MEB eğitim sistemini yeniden değiştirmeye çalışıyor. İktidar sahipleri dünkü köşede de paylaştığımız gibi 17 defa değiştirdikleri sistemlerden hedefledikleri verimi alamamışlar gibi yeniden değiştirmek istiyorlar. Uygulamaya koydukları sistemler mezunlarını veremeyecek ve Milli Eğitimi, diğer alanlarda olduğu gibi yapmadan bozmaya devam edecekler.

Eğitimde kalite düşmekle kalmıyor, yerlerde sürünüyor. Yetkiyi kim eline alırsa, eğitimde Avrupa’nın örnek alınması nedeniyle geriye kaldığımızı anlatıyor. Şimdiye kadar uygulamaya koydukları neydi acaba. Değiştirdikleri sistemler yine kendi değiştirdikleri sistemlerdi. Sistemle sürekli oynarken hangi sistemi seçtiklerini bilmiyorlar mı acaba? Milletin cahili daha iyidir diyen adamları neden ödüllendiriyorlar acaba? Soruları daha da arttırmak mümkün.

Milletin eğitim seviyesi yükselirse biliyorlar ki, muhakemeleri güçlenir ve vatandaşı kandırmak zor olur. Hani aya dört şeritli otoban yapacağız deseler inanan pek çıkmaz. Kendi uçağımızla uçacağız yalanını hatırlamaz. 300 uçak aldığımıza sevinir. Karadeniz’de 1 trilyon dolarlık doğalgaz bulduğumuzu hatırlamaz, 23 milyar dolarlık LNG ithalatı yapacağımıza sevinir.

Eğitimin mevcut iktidar döneminde çöktüğünü hemen bütün istatistikler gösteriyor. Öğretmenler kamu personeli seçme sınavlarında dökülürken, yetiştirdikleri öğrenciler de geri kalmıyorlar. Matematik ve Fizik öğretmenliği seçme sınavlarında öğretmen adaylarımız 50 sorudan 10 ortalamayı zor yakalarken, gençlerimiz de bu alanlarda üniversite sınavlarında sıfır çekme rekoru kırıyor.

Eğitim seferberliğine artık şiddetle ihtiyaç var. Eğitimli olmanın önemli hale getirilmesi gerekiyor artık. Akran zorbalığı hızla artıyor. İşyeri kurşunlamadan tutun da güdümlü cinayetlerde 14-17 yaşlarında çocuk ve gençlerin kullanılması eğitimin içler haline geldiğinin bir kanıtı.

Memur alımlarında, sınavlarda, mülakatlarda bilenin ayrılması gerekiyor. Bilgisayar mühendisi alımlarında, adaylara namaz kılıyor musun gibi sorular yerine, matematik, fizik, elektrik, elektronik sorularının sorulması gerekiyor. Hayatın, başarının bul karayı al parayı veya torpilin var mı gibi kurallardan ibaret olmadığını bilmesi gerekiyor vatandaşın. Elbette bunun için adaletin ve liyakate verilen önemin güçlenmesi gerekiyor. Liyakate aksi yapılan bütün işlerin kul hakkı yemek olduğunun bilinmesi gerekiyor.

Sınavlarda soru aşırıldığı veya cevap anahtarı çalındığı şaibeleri artığı halde sorumlular üzerine alınmıyor. Sanki sokaktaki vatandaş suçlu.

Sahte diplomalar kol geziyor. 400’den fazla diplomanın, sahte diplomayla imamlık yapanların olduğu memlekette aklı başında gençlerin vatana aidiyetleri, vatandaşlık, haliyle memlekete hizmet etme duyguları sürekli zayıflıyor.

Toplum az gelişmiş ülkeler sınıfına doğru hızla ilerliyor. Oysa bu cennet vatanda gençlerin umutsuz olması için hiçbir sebep olmamalı. Geleceklerini başka ülkelerde arama hayalleriyle süslemelerine gerek kalmamalıdır.