiyle beslenenler 3300 gram vermiş ve bel çevrelerinde 3,6 cm incelme meydana gelmiş. Bu diyetin halk sağlığında 3 tip2 diyabet vakasından ikisinin önlenmesi anlamına geliyor.
Uluslararası Diyabet Federasyonu'na göre, tip 2 diyabet şu anda dünya genelinde 530 milyondan fazla insanı etkiliyor. Artışı, kentleşme (sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, fiziksel aktivitenin azalması), yaşlanan nüfus ve artan aşırı kilo ve obezite oranlarıyla tetikleniyor. Tip2 vaka sayısı sadece Avrupa’da 65 milyondan fazla insanı etkiliyor.
Düşük kalorili Akdeniz diyeti, insülin duyarlılığını iyileştirmede ve iltihabı azaltmada da sinerjik bir etki gösteriyor. Kalori kontrolü ve fiziksel aktivitenin birleştirilmesi insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri artırıyor.
Araştırıcılar geliştirdikleri beslenme ve egzersiz sitemlerinin Akdeniz coğrafyasında rahatlıkla uygulanabileceğini, ancak sağlıklı gıdalara eşitsiz erişim, kentsel çevrenin kısıtlamaları ve profesyonel rehberlik eksikliği gibi yapısal engellerin bulunduğu yerlerde uygulamanın zor olacağını bildiriyorlar. Dolayısıyla daha besleyici ve daha eşitlikçi ortamları teşvik eden kamu politikalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Obezite ve diyabete karşı yeni ilaçların manşetlere çıktığı bir dönemde, düşük kalorili Akdeniz diyeti hem halk sağlığı hem de kamu yararı açısından büyük önem arz ediyor.