Bir çözüm sürecidir tutturuldu gidiyor. Kaçıncısı bilen yok. Neticede herkes kaybediyor.
Bir çözüm sürecidir tutturuldu gidiyor. Kaçıncısı bilen yok. Neticede herkes kaybediyor. Elbette her Türk vatandaşının en büyük arzusudur terörün bitmesi. Terörist eylemlerinin insan olanın desteklemesi ve devam etmesini istemesi beklenemez. Terörün çözümü ile ilgili yol haritalarında ciddi sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Partilerin siyasi vizyonları gereği çözüm yollarına bakış açıları da farklılık göstermektedir.
Akil insanlar, meşhur Diyarbakır mitingi başta olmak üzere çok sayıda anlaşma yolu denendi ve başarılı olmadı. Oysa memlekette eğitim güçlendirilseydi, adalet şaşmaz terazisine oturtulsaydı, liyakat esas alınsaydı, her vatandaşın aidiyet duyguları gelişir, terör örgütünün de kaynağı kururdu.
Çözüm süreci adını verdikleri bulanık yolun geçmişinden günümüze kadar süre gelen faaliyetleri farklı bakış açılarıyla irdelemekte yarar var. Hükümet, sempatizan vekillerinin de organizasyonuyla terörün çözümünü açık bir şekilde terörist başı olarak nitelendirilen kişiyle görüşmelerde görüyor. Ortağı daha ileri giderek terörist başının mecliste konuşma yapmasını istiyor.
Hükümet tarafındaki ılımlı yaklaşımlar, terörist örgütün siyasi uzantıları tarafından takdir ediliyor. Ancak öbür tarafta bölücü söylemlerine devam ediyorlar. Bir yerde burunlarından kıl aldırmıyorlar. Öteden beri terörist başına ev hapsi isteyen bu terörist örgütün siyasi uzantıları, isteklerini daha da öteye götürüyorlar.
Devletin terör örgütü lideriyle pazarlık yapması, pazarlığa oturması sağlıklı bir sürecin işlemeyeceğini baştan ortaya koyuyor. Yıllardır sürdürülen politikalar, yapılan yanlışlar terör örgütünü adeta kurumsallaştırmıştır. Hatta komşu bir ülke haline getirmiştir. Uluslararası ilişkilerin son derece zayıf olduğu, diplomasinin Türkiye aleyhine işlediği ayan beyan ortaya çıkmıştır.
Terör örgütlerinin destekçileriyle ilişkilerin gözden geçirilmesi, ticari ilişkilerin buna göre düzenlenmesi terör örgütünü zayıflatsa da kaynağını kurutmada etkili olmamaktadır. Bu durum geçmiş yıllarda defalarca kanıtlanmıştır.
Özgürlük ve demokrasi isterken kastedilen kavramları iyi okumakta yarar var. Etekteki taşları geçmişten günümüze iyi irdelemek gerekiyor. Yoksa barışı ağzından düşürmeyenler, terör örgütünün hain tuzaklarını tek bir defa kınama cesareti göstermemişlerdir. Be göstermektedir ki terör örgütü ile aralarına mesafe koyamamaktadırlar. Çünkü siyasi gelecekleri terör örgütü tarafından belirlenmektedir. Oysa sağduyulu her Türk vatandaşının takdir ettikleri ortak paydaları olmalıdır.
Herkes biliyor ki, memleketin bölünmesi imkansızdır. Bölge bölge dedikleri coğrafyada yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızdan çok daha fazlası batı illerinde yaşamlarını sürdürmektedir. Anadolu coğrafyasında insanımızı birbirinden ayırmak imkansızdır. Hal böyle iken hala ayrılıkçı tutumlar içerisinde bulunmak, emperyal odakların maşası olduğunu gösterir. Vatandaşlık değerleri temelinde yaptıkları siyasetin gözden geçirilmesi gerekir. Yoksa bugün herkesin sorunu var. Kırsalda eğitim imkanlarının yok olması, emekli ve asgari ücretlilerin geçim problemi, gençlerin istihdam sorunu, beyin göçü, adaletsiz uygulamalar başta olmak üzere tonla problem var.