Daha önce, bu konuda birçok yazı yayınlamış ve bizim çıkarttığımız Çanakkale Çevre ve Doğa Dergimizde de yayınlamıştım.

Müsilaj, en yakn anlamıyla insan etkisiyle oluşan deniz kirliliği olarak tanımlanabilir. İstanbul Boğazı'ndan Çanakkale Boğazı' ndan  çıkışa kadar olan yerlerde görülmektedir. Kirleticiler olarak Tuna'dan Karadeniz'e gelen sulardan daha az olmak üzere, Ukrayna, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan'ın da etkisiyle Karadeniz kıyımızın da biriktirdiği tüm kirlilikleri de  kapsayan kirlilikleri de unutmamak gerekir. Karadeniz üzerinde deniz kirliliği ve sonuçlarını iklim değişikliğinin oluşturduğu sıcaklık artışıyla iki bin ellili yıllardan sonra görebiliriz... Bu kirlilik, Marmara'ya daha az tesir etmektedir.Marmara Denizi etrafındaki illerin bütün kanalizadyonları, evsel diğer atıklar, sanayi atıkları ve pestisit atıkları ile arıtıldığı iddia edilen bütün arıtma tesisi salınımları da Marmara Denizi'ne akıtılmaktadır. İstanbul, günlük yaşayıştaki yirmi milyonluk nüfusu ile en büyük kirleticidir. İkinci kirleticiler unsur, Kolcaeli Körfezi çevresinde bulunan sanayi tesisleri atıklarıyla evsel atıklar ve arıtma tesisi atıkları  gelmektedir.

Üçüncü kirleticiler merhaba nsur ise, Bursa ve Bandırma kıyılarıyla

Çanakkale 'nın Marmara Denizi kıyılarında bulunan termik santralleri ve sanayi tesisleri atıklarını saymak mümkündür.

Dördüncü kirleticiler Tekirdağ sahillerinde tüm kirleticilerdir.

Beşinci olarak da Ergene Havzası' ndan bulunan sanayi tesislerinin arıtıldığı iddia edilen sularının derin deşarj sonucu Marmara Denizine atılmasıdır.

Altıncı kirleticiler, Çanakkale Boğazı' nın Anadolu yakasında bulunan dereler salınan ve arıtıldığı söylenen suların Karamenderes, Kepez Çayı, Sarıçay, Musaköy Çayı, Umurbey Çayı başta olmak  üzere akıtılması  ve Avrupa yakasında da Eceabat ve Gelibolu ilçelerimizin arıtıldığı söylenen atık suları da başlıca kirleticilerdir...

Bu kadar çok kirleticinin olduğu yerde denizlerin temiz kalması mümkün değildir...

 Biz, bu konularda birçok tespite bulunmuş ve bu tespitlerimizi de kamuoyuna aktarmıştık...

 

Dün, farklı bir faaliyet için eski "Gümrük İskelesi" nin oraya gittiğimizde de yine müsilajla  karşılaştık...

Demekki, denizlerimizi temiz tutmak için yeterince  gayret göstermiyoruz...

Yazık!

Doğa, gelecek uşaklara aktarılmak üzere bize emanet edilen her şeydir...

Biz, gelecek nesillerin haklarını da heba etmekteyiz...

Peki, neler yapmalıyız?

1-Arıtma tesislerinin daha iyi ve ileri arıtma yapmasını sağlayarak, biyolojik ve kimyasal arıtma sonucu elde kalan posanın gübre olarak kullanılmasının  sağlanması, arıtılan suyun da park ve bahçelerin sulanmasında kullanılması.

2- Pestisit atıklarının kontrol edilmesi ve doğaya atılmasının önlenmesi.

3- Yağmur sularının toplanması için imar planlarında gerekli düzenlemenin yapılması.

4-Şehirlerde ısı adacıklarının oluşmasını önlemek için yeşil alanların artırılması.

5- Kıyı kenar çizgilerinin bütün insanların kullanılmasına açılması...

6- Sahillere yakın yerlerden, artezyen sularının çekilerek kullanma ve içme suyu olarak kullanılmasını önlemeliyiz...

7-Denizlerde  arıtma tesisi olarak görev yapan, deniz hıyarı, pina, deniz tarağı, yosun, midye gibi deniz canlılarının deniz içindeki alanlarının artırılması sağlanmalıdır.

8- Çanakkale Boğazı'ndan geçen kırk iki bin geminin geçişi sırasında  oluşturdukları farklı atık ve baca salınımlarının kontrol  edilmesi.

9- Marmara Denizi çevresinde oluşan orman yangınları sonucu kaybedilen ağaçların yerine  zeytin ağaçları dikilerek ekonomiye katkı sağlaması temin edilmeli ve suların hızlı olarak denize ulaşması engellenmelidir.

10- İl Çevre Durum Raporlarının bilimsel verileri temin ederek kamuoyuna aktarması sağlanmalıdır.

11- Sulak alanların korunmasını sağlanması...

12- Marmara Denizi Çevre illerinde oluşan bütün  atıkların bir merkezde  toplanarak, değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

13- Marmara Denizi Çevre illerinin tamamını içine alan yeni bir yönetim planı oluşturulmalı, böylece olağanüstü bir vak'ada da acil müdahale sisteminin devreye konulması  sağlanmalıdır...

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

**

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam..