Çevre için mücadele ettiğini söyleyen ve ideolojisi Maksist-Leninist bir dünya görüşü içinde olup...

Çevre için mücadele ettiğini söyleyen ve ideolojisi Maksist-Leninist bir dünya görüşü içinde olup önderi de Priştineli sevdiğimiz Rahmetli bir düşünce adamı olan bir siyasi partimizin yönetiminde görevli bir kişi Kaz Dağları Milli Parkı için Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürü hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş...
Tabii ki, yapılan soruşturmada Alamos Gold ve Doğu Biga Maden Şirketini de suçluyor... Kaz Dağlarında suçlular yargılansın, diyor...
Biz de Kaz Dağlarında iki milyon zeytin ağacını kesip bu yerlere imar veren CHP'li belediyelerin yargılanmasını gönülden istiyoruz... Yine, Kaz Dağlarının altını kim oyuyorsa biz de şikayetçiyiz... Bu talana dur demek gerekli...
Şimdi asıl konumuza gelelim...
Kaz Dağları, on beş kilometre eninde ve altmış kilometre uzunluğunda bir dağ silsilesidir...
Batıda Dikili Dağ, kuzeybatıda Dede Dağ, orta bölgede Kaz Dağı( İda Dağı) ve Gürgen Dağı, kuzeydoğu'da Karakatran Dağı ve SakarDağ( Susuz Dağ), güneydoğuda ise Eybek Dağı olmak üzere 160 161 hektarlık bir alanı kapsamaktadır...
Bu Dağların 21 450 hektarlık bir bölümü de Kaz Dağı Milli Parkı olarak 1993/4243 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Milli Park ilan edilerek koruma altına alınmıştır... Burası, sadece Edremit İlçesi sınırları içinde olan bir Milli Parktır...
İşte, bu Milli Park için Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürü ile Alamos Gold ve Doğu Biga Maden Şirketi hakkında suç duyurusu yapılıyor...
Tarım ve Orman Bakanı müfettiş görevlendiriyor ve ilgili Genel Müdür ve Alamos Gold, Doğu Biga Maden Şirketinin anılan alanda faal olmadığını müfettişler tespit ediyor... Milli Park ile Alamos Gold, Doğu Biga Maden Şirketi faaliyet alanının kuş uçuşu 36,7 kilometre uzakta olduğunu ve yapılan suç duyurusunun hukuksuz olduğuna karar veriliyor... Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli de Genel Müdürünün bir suçlu olmadığını bu yüzden yargılanmasına gerek yoktur kararı veriyor...
Bakanın bu kararına idare mahkemesine itiraz yapılmış ve sonuç bekleniyor...
Yine, saçma sapan iddialar ileri sürülmektedir...
Bu işte, müfettişler de, bilimden istifade ederek coğrafya hakkında bilgi sahibi olmuşlar ve doğru karar vermişlerdir...
1- Alamos Gold, Doğu Biga Maden Şirketi Kaz Dağlarında değildir... Hukukun kararıyla tescillenmektedir...
2- Maden Şirketinin faaliyeti Kaz Dağı Milli Parkıyla alakalı değildir...
3-Doğu Biga Maden Şirketi ağaç kesmemiştir... Ağacı kesen Orman İşletme Müdürlüğüdür... Kesilen ağaç sayısı, 20 cm çapından büyük olmak üzere 13 400 tanedir... Diğerleri maki ve çalı formundadır...Bu, tespitle 300 000 ağacın kesilmediği de ortaya çıkmaktadır...
Şimdi, bilgisizce ve cehaletle hukuk mücadelesine girerseniz böyle boyunuzun ölçüsünü alırsınız...
Biz, diyoruz ki, bir de bizimle görüşün; size doğru bilgileri verelim, ona göre hukuk mücadelesi yapın... Don Kişotluk yapıp biz de burada varız, biz de mücadele ediyoruz, demek için önce bilgiyi önceliyeceksiniz...
Yine biz diyoruz ki, denetlemediğimiz hiçbir faaliyeti kabul etmiyoruz...
İşte, burada bir açmaz var... STK'larının bu işe müdahil olması için mevzuatın değişmesi gerekli... Biz, bu mevzuatın değişmesini ve bizim de müdahil olacağımız bir sistemin olmasını istiyoruz... Tabii ki, bilimi ve doğruları önceleyerek... Bilgisizce yapılan mücadelenin, mücadeleye bir faydasının olmadığını da burada gördük...Basında yazılanlarında doğru olması için de her gazetede bir çevre haberlerinden sorumlu editör bulundurulsun ki, yanlış haberler yapılmasın...
Bizim dışımızda çevrecilik yapan arkadaşlara da tavsiyemiz ilk işiniz bilimi öncelemek olsun...
Son söz:
1- Tarım ve Orman Bakanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli doğru iş yapmıştır... Çünkü, Kaz Dağları'nda ve bilhassa Milli Park içinde bir tane bile faaliyet gösteren altın çıkaracak maden şirketi yoktur...
2- Alamos Gold, Doğu Biga Maden Şirketi, daha farklı bir dağ silsilesi olan Biga Dağları üzerindedir...
3- Bu maden şirketinin Sarıçay'la ve içme suyumuzla hiçbir alakası yoktur... Bu tamamen algı meselesidir...
4- Asıl tehlike, Sarıçay içinde  konuşlu olan Eczacıbaşı Altın Madeni şirketidir...Bunu da, bizden ilk defa duyuyorsunuz...
5-Sarıçay suyu için asıl tehlike RES'lerdir... Tüm tepeleri düzleyen ve su akışkanlığıyla erozyona sebep olan, toprakta suyun daha hızlı aşağıya gitmesiyle ağır metallerin Sarıçay'a akmasına sebep olacağı şimdiden görülen ve sonucunda da, Alzheimer, MS, Parkinson, Böbrek ve Kanser hastalıklarının yapıcısı olacak ve önümüzdeki on yılların sağlık problemlerinin de, bunlar olacağını şimdiden  görmek gerekir...Buna göre de, tedbirler alınmalıdır...
6- Çevre meselelerini bilmeden bilir gibi yapanlara da, bu olay kapak olsun... Çevre için yapılacak mücadeleye ancak, böyle zarar verilirdi...
7-Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu olarak çıkarttığımız "Çanakkale Çevre ve Doğa Dergimizi" okumadan da, çevrecilik için bir şey yapmayın... Yoksa hukuk ve kanunlar karşısında böyle maskara olursunuz...
8- Önce bilim, sonra bilim ve en sonra da, bilimi Önceleyin... Çevreciliğe de öyle başlayın...
9- Tüm Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerini ve siyasilerimizi de, çevre meselelerinde daha hassas olmaya davet ederiz... Başta Çanakkale Belediyesi, DSİ, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü... İkinci grupta da, Orman Baş Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, İl Özel İdare Genel Sekreterliği ve İl Genel Meclisi ile parlamentoda grubu bulunan siyasilerimizin il ve ilçe başkanlarını da çevre meselelerinde daha duyarlı olmaya davet ederiz... Çünkü bu çevre facialarından siz de etkileneceksiniz...
Daha temiz hava, daha temiz toprak, daha temiz su istiyoruz...
Kamuoyuna duyururuz...17 Aralık 2020
          Bünyamin Nami Tonka
Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri  
          Federasyonu Başkanı