Kamu yararından ziyade Yandaş Yararından başka bir içeriği olmayan yeni torba yasa teklifiyle yapılmak istenenleri Çanakkale Milletvekilimiz Sevgili Rıdvan UZ, geçtiğimiz pazartesi günü mecliste düzenlediği basın toplantısında detaylı bir şekilde açıkladı. Doğal ve kültürel varlıkları adeta talan edecek gelişmelere anlayacakları dilden detaylarıyla anlattı. Torba yasaya evet oyu verecek olanların vatanseverlik hislerini sorgulamaları gerekiyor. Bakın yasanın bazı maddelerinde Milletvekilimiz Rıdvan UZ nasıl tehlikelerin ortaya çıkacağını detaylı bir şekilde açıklıyor.
Kanunun 14. Maddesinde; Mera Kanununda meraların tahsis amacının değiştirilmesi hakkında istisnaları düzenleyen maddeye fıkra eklenerek Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak ilan edilen yerlerin de mera sıfatının değiştirilmesi ve yatırıma açılması planlanmaktadır. 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun 4’üncü maddesi "Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukuki Durumu" başlıklı olup üçüncü fıkrasında yer alan "Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. Ancak, kullanım hakkı kiralanabilir. Kiralama ilkeleri yönetmelikle belirlenir." ifadesi ile hukuki koruma altına alınmış ve başka amaçlar ile kullanılması engellenmiştir. Kanunun 14. maddesi ile de 'Tahsis Amacının Değiştirilmesine yönelik istisnalar sıralanmıştır. 1998 yılında Mecliste oybirliğiyle yasalaşan Mera Kanunu, meraların tahsis amacının değiştirilmesine yönelik sadece yedi adet istisna belirtmiştir.
Ancak AK parti iktidarı 2008 yılından itibaren bu istisnalara eklemeler yaparak meraları adeta ranta kurban etmiştir. Söz konusu teklif ile de istisnalara bir yenisi daha eklenmektedir.
Özellikle hayvansal üretim açısından hayati önem taşıyan meraların tahsis amacının iktidarın değişen politikaları neticesinde farklı bir gerekçeyle kullanıma açılması halihazırda büyük sorunlar yaşayan hayvansal üretimimizin daha da zor duruma düşmesine neden olacaktır.
Kanunun 15. Maddesinde; 5346 sayılı Kanunun 8 inci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere orman vasıflı arazilerde rüzgâr veya güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulabilmesine ilişkin izin sürelerini düzenleyen fikirler eklemesini öngörmektedir.
Ön lisans belgesine dayalı olarak verilen orman izni, fiili bir üretim lisansı veya tesis kurulumuna ilişkin somut bir yatırım kararı olmaksızın doğrudan orman alanının kullanımına olanak taşıyor. Bu durum, yatırımın nihai olarak gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmadan doğal alanların özel kullanımı tahsis edilmesi anlamına gelir. Üretim lisansı alınmadığı takdirde izin süresi sonunda otomatik sona ermesi öngörülse de, bu süreçte orman arazisinde geri dönüşü olmayan zararların akıbeti düşünülmemiştir.
Düzenleme, Anayasa'nın 56. Maddesinde yer alan çevreyi koruma yükümlülüğü ile Bern Sözleşmesi gibi önemli uluslararası sözleşmelere de aykırılık içermektedir.
Bir kişiye veya Limak-İçtaş ile Bereket şirketlerine ayrıcalık tanıyan yasa teklifi, kanunun genelliği ilkesine ve bundan dolayı da Anayasanın 2’nci maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
İşte böyle. Tarihte devlet kurduran meralar, yüzlerce nesle aş, iş gelecek olan zeytinlikler bu talan torbasıyla yok edilecek.