Çanakkale Savaşları'nda şehit düşen Mehmetçikler hakkında bilgi veren bir arkadaşın paylaşımında gördüğüm yanlışlıklar üzerine, doğru bilgiler için bazı değerlendirmelerim.

Çanakkale meselesinde daima doğrular söylenmelidir. Çanakkale Savaşlarıyla ilgili olarak, bu tarihi olaylara hiç eğrilik bulaştırılmamalıdır, eğrilik girmemelidir.

Böylece gelecek nesillere doğru bilgiler gitmeli ki doğru bir tarih şuuru oluşsun isterim.

Bir de benim bulunduğum yerde sadece doğru bilgi aktarın. Yanlış ve hurafe bilgi aktarırsanız, hedef tahtam olursunuz, o kadar...

Çanakkale'de savaşanlar hakkında yanlış bilgiler veren bir zata cevabımdır...

**

Toptancı söylemler yanlıştır.

Çanakkale'de GKB kayıtlarına göre beş yüz dört bin  asker savaşa dahil olmuştur.

Buna gönüllüler ve askere destek veren lojistik hizmetleri sunan kişiler dahil değildir. Yedi yüz elli bin rakamı abartıdır;ancak, doğrudan veya dolaylı yoldan savaşa dahil olan kişi sayısı altı yüz elli bin kişi kadardır.

Çanakkale 'ye gelen askerler, Sinop-Mersin hattının batısında kalan illerle Çukurova, Maraş, Antep, Halep, İdlip, Urfa yöresi askerleridir.

Antepli Silahçı Tahsin, Antepli Abuş, Antepli Mustafa, Harputlu Ömer,  Vanlı Dursun önemli kahramanlardır.

Daha da sayılabilir. Burada, sadece  Türkler değil, bu topraklar, bizim de toprağımız, diyen Ermeni, Rum ve Yahudiler de vardır. İkinci Meşrutiyet'ten sonra vatandaş olan herkes askere alınmıştır. Burada, bin kadar Ermeni, beş yüz kadar Rum, elli yedi Yahudi de bu vatan için can vermiştir.

 

Toptancı sözler yanlıştır.

 

Çanakkale Cephesi'nden kaçak Arap askerler vardır. Bunlardan üç kişi 28 Nisan 1915 tarihinde, askeri mahkeme kararıyla 125. Alay'ın savaşa dahil olacağı sırada, bu alay içtima ettirilerek, onların gözleri önünde, Topçular Sırtı arkasında, Keklik Deresi 'nde kurşuna dizilerek infaz gerçekleştirilmiştir.

 

Çanakkale' de Alman teknik adamlar ve subaylar da ölmüştür. Bunlar Mersin Tepe'ye ve Abonoz Deresi 'ne gömülmüşlerdir. Bunların bir kısmının naaşı daha sonra Alman Büyükelçiliği yanındaki bölüme gömülmüşlerdir.

Şimdi, Mersin Tepe ve Abanoz Deresi içinde naaşları alınmamış veya unutulmuş üç- beş kadar Alman askeri naaşı vardır.

 

Kayserili olup şimdi Bozcaada'da medfun olan Osmanlı Yüzbaşısı Sokrat İncesu'yun hatıralarını da okumanızı tavsiye ederim.

 

 Bizde askerlik şubeleri Ermeni, Rum haydutlarca yakıldığı için gerçek yerli belgelere ulaşmak mümkün olamamaktadır. Sadece, Alay Cerideleri, Tümen ve Kolordu yazışmaları ile tarih yazma durumundayız.

 

 Bir de biz günlük tutan bir millet olmadığımız için  ferdi belgeler açısından da bilgi noksanımız vardır.

Yine, esaret hayatı yaşamış olanlar da savaş dönüşü, "savaşa girdik, vuruştuk, esir düştük, çile çektik ve sonra döndük. Hayata kaldığımız yerden devam ettik" ten başka ayrıntı veren  olmadı...

Çok az asker, ayrıntı verdi.

Ben de bunlardan birisi olan Rahmetli Ali Galip Yoluç'un Hayatını ve Hatıralarını yayınladım...

 

Anadolu ve Balkanlarda yaşayan Türkle hemhal olan, vatan namustur, diyen herkes bu kutlu davada, mücadelede vardır.

 

Benim hem anne hem de baba dedem Sarıkamış Şehitidir... Yine, dedemin iki ağabeyi de Giresun Görele Dikmetaş Mevkisi'nde diğer Türk çocuklarıyla birlikte yirmi beş kadar genç kurşuna dizilerek şehit edilmişlerdir.

Şimdi, oraya bir şehitlik yapılması için çalışmalar sürmektedir...

 

Bu topralar bizim, diyen insanlarımız cephenin yakın veya uzaklığına göre dokuz cephede de vardır. Hiç yoktular veya çok vardılar, söylemi yanlıştır...

Her cephede, Türk Askeri elbisesi altında bu coğrafyanın çocukları savaşmıştır. Onun ırkına bakılmamıştır...

 

Yaşasın Türk Askeri...

**

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

**

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...