Tatlı su kaynaklarının çoğu buzullarda bulunuyor. Ancak karasal sistemlerde mevcut tatlı suyun da %70’i tarımsal sulamada kullanılıyor. Bu oran her geçen gün artıyor. Yeraltı suları kontrolsüz bir şekilde kullanılıyor.
Dünya kıtaları eşi benzeri görülmemiş bir hızla kuruyor. İklim değişikliği, yeraltı suyu aşırı kullanımı ve aşırı kuraklığın körüklediği bu eğilim, kuzey yarımkürede dört büyük "mega kuraklık" bölgesi oluşturarak milyarlarca insanın tatlı su kaynaklarını tehdit ediyor.
Yeraltı suyu kaybı tek başına deniz seviyesinin yükselmesine eriyen buzullardan daha fazla katkıda bulunuyor. Acil küresel su politikaları yürürlüğe konulmazsa, dünyayı felaket boyutunda bir tatlı su iflası bekliyor.
Uluslararası araştırma ekibi, karadaki kurak alanların her yıl Kaliforniya'nın yaklaşık iki katı büyüklüğünde bir hızla genişlediğini bildiriyor. Ayrıca, kurak alanların giderek daha fazla kuraklaşma hızı, ıslak alanların giderek daha fazla kuraklaşma hızını geride bırakarak, uzun süredir devam eden hidrolojik düzenleri tersine çeviriyor.
Dünya nüfusunun %75'i, son 22 yıldır tatlı su kaybı yaşayan 101 ülkede yaşıyor. Birleşmiş Milletlere göre, dünya nüfusunun önümüzdeki 50-60 yıl boyunca artmaya devam etmesi bekleniyor; aynı zamanda tatlı su kaynakları da önemli ölçüde azalıyor.
Araştırmacılar, karadaki su kaybının türünü belirlediler ve ilk kez, kaybın %68'inin yalnızca yeraltı suyundan kaynaklandığını buldular. Bu durum, Grönland ve Antarktika buz tabakalarının toplamından daha fazla deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyor.
Yeraltı suyunun aşırı kullanımının devam etmesinin sonuçları, dünya çapında milyarlarca insanın gıda ve su güvenliğini tehlikeye atabilme potansiyeli oluşturuyor.
Kıtasal kuraklığa katkıda bulunan temel etkenlerden biri, örneğin Avrupa'da, kuzey yarımkürenin orta enlemlerinde artan kuraklık olarak gösteriliyor. Ayrıca, Kanada ve Rusya'da kar, buz ve donmuş toprak erimesi son on yılda artması küresel olarak yeraltı suyunun tükenmeye devam etmesine neden oluyor. Bazı bölgelerde kuraklık daha belirgin olarak ortaya çıkıyor.
Güneybatı Kuzey Amerika ve Orta Amerika bölgesi. Phoenix, Tucson, Las Vegas gibi büyük çöl şehirleri ve Los Angeles ve Mexico City gibi önemli gıda üretim bölgelerini içeriyor.
Alaska ve Kuzey Kanada, Britanya Kolombiyası ve Saskatchewan gibi büyük tarım bölgelerindeki kuraklıklar tarımsal üretimi tehdit ediyor.
Kuzey Rusya, yüksek enlemlerde büyük kar ve donmuş toprak erimesi yaşıyor.
Orta Doğu-Kuzey Afrika ve Pan-Avrasya, Dubai, Kazablanka, Kahire, Bağdat ve Tahran gibi büyük çöl şehirlerini; Ukrayna, kuzeybatı Hindistan ve Kuzey Çin Ovalarındaki büyük gıda üretim bölgelerini; küçülen Hazar ve Aral Denizlerini, Barselona, Paris, Berlin, Dakka ve Pekin gibi büyük şehirleri kapsıyor.
Kıtasal kuraklığın eşi benzeri görülmemiş ölçeği, tarım ve gıda güvenliğini, biyolojik çeşitliliği, tatlı su kaynaklarını ve küresel istikrarı tehdit ediyor. Mevcut çalışma, politika yapıcıları ve toplulukları kötüleşen su sorunları ve anlamlı değişim yaratma fırsatları hakkında bilgilendirmek için kapsamlı ve sürekli araştırmalara duyulan ihtiyacı vurguluyor.
İklim değişikliğini hafifletme çabaları zorluklarla karşı karşıya olsa da, bölgesel ve uluslararası yeraltı suyu sürdürülebilirliği konusunda yeni politikaların uygulanması gerekiyor. Yeraltı sularının tükenmesini yavaşlatmak ve tersine çevirmek, kalan tatlı su kaynaklarını korumak ve artan su kıtlığı riskine uyum sağlamak için acil eylemlerin geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor.