Ali Batı Ayaklanması: 11 Mayıs – 18 Ağustos 1919 tarihlerinde baş gösteren ve Midyat, Nusaybin, Ömerkan, Dirilömer çevresinde etkileşen bu ayaklanma...

Ali Batı Ayaklanması: 11 Mayıs – 18 Ağustos 1919 tarihlerinde baş gösteren ve Midyat, Nusaybin, Ömerkan, Dirilömer çevresinde etkileşen bu ayaklanma, İngilizlerin Osmanlı topraklarında ayrılıkçı güçleri kışkırtarak, onlar aracılığıyla bölgede dolaylı bir etkinlik sağlama politikasına uygun düşen tipik bir örnektir. Bu bölgede yaşayan söz sahibi kişiler, İngilizlerin kışkırtmalarıyla bir Kürdistan oluşturulması fikrini yayma çabasında bulundukları sırada, bu rüzgardan etkilenen Ali Batı diğer yandan da kendisinin İstanbul Hükümetinin Mardin Temsilcisi olduğu yolundaki propagandalarla etkinliğini artırmaya çalışmıştır.[5]
11 Mayıs 1919 günü emrindeki yüz silahlı adamı ile Nusaybin’e gelen Ali Batı’ya İlçe Kaymakamı ve burada bulunan 24. Alay Komutanı ilk müdahaleyi nasihat yoluyla yapmışlarsa da, buradaki askerî kuvvetin kendi sayılarından daha az olduğunu anlayan Ali Batı her ikisini de tehdit etmiş ve daha da ileri giderek hapishanedeki mahkumları serbest bırakmış ve halktan zorla para ve insan toplamaya başlamıştır. Bunun üzerine 5. Tümen Komutanlığının emri ile civardaki askerî kuvvetler birleştirilerek Ali Batı’nın üzerine gönderilmiştir. 4 Haziran’da Mekre yakınlarında bozguna uğratılan Ali batı, bir grup adamıyla kaçmayı başarmıştır. 5. Tümen Komutanı, 6 Haziran’da bir bildiri yayınlayarak, köylülerin ve aşiretlerin bu eşkıyaya yardımda bulunmamak şartıyla serbest olduklarını ilan etmiştir.[6] Devam eden takip sonucunda Ali Batı 18 Ağustos’ta gizlendiği Medah mevkiinde kıstırılmış ve yapılan çarpışma neticesinde ölü olarak ele geçirilmiştir.
[5] Türk İstiklal Harbi, VI. Cilt, İstiklal Harbinde Ayaklanmalar, T. C. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Resmî Yayınları, Ankara 1974, s..41-42.
[6] Gnl. Kenan Esengin, Milli Mücadelede Hıyanet Yarışı, Ankara 1969, s. 42.
Dr. Yunus Kobal, Milli Mücadelede İç Ayaklanmalar
……………
Bir Kadim Dost
Can Dost Mehmet İsmail'in ( Prof.Dr. Mehmet İsmail)çok sevdiğim şiirlerinden birisi.
 Bence 21. Asra ,20. Asrın en büyük hediyesi.
Azerbaycan'ın ve Türk Dünyası'nın en büyük şairi.
Çanakkale' de yaşıyor.
Başka yerde yaşasaydım,çoktan ölürdüm,diyen bir Çanakkale sevdalısı,Çanakkale Dostu.
Allah'tan uzun ömürler dilerim.
2200' lü yıllarda hiç birimiz yokuz.
Mehmet İsmail ,şiirleriyle yaşayacak.
Yüz yıllara damga vuracak.
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
TÜRK’ÜN SEVGİSİ
          Memmed İSMAYIL
Âleme yiğitlik doğan  anadır,
Yolu gündoğandan günbatanadır,
Unvanı ‘Yer’ adlı bir vatanadır,
Bir ay sevgisidir, bir gün sevgisi,
                              Türk’ün sevgisi!
Tanrı dağlarından inip gelmiştir,
Bozkırda Bozkurda dönüp gelmiştir.
O yurttan bu yurda dönüp gelmiştir,
Hicran sevgisidir, sürgün sevgisi,
                                Türk’ün sevgisi!
Gökten geldiğinden göklere zamin,
Gönlünde Tanrı var, dilinde âmin.
Dünyaya birinci gelen Âdem’in
İlk’in sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi!
Âdem’le Havva’nın gördüğü yaşta,
Başında dert de var, dertle savaş da...
Namusu nefsinden yukarı başta,
Börkün sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi!
Tarihe serpilen izi büyüktür,
Orda da, burda da Türk oğlu Türk’tür.
Türklüğü de öyle dünyaya görktür,
Görkün sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi.
İyi bak, bu kale Türk kalesidir,
Bütün kalelerin ilk kalesidir.
Yenilmez, basılmaz Erk kalesidir,
Erkin sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi!
Her körpe dudağın ilk kelimesi,
Söyletsen, dilinin tek kelimesi
Kanından süzülen Türk kelimesi
Irkın sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi.
Tanrı dağlarından inip gelmiştir,
Bozkırda, Bozkurda dönüp gelmiştir,
O yurttan bu yurda dönüp gelmiştir,
Bir yurt sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi
Bozkurt sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi,
Korkut sevgisidir,
 Türk’ün sevgisi!