Öteden beri vatandaşın ayağına bir şey takılsa genelde “yok mu bir çaresi” kelimesi kullanılır. Evet çare üretmede sınır tanımayan vatandaş, sahtekarlıkta da sınır tanımıyor artık. Hak mı helal mi, doğru mu yanlış mı kavramları düşünülmeden vicdani değerlendirme yapılmadan menfaat sağlayan her şey mübah olmaya başladı. Üstüne üstlük yapanı da ne kanun cezalandırıyor ne de toplum.
Memlekette sahtekarlık, hırsızlık, kaçakçılık, adam öldürme, gasp sürekli artıyor. İşin ilginci bazıları da korunuyor sanki. Kim suçüstü yakalanırsa yirmi otuz tane sabıkası çıkıyor. Memleketin vekili arabasıyla Kapıkule’den kaçak mal sokuyor. Memleketin vekilinin oğlu arabasında yirmi kilo uyuşturucuyla yakalanıyor. Memleketin vekili Kıbrıs’taki üniversitesiyle sahte diploma veriyor. Tık yok. Meclis de sokağın seçtiklerinden oluşuyor neticede. Cezaevlerinde yer kalmamış herhalde denetimli salıverme gibi ceza olmayan ceza türedi.
Gıdada sahtekarlık aldı başını gidiyor. Bakanlık liste yayınlıyor, sanki firmanın reklamı yapılıyor. Listeye giren kurum rekor satışlar yapıyor.
Zincir marketlerde yüz elli liraya bal satılıyor. Arıcılar isyanda. Çözüm yok. Satışlar devam ediyor.
Akşamdan sabah kim zengin olduysa, milletimizde bir hevestir devam edip gidiyor. Haram malın yaramadığı da hep söylenir ama haram ve hile için ne yeminler ediliyor ticarette akla zarar.
Filmlerde dizilerde haklı çıkmak için çiğnenen haklar artık doğal karşılanmaya başladı. Bir Köroğlu’nu dahi oynayamıyoruz. Haklı çıkmak için hak çiğnenir mi? Allah sonumuzu hayır etsin.
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” gibi atasözlerimiz artık yerini “gemisini kurtaran kaptan” gibi özdeyişlere bırakmaya başladı. Günü kurtarmak insanımıza yetmeye başladı. Bu anlamda haramı helâlı birbirine karıştırmaya başladı.
Gıda sektöründe gün geçmiyor ki hileli gıdalar ortaya çıkmasın. Mısır şurubundan bal yaparak, bal üretiminde dünya yedinciliğinden dünya ikinciliğine oturduk geçmiş yıllarda. Kovan sayısı bile 9 milyonu geçiverdi. İki üç yıldır kuraklıktan memleket kavruluyor. Bu kovan sayısının yarısını bulmak zor. Meralarda bayırlarda koyun keçi görünmüyor ama istatistiklerde ikisinin toplamı 55 milyonu geçiyor.
Et ve et ürünlerinde, baharatlarda, alkollü içeceklerde, bitkisel yağlarda, süt ve süt ürünlerinde, bitkisel çaylarda, soslarda acayip isimlerle dünya kadar sahtekarlık var. Cezaevlerinde yer kalmadı artık. Bu sahtekarları caddelerin köşe başlarına dikmeli sokaktan geçenlere parayla yüzlerine tükürtmeli. Yoksa bu sahtekarlıklar yanlarına kar kalacak.
Bir haftadır memleket diploma skandalıyla yatıp kalkıyor. Her türlü diploma ve sertifikayı orijinaline uygun veren kurumlar var memlekette. İşin kötüsü sahte diploma ve sertifika sahibi olmak isteyen insanlar var. Yazıklar olsun.
Milletin iş ahlakı zayıflarsa, mal ve hizmet üretiminde sahtekârlık ve hile artarsa, milletin birbirine güveni kalmaz. Birbirine güvenmeyen milleti bir arada tutmak imkânsızdır. Milletin birliği ve dirliği birbirine güvenmesiyle mümkündür. Aslında her hilede insan kendini kazıklar, kendi ayağına kurşun sıkar.