Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, Çanakkale’deki termik santrallerinin sayısına dikkat çekerek, bu bölgede kaç kanser sayısının olduğu ve nerelerde tedavi altına alındığı ile ilgili İl Sağlık Müdürlüğü’nden bilgi istediklerini fakat cevap alamadıklarını söyledi.
Kanser haftası geride kalırken, Türkiye’de kanser sorunu devam ediyor. Kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bölünüp çoğalmasıyla oluşan bir hücre hastalığı. Kanserin sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte, yüzde 90'ının nedeni çevresel etkenler. Sigara ve alkol kullanımı, radyasyona maruz kalma, bazı virüsler, dengesiz beslenme alışkanlığı, gıdalardaki katkı maddeleri, uzun süre güneş ışığına maruz kalma( maling melenom) hava kirliliği, bazı kimyasal maddeler, değiştirilmesi mümkün çevresel faktörler arasında yer alıyor.
İklim değişiklikleri dünyayı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Yağışların azalması, orman yangınları, toz bulutları, ekonomik faaliyet olarak sanayi bölgeleri, maden faaliyetleri, termik santral faaliyetleri, şehirlerde trafiğin yoğun olduğu alanlar kanseri tetikleyen alanlar.
TERMİK SANTRALLER
Türkiye'deki tüm termik santraller, sanayi bölgelerindeki faaliyetler, maden faaliyetleri, araç sayısının artmasıyla oluşan egzoz gazlarının etkileri, ekonomik kriz nedeniyle yetersiz beslenme, erken teşhis için düzenli kontrollerin yapılmaması ve kamunun bu konuda, verileri halkla paylaşmaması gerektiğini belirten Başkan Tonka, “Federasyon olarak il Sağlık Müdürlüğü’ne verdiğimiz dilekçemizde, sorduğumuz" Çanakkale Merkez ve Çan İlçelerimizde  kanserli hasta sayısı ve kanser çeşitleriyle tedavi edildikleri hastaneler nereleridir? "sorumuza, bilgi edinme kanununa uygun görülmediği için bilgi vermeyeceklerini bildiren bir cevap almaktayız...
Bu, kurumların bilgileri kendilerine saklamaları sonucunu doğurmaktadır... Saklanan bu bilgiler halkla paylaşılmaz halkın kendisini korumak için tedbir almamasına sebep olmaktadır... Şu an kalp damar hastalıklarından sonra ençok ölümlü vaka, kanserden olmaktadır...” dedi.
PEKİ! TEDBİRLER NELER OLMALIDIR?
 
Başkan Tonka, bu alanla ilgili de şu tedbirleri sıraladı; “1-Egzoz gazlarının yoğunluğunu azaltmak için şehir merkezleri ağaçlandırılmalıdır... Gelecek için "Millet Bahçeleri" projesi desteklenmelidir.
2-Sanayi Bölgeleri şehir dışlarında ve çevresi ağaçlandırılmış alanlarda kurulmalıdır. Baca gazı ölçülen ve tedbir alınan kuruluşlar sanayi bölgelerinde kurulmalıdır...
3-Gıda katkı maddeleri denetlenmelidir... Dünya Sağlık Örgütü verileri takip edilmeli ve halk sağlığını tehdit eden unsurlar ortadan kaldırılmalıdır... Aspartam konusu netleşmeli... Palm yağı Türkiye'ye sokulmamalıdır... Palm yağı ile imalatını yapılması yasaklanmalıdır... Mısır şurubu ile hiçbir imalat yapılmamalı, Türkiye'ye sokulması yasaklanmalıdır...
4- Hava kirliliğinin sebep olduğu, astım, koah, üsye, kanser gibi hastalıklara sebep olan Pm 10, Pm 2.5, ve hiç gündeme gelmeyen ve Türkiye'ye ölçülmeyen Pm 1 maddeleri konusunda ölçüm istasyonları kurulmalı, ölçümler halkla paylaşılmalıdır... Pm 1 için, Pm 2.5 için çevre mevzuatında değişiklikler yapılmalıdır... İnsan sağlığı için bir yıkım olan ve çevre düşmanı konumunda olan termik santraller kapatılmalıdır... Yerine yenilenebilir enerji sistemleri kurulmalıdır... Bunlar öncelik ve çevre kirliliğini  önleme açısından GES, RES, JES, HES şeklinde önemsenerek gerekli yatırımlar yapılmalıdır... GES için Şanlıurfa İlimiz pilot bölge olmalıdır...
5-Ülkemizin radyasyon, manyetik alan değişimi gibi, insan sağlığı için çok önemli olan dalgaları ölçmemiz gerekmektedir... Ölçüm sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmanız gerekmektedir...
6- İlaç diye içtiğimiz kimyasalların insan vücuduna olumsuz etkilerini de takip etmeliyiz... Vefat eden hastaların kullandığı ilaçların( kimyasalların) neler olduğunu inceleyecek bir kurul olmalıdır... Bu ilaçların(kimyasalların) insan vücuduna etkileri  ve alınan kimyasalların tedavi için kullanılan hastalığa olumlu veya olumsuz etkileri de takip edilebilmelidir... Hasta, kullandığı ve tedavisi için umut beslediği kimyasalı asıl hastalığı olan organa etkisini takip etmeli ve kimyasalı vücudunda oluşturduğu olumsuzlukları ilgili birimler paylaşabilmeli... Vefat eden hastanın ölüm sebebi iyi araştırılmalı, kullanılan kimyasalın etkisiyle vefat oluşmuşsa oilaç ( kimyasal) yasaklanmalıdır. Kordona için tedavi edecek diye verilen kimyasalların tedavi etmediği görülmüştür... Bu nedenle ilaç lobiletinin faaliyetleri dikkatle takip edilmelidir...
Biz ;sağlıklı çevre, sağlıklı su, sağlıklı hava, sağlıklı toprak istemekteyiz...
Halk sağlığını korumak için STK'ların karar alıcı kurullarda olması için mevzuat değiştirilmeli...
Sağlıkla ilgili alınacak kararlar, STK'ların da olduğu kurullarda  tartışılarak alınmalı ve kamuoyu bu konularda aydınlatılmalıdır...”
Mine Yel