Yolsuzluk, dünya genelinde otokrasilerin güçlenmesine, bazı kişilerin ve şirketlerin yasadışı zenginleşmesine ve demokrasinin zayıflamasına yol açmaktadır. Kompleks uluslararası kara para aklama ağları tarafından desteklenen büyük çaplı yolsuzluklar, tüm dünyadaki yönetimleri tehdit etmektedir. Oysa her ülke yolsuzluğu azaltma ve durdurma konusunda bir sorumluluk taşımaktadır.

2024 yılı değerlendirmelerine göre Danimarka, 90 puan ile 2024 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde üst üste yedinci kez zirvede yerini almıştır. Finlandiya 88, Singapur ise 84 puanla ilk üçte yer almıştır. Yeni Zelanda 83 puanla ilk üçten çıksa da halen ilk 10 arasında bulunuyor. İlk 10’da ayrıca Lüksemburg, Norveç, İsviçre (81), İsveç (80), Hollanda (78), Avustralya, İzlanda ve İrlanda (77) yer almaktadır. Bu ülkeler eğitim başta olmak üzere birçok alanda ön sıralarda bulunmaktadır.

Türkiye’de bağımsız bir Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’nun bulunmaması, denetim mekanizmalarındaki zayıflamalar ve reform eksiklikleri nedeniyle yolsuzlukla mücadele anlamında bir gelişme göstermemektedir. Türkiye, 2013 yılından bu yana 16 puan kaybederek 2024 yılında da yeniden 34 puan almış ve böylece Avrupa Birliği üyelik sürecinde olan ülkeler arasında en düşük puanlardan birine sahip olmuştur.

Yolsuzlukla mücadele örgütleri tarafından yapılan değerlendirmelerde çok sayıda faktör ele alınmaktadır. Yasaların uygulanması, herkese eşit ölçüde uygulanması, insanların veya şirketlerin kayrılmaması gibi unsurlar öncelikle ele alınmaktadır.

Hem kamu kurumlarında hem de özel kurumlarda yasal veya resmi olmayan uygulamalar sürekli gündeme gelmektedir. Zaman zaman sağduyulu vatandaşlar milletin mayasının bozuk olduğundan şikâyet etmektedir. Bir yerde sokaktaki vatandaş da yasal olmayan uygulamalara razı olmakta veya kanıksamaktadır.

Sınavlarda kopya vermeler, eleman alımlarında mülakat bilmecesiyle adam kayırmalar, liyakatten uzak aklın alamayacağı uygulamalar ne yazık ki milletin ve memleketin en önemli sorunu haline gelmektedir.

Yolsuzluk hemen bütün ülkelerin çöküşüne neden olur. Ahlakın çöktüğü, vicdanın olmadığı, adaletin zayıfladığı bir memleketin ayakta kalabilmesi son derece zordur. Ortak değer vatan kavramında bile milleti bir araya getirmek mümkün değildir. Bireysellik her geçen gün güçlenir. Güçlendikçe de toplumsal olaylara duyarlılık zayıflar ve zamanla yok olur.

Son zamanlarda diploma skandalı aldı başını gitti. Siyaset dünyasından sahte diploma alanlar, sahte diploma basıp satanlar ortaya çıktı. Basın dünyasında günlerce haber oldu. Çıt çıkmadı. Yine sınavlara yerine adam sokup dil sınavlarını geçenler, sahte diploma ile akademik kariyer yapanlar dillendirildi. Bir Allah’ın kulu çıkıp benim diplomam sahte demedi. Ya da sahte diploma ve belge verenler şunlara verdik demedi. Neden acaba? Millete artık her şey normal geliyor maalesef.