Yaklaşık 20 yıldır sürdürülen kazı çalışmaları kapsamında bu yıl, Parion kıyılarında gerçekleştirilen su altı araştırmalarında dikkat çekici arkeolojik bulgulara ulaşıldı. Özellikle Osmanlı dönemine tarihlenen seramikler ve denizcilikle bağlantılı yapı kalıntıları, bölgenin tarihsel önemini farklı bir boyuta taşıdı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş, yapılan incelemeler sonucunda, Parion’un 1574 yılından 19. yüzyıla kadar Osmanlı Donanması için önemli bir tedarik ve sevkiyat merkezi olarak kullanıldığını belirtti. Bu bulgular, antik kentin yalnızca Roma ve Helenistik dönemleriyle değil, Osmanlı tarihiyle de derin bir bağ taşıdığını ortaya koydu.

ÇARO heyeti ile Prof. Dr. Keleş arasında gerçekleştirilen görüşmede, kazı alanında elde edilen son bulgular, yayımlanacak bilimsel çalışmalar ve Parion’un kültürel tanıtımı üzerine verimli bir değerlendirme yapıldı. Özellikle arkeoturizm potansiyelinin artırılması, bölgeye yönelik nitelikli rehberlik hizmetlerinin geliştirilmesi ve antik kentin çok katmanlı mirasının daha geniş kitlelere ulaştırılması konularında ortak projeler gündeme geldi.

Ziyaretin ardından açıklama yapan ÇARO yetkilileri, Parion’un sahip olduğu zengin tarihi dokunun tanıtılması ve korunması adına iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. “Antik liman kenti Parion, sadece Roma ya da Helenistik dönemleriyle değil, artık Osmanlı dönemine dair izleriyle de bize yeni bir hikâye anlatıyor” denildi.

ÇARO, kazı sürecinde özveriyle çalışan bilim insanlarına teşekkür ederek, Parion’un geçmişten günümüze uzanan çok katmanlı tarihinin daha görünür kılınması adına her türlü desteğe açık olduklarını vurguladı.

Parion Antik Kenti Hakkında

MÖ 709 yılında kurulduğu tahmin edilen Parion, Troas bölgesinin önemli ticaret ve liman kentlerinden biri olarak biliniyor. Roma İmparatorluk döneminde büyük bir gelişim gösteren kent, tiyatro, hamam ve nekropol gibi pek çok yapıya ev sahipliği yapıyor. Yeni bulgularla birlikte Osmanlı dönemine dair izlerin de ortaya çıkması, Parion’un tarihi sürekliliğini ve kültürel çeşitliliğini daha da öne çıkarıyor.

 

Hasan Sami Er