(Türklüğe böyle bir saldırı da var...)

"Maalesef İslam Dünyası'nı bilim ve felsefeden uzaklaştıran ve Arapları da bu duruma maruz  bırakan Türklerdir."

Adamın biri ki, Türk düşmanı bir zat, yukarıdaki söylemi geliştirmiş. Bu zatlar, herhalde şöyle düşünüyor:"Türkler okumaz, bilmez, cevap da veremezler, hücum edelim." diye düşünüyorlar... "Biz de her türlü iftirayı atarız." tavrını da geliştiriyorlar...  Bunlar, siyasal İslamcı geçinen zatlar... Bunların yalan ve iftiralarından yine benim inandığım İslama sığınırım...

Benim inandığım İslam inancı: Yalan söyleme, kumpas kurma, halkına dürüstçe davran ve hizmet et, der...

Biz de bu zata, kadirşinas bir Arap olan Muhammed Ebû Zehra'nın, "Ebû Hanife" adlı kitabından cevap verelim.

"Mekkî de ( Menâkıb-ı Ebî Hanîfe) kitabında Atâ ile Hişam b. Abdu'l- Melik arasında geçen buna benzer bir konuşma nakletmektedir. Atâ diyor ki:Hişam b. Abdu'l - Melik'in

yanına girdim:

---Atâ, dedi, etraftaki ulema hakkında malûmatın var mı?

----Evet Emîrü'l-mü-minîn, dedim.

---Medîne halkının fakıhı kimdir? diye sordu.

--- Hazret-i Ömer' in oğlu Abdullah'ın kölesi Nâfi, dedim.

---Mekke halkının fakıhı kim?

---Atâ b. Ebî Rebah.

--- Arap mı, mevâliden mi?

--- Arap değil, mevâlidendir.

--- Yemen halkının fakıhı kimdir?

--- Tâvus b. Keysan.

---Mevâliden mi. Arap mı?

---Arap değil, mevâlidendir.

--- Yemâme  halkının fakıhı kim?

---Yahyâ  b. Kesir'dir.

--- Mevâliden mi, Arap mı?

--- Mevâlidendir.

--- Şam halkının fakıhı kim?

---Mekhul.

--- Mevâliden mi, Arap mı?

---Mevâlidendir.

---Cezîre halkının fakıhı kim?

---Meymûn b. Mehran.

--- Mevâliden mi, Arap mı?

--- Mevâlidendir.

---Horasan halkının fakıhı kim?

---Dahhâk b. Müzahim.

--- Arap mı, mevâliden mi?

---Mevâlidendir.

---Basra'nın fakıhı kim?

--- Hasan - ı Basrî ve Muhammed b. Sîrin.

--- Arap mı, mevâliden mi?

--- İkisi de mevâliden.

---Kûfe Halkının fakıhı kim?

---İbrahim Nahaî.

---Arap mı, mevâliden mi?

--- Arap'tır, dedim.

Bunun üzerine:

---Canım çıkayazdı, hiçbirini Arap'tır, demiyor..."

Ebû Hanife'nin yetiştiği bu devirde ilimle uğraşanların çoğu Arap olmayan unsurları. Neseble öğünmeleri yoksa da Allah onlara asıl öğünülecek ilim vermiştir. İlim şerefi daha temizdir, daha üstündür, asırlar boyunca daima parlar durur, hiç sönmez.

.....

Sahabeden sonra ilim,  pek de kısa olmayan  bir müddet mevâlide devam etmiştir...

.....

Çünkü İslâm Devletinde ilim evrelerini  mevâli teşkil ediyordu... (1)

Yukarıda da görüldüğü gibi Emeviler döneminden itibaren Arapları, Savaş meydanlarda ganimet kovalarken, mevâlileri de yetkili olmak için , feraha  kavuşmak için ilim üzerinde çalışarak zamanlarını sarfederken gördük ve  Arapları da ganimet peşinde koşarken gördük ve bunda da başarılı oldular.

Bu da gösteriyor ki Türkler, Arapları bilimden alıkoymamış, bilakis Araplar, cariye ve köle kadın peşinde koşmayı önemsemişler ve dünya nimetlerine dalmışlardır...

Hatta, Fatimi Halifelerinin Mısır'daki sarayında, oğlanlarla yattıkları için nikahlı eşleri, cariyeleri ve köle kadınları ayaklanmış ve sarayda kan akıtmışlardı.

Bu olaylar olurken etrafta Türk hakimiyeti, diye bir şey yoktu.

Bu yüzden, yukarıda ifade edilen, Türkler, Arapların bilimsel gelişmesini engelledi önermesi doğru değildir...

Bilimsel, karşı önermeler varsa bunu da duymak isteriz.

Merak eden okuyucuya duyururum...

(1) Muhammed Ebû Zehra, Ebû Hanife, DİBY, İBS-2

Ankara Üniversitesi Basımevi - 1962, Sayfa16-17-18

 

Mevâli: Arap olmayan

Bilgi edinmeniz dileğiyle.

**

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...