Anadolu kadar başka bir coğrafya yoktur yıkılan yeniden yapılan. Bu coğrafya kadar sahip olunmak istenen başka bir yer yoktur.
Ne savaşlara meydan olmuştur. Truva dokuz defa yıkılmış, yeniden imar edilmiştir. Hülagü Han ve Timur’un başında olduğu iki büyük Moğol baskını Anadolu’yu yerle bir etmiştir. En son Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları, Anadolu’da eli silah tutacak can bırakmamıştır.
Analar yüreklerine taş basmış, içindekileri ağıtlara dökerek, acılarını dindirmeye çalışmıştır. Eğlendiren türküler, türkülerin içinde oldukça azdır. Bu nedenle ağlatanlarda bile ritim tutup oynamasını da bilmiştir Anadolu insanı.
Çanakkale içinde vurdular beni/Ölmeden mezara koydular beni, Burası yemendir/giden gelmiyor acep nedendir türkülerini her kim dinlese içi burulur. Arabesk olarak nitelediğimiz acılı şarkılardan çok daha fazla yürek burkan türkülerimiz vardır. Toplumun duygularını anlatır. Yaşanmışları anlatır. Türküler Anadolu’yu, Anadolu’da yaşayanları anlatır.
Anadolu’da yaşamanın bedeli hep ağır olmuştur. Bu kıymetli topraklara sahip olmak kolay değildir. Zengin iklim ve coğrafyası, yer altı zenginlikleri hep birilerinin ilgisini çekmiştir.
Petroldü, bordu, uranyumdu derken ayağımızın altından bir şeylerin kayıp gittiğini sadece hissedebiliyoruz.
Tarihte kardeş savaşlarına da sahne olduğunu görüyoruz Anadolu’nun. Ankara, Otlukbeli, Çaldıran kolay savaşlar değildir Anadolu insanı için. Taht savaşları da vardır elbette. Bunları detaylandırmaya gerek yok. Ağlayan hep analar olmuş, acılarını türkülere dökmüşlerdir. Türküleri anlamak Türk’ü anlamaktır diyor türkücüler.
Anadolu’nun iklimi de insanını üzmüş, türküler de dile gelmiştir. Değişken iklim şartları geçim derdine düşen insanı gurbete yollamış, gittiği yerlerde, bıraktığı topraklarda yanık yürekler doğurmuştur. Uzun havalarla, bozlaklarla Anadolu insanı derdini dillendirmiş yüreğinin ateşini soğutmaya çalışmıştır.
Gün olmuş kuraklıktan, gün olmuş yağmurdan selden harmanını hasadını yapamayan Anadolu köylüsü, üzüntüsünü, derdini türkülere dökmüştür. Hemen bütün bölgelerinde insanımızı üzen olaylar, üzüntüsünü dile getiren türküler vardır. Sıladan gurbete, gurbetten sılaya selam gönderen türküler vardır. Sılayı gurbet yapan türküler vardır.
Anadolu’nun kültürel zenginliği de türkülerde yerini alır. Güldüren oynatan, hatta hem ağlatan hem oynatan türküler az değildir.
Anadolu köylüsünü daha çok kuraklık üzmüştür. Yağmurdan selden şikâyet oldukça azdır. Malum bereket yağmurdadır, sudadır.