Adaletle ilgili çok fazla bilgi vardır. Adalet mülkün temelidir diye başlar çoğu kitaplar.
İktidar sahipleri adaleti oyuncağa çevirdiler ne yazık ki. Kibir hastalığının baskısı, fikir sahibi olmayanların çoğalması, terör örgütlerine verilen tavizler, devleti teslim etmeler maalesef adaleti de oyuncak etti.
Halkın vicdanına uymayan kararlar adalete olan güveni yerle bir etti. Adi suçlarda dahi katili kayıran kamu vicdanını rahatlatmayan kararlar nedeniyle millet adliye önlerinde kendi başına ceza kesmeye kalkıyor.
Hatırlıların çocukları yakınları kaza yapıyor, ölüme sebebiyet veriyor yarım saat bile yatmıyor. Son günlerde belediyelerde yapılan operasyonlar, onlarca başkan ve belediye başkanını hapse yollarken, suç örgütü lideri dışarıda elini kolunu sallaya sallaya geziyor.
Aslında bunlar yeni değil. İktidar partisi iktidara geldikten bu yana adaletin içine etmeye devam ediyor. Türkün varoluş destanı olan Ergenekon bir terörle mücadele operasyonuna isim oldu. Devleti yönetenler, bunun için özel yetkili savcı görevlendirdiler. Ergenekon adını verdikleri terörle mücadele operasyonunda, vatansever subaylar, çakma belgelerle Silivri’de cezaevine tıkılırken, fetö terör örgütü ile iç içe geçmiş devletin bakanları, mahkemeye müdahale olmaz derken, İktidar Partisinin Genel Başkanı Ergenekon’un Savcısıyım diyerek, fetocu olan özel yetkili savcıya destek veriyordu. Sonra sadece ve sadece yanılmış oldular.
İktidar sahiplerinin atadığı özel yetkili savcı terörist çıktı ve yurt dışına kaçtı. Adaleti yok eden bütün bu olayların baş aktörü kimdi? Şimdi yeni anaysa lazım diyenler değil mi?
Adaleti güçlü devletlerin vatandaşları da vicdanı güçlü insanlardan oluşuyor. Eğitim ve erdem adaleti güçlendiriyor.
Bir toplumda adalet, insan adilse hükümran olur. İnsanların adaleti menfaatine göre değişiyorsa, yalan, dolan, hırsızlık almış başını gitmişse, devletin malını, caminin halısını bile çalan insanlar çoğalmışsa, yolda zor yürüyen yaşlıların cüzdanları çalınıyorsa, yakalanan sapığın otuz tane sabıkası çıkıyorsa o ülkede adalete güven kalmaz.
Adalet kurumunu tepeden aşağıya siyasallaştırmaya çalışır, liyakati ayaklar altına alırsanız, aldanır, yanılırsanız hayretler içinde kalmanız anlamsızdır.
İş, ehlinin elinde güzeldir. Adalet ne yazık ki ehil olmayanların elinde oyuncağa çevriliyor. Nasıl düzelir sorusunun cevabı artık bilinmiyor.
Anaysa Mahkemesinin verdiği kararlar uygulanmazsa bu memlekette adaletten söz etmek imkansızdır. Anayasa Mahkemesinin üzerinde bir mahkeme yoktur.
Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin kararlarını bozuyorsa, adalet kurumlarında sorun vardır. İktidar sahiplerinin tetikçiliğini yapan mahkeme memurları adaleti hâkim kılamazlar.
Geçmişte olduğu gibi özel yetkili savcı, sahibinin koltuğunu sağlamlaştırmak için elinden gelen, yasal olmayan, hukuki olmayan bütün işleri yapıyor. Zaten gayri yasal işleri, yasayı az buçuk bilip de içinde adalet duygusu olmayanlar yapar. Geçmişte de fetocular mevcut iktidarın işlerini yapmışlardı. Yasal mıydı? Yasal olsaydı uydurma gerekçelerle içeri attıkları dışarıda olmazdı. Değişen bir şey var mı? Elbette yok. Memleketin ve milletin bir kazancı var mı? Elbette yok. Adaletin oyuncak olduğu memleket önce güven yitirir. Sonuçlarına millet katlanır.